Tuğba Günal ve Birhan Erkutlu İstanbul’da doğup büyümüş, Birhan’ın deyimiyle ‘rastalı İstiklal çocukları’ sekiz yıl önce Antalya’nın Alakır Vadisi’ne yerleştiler. Alakır’a yerleştikleri günden beri kendi bahçelerinde yetiştirdiklerini yiyerek, olabildiğince az para harcayarak yaşıyorlar.
En yakın köyden 10 kilometre uzaklıktalar ama HES'den kaçamıyorlar. 2009’da HES kâbusu gelip onları bu bakir vadide buluyor. Hem de bir değil, altı HES! Türkiye’nin dört bir yanındaki çevrecileri seferber ederek dava açmak için gereken 40 bin liralık bilirkişi masrafını kuruş kuruş topluyorlar, bozuk paralarla götürüp mahkemeye veriyorlar.
Tuğba ve Birhan, yanlarına yeni taşınan Elif, Tayfun ve şimdi altı aylık olan bebekleri Cana için hep beraber yaptıkları ‘yuva’yı adım adım fotoğrafladılar. Günde 8 saat çalışarak yaklaşık iki ayda tamamladıkları evin malzemeleri: Taş, toprak, çalı, gübre, ağaç ve en yakın yerleşimin atıklarından kapı, pencere, tahta, lavabo, lastik, musluk, cam... Evin ‘kolonları’ meşe direklerinden. Araları çalıyla
Evleri için “Kendiliğinden klimatize oluyor, çabuk ısınıyor. Çok basit yapılar ama her türlü ihtiyacı karşılıyor” diyorlar. Toplam masrafları 2 bin 250 TL olmuş, ama istenirse hiç para harcanmadan da yapılabileceğini söylüyorlar. TOKİ’yi fast food’a benzetiyorlar.