28. yılında 12 Eylül’ü değerlendiren Baskın Oran, “Bugün 20’li yaşlarındaki gençlere sorun 12 Eylül’de neler oldu diye sorun, biri çıkıp bir tek şey biliyorsa damarlarımı keserim” diyor.
12 Eylül’le hesaplaşmak mümkün mü? Darbeyi gerçekleştirenlerin yargılanmasını engelleyen Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmamasının nedenleri ne? 12 Eylül’ün izlerinden nasıl kurtulunabilir? 12 Eylül’ün üzerinden 28 yıl geçti... Baskın Oran, Mithat Sancar ve Ertuğrul Mavioğlu 12 Eylül’le hâlâ hesaplaşılamadığını, yeni kuşakların 12 Eylül’ü bilmediğini ve toplumsal iradenin oluşması gerektiğini söyledi. Sancar, Oran ve Mavioğlu ntvmsnbc’nin sorularını yanıtladı.
Prof. Dr. Baskın Oran: 12 Eylül’le hesaplaşamadık. 12 Eylül’de yapılan darbe Türkiye’yi içten içe zehirlemeye devam ediyor. Hesaplaşmanın da ötesinde insanlara hatırlatmak, göstermek gerekiyor 12 Eylül’ü...
TRT'den darbeler belgeseli
Bu konuda şu anda çok önemli bir teşebbüs var; Diyarbakır Askeri Cezaevi Gerçeği ile Yüzleşme ve Adalet Komisyonu... Bu komisyon Diyarbakır Cezaevi’nde işkenceden geçirilen kişilerle video kaydı yaparak görüşmeler gerçekleştirdi. Bu zehre neşter atacak ilk çalışmadır.
Bu bir intikam alma eylemi değil toplumsal vicdan oluşturma eylemi. Kanıtlarıyla, doktor raoporlarıyla, videolarıyla. Ben devletim diyen bir devletin yapması gereken şeyler bunlar. Ama devletimiz bunları yapmıyor.
Hesaplaşmadan önce neler yapıldığını göstermek lazım. Bugün 20’li yaşlarındaki gençlere sorun 12 Eylül’de neler oldu diye; bir tanesi birtek şey biliyorsa damarlarımı keserim. Önce onlara ne olduğunu göstermek lazım. Kanıtlarıyla göstermek lazım. Önce toplumsal hafızanın oluşması gerekiyor. Toplumsal vicdanı etkilemek gerekiyor...
Darbenin sonuçları
Günümüzde Ergenekon’a kadar birçok olay 12 Eylül’ün uzantısı. Bu kirlenme, zehirlenme hesaplaşmaya götürecek bizi. Bana küçükken bir hikâye okutmuşlardı. Küçük bir çocuk bostan kuyusuna düşüyor. Tam düşerken babasının ona söylediği şey aklına geliyor. Kızım sakın bu kuyuya yaklaşma. Ama eğer düşecek olursan hiç çabalamadan dibe kadar git. Dibe inince ayaklarını vur yukarı çakarsın. Yani dibe vurmadan çözülmüyor bu işler maalesef. Susurluk, Yüksekova, Şemdinli, Ergenekon dörtlü çizgisi... Bunlardır 12 Eylül’ü sorgulamaya götürecek olan. Dibe vurduk çünkü...