Politika

Başbakan’a boykot tepkisi

Başbakan Erdoğan’ın Doğan Grubu gazetelerini hedef göstererek, ‘Bu gazeteleri evinize sokmayın’ çağrısına CHP milletvekilleri tepki gösterdi.

19 Eylül 2008 03:00
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı gazeteler konusunda yaptığı boykot çağrısı siyasette geniş yankı uyandırdı. CHP'li milletvekilleri Erdoğan'ı "diktatör ve faşizan" bir eğilimde olmakla suçladı.

Başbakan Erdoğan’ın Doğan Grubu gazetelerini hedef göstererek, ‘Bu gazeteleri evinize sokmayın’ çağrısına CHP milletvekilleri tepki verdi. İşte o tepkilerin başlıcaları:

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin Başbakan Erdoğan'ın "Deniz Feneri soygununun AKP'yi de kapsadığı ve bu yolla AKP siyasetinin finanse edildiği' ortaya çıkınca bu yolsuzluğu yazan basına karşı ambargo çağrısı yaptığını belirterek "Bu tehlikeli bir girişimdir. Başkaları da bu yolsuzluğu yazmayan AKP yandaşı basın için ambargo çağrısında bulunursa ne olacak? Başbakan yandaşlarının yaptığı yolsuzluğun üstünü örtmek adına toplumu kamplaştırıyor ve bölüyor. Devletin bütün kurumlarıyla Türkiye tarihinin bu en büyük bağış yolsuzluğu ve kaçakçılığının üzerine gitmesi ve savcıları ve MASAK'ı devreye sokması gerekirken bu yolsuzluğun kamuoyu tarafından öğrenilmesini engellemeye çalışıyor. Bu son davranışıyla Başbakan'ın 5 yıldan beri gizlemeye çalıştığı baskıcı, diktacı ve faşizan eğilimlerini artık kontrol edemediği ortaya çıkıyor" dedi.

Erdoğan'dan boykot çağrısı


Başbakan basın üzerinde gözdağı veriyor

Ersin, Başbakan Erdoğan'ın basına yönelik sert ve baskıcı girişimleriyle aslında yolsuzluğu araştırmakla görevli kişilere gözdağı verdiğini de belirterek "Başbakan'ın asıl hedefi emniyeti, MASAK'ı, savcıları ve hatta DDK'yı görevlendirmesi gereken Cumhurbaşkanı. Başbakan basın üzerinden bunlara gözdağı veriyor" diye konuştu.

‘Başbakan kendini bitirme sürecine giriyor’

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise Başbakan'ın yaptığı boykot çağrısına şaşırmadığını belirterek "Bu çağrı ile Başbakanın gerçek kimliği, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Başbakan'ın demokrasiyle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı, faşizan bir yönetim anlayışına sahip olduğu, bütün amacının da böyle bir rejimi kurumsallaştırmak olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Son tablo bunun en son aşamasıdır. Vahim bir süreçtir. Ama ben şahsen yadırgamıyorum, şaşırmıyorum. Başbakanın bunun aksi bir yönetim anlayışına sahip olması mümkün değildir. Türkiye artık bu fotoğrafı ve bu kimliği tanımalıdır. Başbakan kendi kendini bitirme sürecine girmiştir. Diktatörlerin kaçınılmaz akıbetini başbakan da yaşayacaktır" diye konuştu.

‘Türkiye ile uğraşsın medya ile uğraşmaktan vazgeçsin’

CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, Başbakan'ın halkın iradesini ne şekilde kullanacağına karar verecek hale geldiğini kaydederek "bu ancak padişahlık ve darbe dönemlerinde olur. Yasaklanan kitaplar, yasaklanan dergiler ve gazeteler vardı" dedi. "Boykot çağrısına muhatap olan gazetelerin tirajı aynı olursa başbakan hangi tehditte bulunacak?" diye soran Seyhan, Erdoğan'a "medyayla uğraşmayı bırak, Türkiye'nin işiyle, sorunlarıyla uğraş. Cari açık büyüyor, işsizlik artıyor, tarım küçülüyor, sanayi küçülüyor. Bunlarla uğraş, ekonomideki sorunlara çözüm bul" diye seslendi. Erdoğan'ın basında yer alan haberlerden rahatsız olduğunu belirten Seyhan, "ama Türkiye'de asıl konuşulması gereken basının yazdıkları değil, yazmadıkları. Türkiye'nin gerçeği yazılmayanlarda gizli" diye konuştu.

‘Halkın gerçekleri öğrenme çabası’

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ise anayasaya göre basının hür olduğunu ve sansür edilemeyeceğini hatırlatarak "Başbakan'ın basın hürriyetini sınırlamaya ve sansür etmeye yönelik bu tavrı kabul edilemez. Başbakan'ın görevi sansürlemek değil tam tersine, yolsuzlukların üzerine giden basının tarafsızlığını, bağımsızlığını, anayasamız ve evrensel demokrasi anlayışı gereğince sağlamak olmalıdır. Anlaşılan o ki, Başbakan Deniz Feneri ve AKP'li belediyelerde ortaya çıkan yolsuzlukların halka yansıtılmasından ve bu yolsuzluklardaki AKP siyaset ilişkilerinin deşifre edilmesinden oldukça rahatsız olmaktadır. Görülüyor ki; yolsuzlukları önleyeceğiz söylemiyle iktidara gelen anlayış tam tersine, yolsuzluk iddialarının etrafında yoğunlaştığı bir duruma dönüşmüştür. Başbakanın basını sansür etmeye yönelik anlayışının arkasında gerçeklerin halkımız tarafından öğrenilmesini engelleme çabası yatmaktadır."diye konuştu.

‘Potansiyel diktatör’

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da Erdoğan'ın boykot çağrısını "son derece vahim bir söylem. Tamamen anti demokratik bir davranış şekli. Bundan bir adım ötesi gazetelerin yayınlanmasını engellemek olur. Potansiyel bir diktatörümüz var" sözleriyle değerlendirdi.