Başbakan Binali Yıldırım, "Yüzde 10 seçim barajı konuşulur, indirilebilir bu seçim barajı. Çünkü bu cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde artık model değiştiği için parti gruplarından ziyade, milletvekilleri ön plana çıkıyor" dedi. Yıldırım, idam cezası konusunda ise "Eğer CHP de varsa biz de varız. Herkes varsa biz de varız. Mutlak bir mutabakat varsa bizim görevimiz onu yerine getirmek. HDP hariç. HDP'nin ne istediğinin önemi yok. Üç parti bunu konuşur" ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde medya temsilcileri ile biraraya geldi.
Yıldırım, bu seçim barajı değişikliğinin ‘Cumhurbaşkanlığı sistemi’nin devreye girmesi hâlinde konuşulabileceğini vurguladı:
"İstikrarı sağlamak amacıyla baraj yüksek tutulmadı mı? Şimdi artık bu istikrarı sandıkta vatandaş sağlıyor. Dolayısıyla birtakım barajlarla istikrarı garanti altına almak ihtiyacı ortadan kalkıyor. Bu yüzden barajla ilgili bir düzenleme yapılabilir. Temsilde adalet... 'Baraj yüksek olunca temsilde adalet olmuyor.' deniyordu, burada o sorun da ortadan kalkmış oluyor. Dolayısıyla her yönüyle Seçim Kanunu'nda böyle bir değişikliğe gidilebilir. Milletvekillerinin hangi usullerle seçileceği, hangi yöntem olacağı konusu da oturulup konuşulacak, bir partinin vereceği karar değil ama biz AK Parti olarak biz buna açığız.
Oturup bütün partilerle konuşacağız, makul bir noktada buluşursak bu değişikliği de yaparız. Bu, yapılan cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir parçası değil, bunun dışında anayasa konusu olmadığı için hemen 16 Nisan'dan sonra oturup konuşalım bu işi, biz hazırız."
“Rahat bir şekilde evetle
sonuçlanacağına inanıyorum”
Halk oylamasına ilişkin kamuoyu araştırmalarında "evet" ve "hayır" oylarının birbirine yakın olduğunun ifade edilmesi üzerine Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"20 günlük bir süre var. 20 gün içerisinde mutlaka vatandaşın kararında, kararsızların kararında kesin bir sonuç ortaya çıkacak. Biz kampanya yapıyoruz, anketlerle ilgilenmiyoruz. Vatandaşla mümkün mertebe daha fazla bir araya gelmeye çalışıyoruz, getirdiğimiz bu değişikliği anlatıyoruz. 'Hayır' grubundakilerin yanlışlarını, bunların doğrusunun ne olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Doğrusunu isterseniz ben, öyle kritik bir durum falan görmüyorum. Rahat bir şekilde evetle sonuçlanacağına inanıyorum.".
“MHP ile birlikte program yapmayacağız”
Referandum kampanyası kapsamında MHP ile birlikte program yapmayacaklarını belirten Başbakan, “Beraber program yapmıyoruz ama MHP de biz de 'Evet' kampanyası yapıyoruz, hedefimiz aynı” dedi.
Başbakan, MHP'li muhaliflerin toplantılarında çıkan olaylar hakkında da şöyle konuştu:
“Tabii orada MHP'nin kendi bünyesinde olan bir sorun. Olmamasını tercih ederiz ama bu da bir sonuç, bir vaka. Biz İçişleri Bakanlığımıza kesin talimat verdik. Her türlü programı kim yapmak istiyorsa, muhalif, müzahir, kim olursa olsun, yer temini konusunda herhangi bir kısıtlama olmayacak. Ayrıca toplantının genel asayişini, toplantının yapılmasını engelleyici faaliyetlere de müsamaha gösterilmeyecek. Bunlar çok net bir şekilde söylendi.”
“PYD'nin faaliyetlerine müsamaha
göstermek bizi rahatsız ediyor”
Yıldırım, Türkiye’nin Suriye politikası hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Fırat'ın doğusundan Irak sınırına kadar gidildiğinde nüfus ağırlıklı olarak Arap. Kürt değil. Kürtlerle de bir sorun yok. Sorun, YPG ve PYD. Bunlar PKK'nın uzantıları. PKK ile iç içe geçmiş şeyler. Bunlar burada bir devlet kurmak istiyor. Bu açık. Suriye'yi parçalamak mı yoksa Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak mı istiyorlar? ABD ve Rusya'nın bunu söylemesi lazım. Bu kararı vermeleri lazım. Orada YPG ve PYD'nin faaliyetlerine müsamaha göstermek bizi rahatsız ediyor.
Burada söylemlerle uygulamalar birbirine uymuyor. Orada ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, önemli olan Türkiye'ye tehdit nereden gelirse gelsin, ister Suriye'den ister Irak'tan, o tehdidi bertaraf etmek bizim vazgeçilmez görevimizdir.”
“Bütün Avrupa bize karşı
şeklinde değerlendirmek hata olur”
Başbakan Yıldırım, İsviçre'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösteren pankartla ilgili olarak “Kabul edilebilir bir şey değil. Bu, tamamen suçtur. Türkiye, diplomatik yollardan yapılması gerekeni yapmıştır. Zannediyorum onlar da soruşturma başlattılar” dedi.
'Bütün Avrupa bize karşı' şeklindeki değerlendirmelerin doğru olmadığını söyleyen Yıldırım, “Avrupa'yı toptancı usulle değerlendirmek yanlış olur. Bazı ülkeler daha makul, bazı ülkeler ise maalesef olumsuz bir tutum içerisindeler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB ile ilgili "Müzakereler için de bir referandum yapma yoluna gidebiliriz ve milletimiz ne karar verirse o karara da uyarız" yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine Yıldırım, "Şu anda Türkiye kamuoyunda Avrupa Birliğine olan destek dibe vurmuş durumda. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şey odur. Mutlaka 16 Nisan'dan sonra Avrupa Birliği ile ilişkiler masaya yatırılacak. Kampanya döneminde yaşadıklarımızı da dikkate alırsak bir değerlendirme ihtiyacı olduğu muhakkak" ifadelerini kullandı.
AB ile ilgili referandumun, üyeliğe kabul aşamasında planlanan bir şey olduğunu söyleyen Yıldırım, "Referandum her konuda yapılabilir. Kamuoyunda bir kafa karışıklığı varsa, önemli bir adım atılacaksa referandum yapılabilir. Sadece bununla sınırlı değil başka konularda da belki ihtiyaç olacak. Vatandaşa soracağız. Siyasetin karar veremediği konularda imdada vatandaş yetişiyor" dedi.
"İdam konusunda eğer
CHP de varsa biz de varız"
İdam konusunda da halk oylamasına gidilmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, "İdam konusu da bugünlerde gündeme getiriliyor. Bütün dikkatimizi 16 Nisan'a vermemiz gerektiğini düşünüyorum. İdam da toplumun bir talebidir. Bütün siyasi partilerle bunun değerlendirmesi yapılır, ona göre adım atılır. İdam konusunda CHP 'Varız' diyor ama çok samimi olduğunu düşünmüyorum. Bu süreç geçsin göreceğiz. Eğer CHP de varsa biz de varız. Herkes varsa biz de varız. Mutlak bir mutabakat varsa bizim görevimiz onu yerine getirmek. HDP hariç. HDP'nin ne istediğinin önemi yok. Üç parti bunu konuşur" yanıtını verdi.
“100 yıllık mazisi olan
kulübe mal etmek haksızlık”
Başbakan Yıldırım, Arif Erdem ve Hakan Şükür'ün Galatasaray üyeliğinden çıkarılması hakkında “Her camiada yanlış adamlar olabilir. Galatasaray camiası yıllarca yüzümüzü ağartmış bir kulüptür. Dolayısıyla buradaki birtakım kişilerin, birtakım marjinal, muhalif grupların yaptığı yanlışları, çiğlikleri kulübe, 100 yıllık mazisi olan kulübe mal etmek haksızlık olur” ifadelerini kullandı.