Politika

Başbakan Davutoğlu'ndan 'iç güvenlik' savunması: Molotof kokteyli içecek değildir

Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefetin kaos çıkartmak istediğini söyledi

20 Şubat 2015 00:32

Başbakan Ahmet Davutoğlu, iç güvenlik paketi ile ilgili yapılan eleştirilere yanıt vererek, “Molotof kokteyli içinde kokteyl kelimesi geçtiğine bakmayın, bir içecek değildir. Yakmak için üretilmiştir” dedi.

Anadolu Yayın Platformu toplantısında konuşan Davutoğlu, şunları söyledi:

“Milli iradeye ne zaman darbe vurulmak istense, içeride ve dışarıdaki bazı odaklar hemen manüplasyona başlarlar. Andıçlarla ülke yönetme dönemi bitti. Darbelerden sonra özgür düşünce hapise giderken talimatla haber yazanlar oldu.

 

'Özgecan olayında muhalefet bize fatura çıkartmaya kalktı'

 

Özgecan olayında en erdemli söz kimden çıktı. Bu kızımızın babasından geldi. Olumsuz düşünce taşımadan öyle güzel mesajlar verdi ki, yakın dönemin en önemli irfan sesi oldu. Muhalefet ise buradan bize yine fatura çıkartmaya kalktı. Kadına yönelik şiddet konusunda ki ilk uluslararası sözleşmeyi 2011 yılında çıkarttık. Adını da İstanbul Sözleşmesi koyduk. Kadınını çocuğunu koruyamayan toplum geleceğini inşa edemez.

 

'Muhalefet kaos çıkartmak istiyor'

 

Çözüm süreci mekanik bir süreç değildir. Bir gönül seferberliğidir. Bir dil sevgi dili ise kim konuşursa konuşsun güzeldir. Nefret üreten dil de bizim dilimiz değildir. Çözüm sürecinde ne zaman olumlu bir safhaya geldiysek hep baltalandı. Biz ısrarla bu süreci sürdürüyoruz. Muhalefetin meselesi özgürlük değil, seçim öncesi kaos çıkartmak.

 

'Molotof kokteyli bir içecek değil'

 

Birileri Diyarbakır’ı, Halep sokaklarına döndürmek istediler. Molotof kokteyli içinde kokteyl kelimesi geçtiğine bakmayın, bir içecek değildir. Yakmak için üretilmiştir. Molotof ile birisi yakalansa karakolun bir kapısından girip öbür kapısından çıkıyor, gidip tekrar molotof kullanıyor. Kürt sorunu üzerinden bölgeye şekil vermek isteyenlere karşı tedbir almazsak, terör örgütlerinin ülkede cirit attığı bir ortam oluşur. Tarih bizden hesap sorar. Kamu düzeninin olmadığı yerde özgürlükler korunamaz. Artık eski Türkiye’ye dönüş yoktur.”