Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür işbirliğiyle hazırlanan "Bir Daha Asla! Geçmişle Yüzleşme ve Özür" sergisi açıldı. Toplumların kendi geçmişleriyle nasıl yüzleştiğinin 8 tarihsel vaka aracılığıyla aktarıldığı serginin açılışında konuşan Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı iş adamı İshak Alaton "Ülkemin de geçmişle yüzleşmesini ve barışmasını diliyorum" dedi. Alaton, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Dersim katliamı için dile getirdiği özrün çok önemli olduğunu belirttiği konuşmasının devamında Ermeni tehcirinin 100. yıl dönümünü hatırlatarak "Tüm dünyada ağır bir diplomasi ve itibar krizi yaşayacağımıza kesin gözükle baktığım 2015’e, freni boşalmış duvara çarpmak üzere olan bir kamyon gibi gidiyoruz. Direksiyonu çevirmeye niyetli pek kimse de göremiyorum" dedi. Toplumsal barışın tesisi için gerçekleştirilen çalışmaları inceleyen ve sergi açılışına onur konuğu olarak katılan Prof. Dr. Elazar Barkan da "Mağduriyetler dile getirilmedikleri müddetçe iltihaplanmayı sürdürür. Özür kişisel ilişkilerde mucizeler yaratır" ifadesini kullandı.
Proje koordinasyonunu Anadolu Kültür’den Asena Günal ile Açık Toplum Vakfı’ndan Özlem Yalçınkaya'nın, küratörlüğünü Önder Özengi'nin üstlendiği "Bir Daha Asla! Geçmişle Yüzleşme ve Özür" sergisinde çeşitli toplumların geçmişlerinde yaşanan çatışmalar, toplu cinayetler ve soykırım uygulamalarıyla nasıl yüzleştikleri, fotoğraf, belge, belgesel, video ve tanıklıklar ile anlatıldı ve devlet başkanlarının devlet ve toplum adına mağdurlardan nasıl özür dilediklerinin örnekleri sunuldu. Tophane'deki Depo'da açılan sergide, 8 tarihsel vaka aracılığıyla resmî özürlerin, barış, demokrasi ve insan haklarına saygılı bir siyasal kültür oluşmasına hizmet ettiği kadar, yaşananların bir daha asla yaşanmaması için alınacak önlemlerin de yolunu açtığına dikkat çekildi.
"Bir Daha Asla! Geçmişle Yüzleşme ve Özür" adlı serginin kapsamlı katalogunu okumak için tıklayın
Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın da bulunduğu açılış öncesi düzenlenen basın toplantısında Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton ile serginin akademik danışmanlığını yapan Columbia Üniversitesi’nden Prof. Dr. Elazar Barkan birer konuşma yaptı.
İshak Alaton, farklı ülkelerde yaşanmış deneyimlerin özür dilemenin toplumsal barışın ilk adımı olduğunu gösterdiğine dikkat çekerek Türkiye’nin de bir geçmişle yüzleşme sürecine gereksinimi olduğunu vurguladı. Alaton şöyle konuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk doksan yılında şu ya da bu nedenle yaşadığımız ve bugün toplumsal huzurumuzun ayağında bir pranga haline gelmiş acıları, hataları konuşmanın da zamanı geldi. 1915 tartışması, 6-7 Eylül olayları, 12 Eylül’ün insanlık dışı uygulamaları, şu günlerde çok yoğun tartıştığımız “Barış Süreci”ne bizi getiren yolda yaşanan hatalar titizlikle irdelenmesi ve öncelikle devlet tarafından uzlaştırıcı adımlar atılması gereken konulardır.
Gündemimizde acil konular var. Yaklaşık bir yıldır “Barış Süreci” sözünü tartışıyoruz. Başbakan'ımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılında Dersim isyanıyla ilgili açıkladığı belgeler ve devlet adına özür dilemesi önemli bir adımdı. Ama bunun kamu vicdanında yatıştırıcı olduğu söylenemez.
Bir diğer acil konu... Tüm dünyada ağır bir diplomasi ve itibar krizi yaşayacağımıza kesin gözüyle baktığım 2015’e, freni boşalmış duvara çarpmak üzere olan bir kamyon gibi gidiyoruz. Direksiyonu çevirmeye niyetli pek kimse de göremiyorum.”
İnkar etmenin bir çözüm olmadığına dikkat çeken Alaton sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnkar politikalarıyla hiçbir ülke toplumsal barışı sağlayamadı. Türkiye’nin de bu cesareti göstermesi, gündemimizdeki konuları şeffaflıkla tartışmaya açması, gerçek toplumsal barış için ilk kalıcı adımdır. Ben, yeri geldiğinde özür dilemeyi bilen ve özür dileyerek arınan, yücelen ve saygınlık kazanan bir devlet istiyorum. Ülkemin de geçmişiyle yüzleşmesini ve barışmasını diliyorum.”
Barkan: Özür mucizeler yaratabilir!
“Bir Daha Asla!: Geçmişle Yüzleşme ve Özür” sergisinin açılışı için Türkiye’ye gelen ve toplumsal barışın tesisi için gerçekleştirilen çalışmalar konusunda dünyada en yetkin isimlerden biri olarak tanıtılan Prof. Dr. Elazar Barkan resmi özürlerin yapısı ve işlevleri hakkında konuştu:
“Mağduriyetler dile getirilmedikleri müddetçe iltihaplanmayı sürdürür. Tarih yalnızca tek biçimde hatırlanabiliyor, husumetler de iltihaplanmaya devam ediyor olsaydı, şüphesiz hiçbir çatışma asla çözüme kavuşturulamazdı. Buna mukabil, sadece Almanya ve Fransa örneğine bakmak bile ülke ve halkların eski husumetlerini nasıl aşabildiğini göstermesi açısından yeterlidir. Ancak bunu başarmak için ülke ve halkların uzlaşma yolunda çaba sarf etmesi gerekir. Özür, kişisel ilişkilerde mucizeler yaratır. Giderek siyasi bir araç olarak gruplar arası husumeti aşan köprüler kurmak için kullanılıyor özür; özellikle de bir diyaloğu başlatmak ya da geliştirmek için. Özürler hem etik hem de siyasidir. Bir özrü sunmak, kabul etmek, reddetmek, eleştirmek gibi tercihlerin tümü siyasi bir temele dayanır, dolayısıyla tercihlerin siyasi söyleme daha merkezî biçimde dâhil edilmeleri gerekir.”