Çevre

Balık türlerine ve kıyı balıkçılığına yeni tehdit: 18 metrede avlanma kararı

"Balık stokları azalacak, bazı türlerin nesli tehlikeye girecek"

02 Ekim 2019 15:17

T24 Haber Merkezi

Denizlerde 15 Nisan’da başlayan genel av yasağı 1 Eylül itibariyle sona erdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Karadeniz kıyılarında avlanma derinliğini 24 metreden 18 metreye düşürmesiyle yeni balık sezonu tartışmalarla birlikte başladı. Küçük ölçekli geleneksel kıyı balıkçıları ile gırgır avcıları arasındaki ‘avlanma derinliği’ gerginliği hâlâ sürüyor.

Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SURKOOP), derinlik sınırının 18 metreye düşürülmesinin yavru balık popülasyonunun beslenme ve korunma için bulunduğu sığ suları gırgır ağlarına açacağı ve bu durumun habitat tahribatına yol açacağı sebebiyle change.org’da bir kampanya başlattı. “Bilimsel düşünceye başvurmadan alınan her karar canlı doğal kaynakların tahribatına ve giderek yok olmasına sebep olmaktadır” denilerek yapılan çağrıdan istenilen sonuç alınamadı. Ancak uzmanlar uyarmaya devam ediyor;

Biyoçeşitliliğin yüksek olduğu deniz çayırlarındaki tahribat yakın gelecekte balık stoklarının azalmasına sebebiyet verecek, nesli tehlike altına girecek türler ortaya çıkacak.”

Avlanma derinliği sınırının ne anlama geldiğini, bu düzenlemenin ekosistemimizi nasıl etkileyeceğini, kıyı balıkçıları ile gırgır avcılarının taleplerini Su Ürünleri Kooperatifi Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özkaya ile İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi ve Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saadet Karakulak ile konuştuk.

Avrupa Birliği (AB) Konseyi 2006 yılı itibariyle yürürlüğe koyduğu düzenlemede (COUNCIL REG. (EC)  No. 1967/2006) gırgır avcılığını kıyıdan en az 300 metre mesafe içerisinde ve 50 metreden sığ sularda yasakladı. Denizlerde 40 metreye kadar yayılım gösteren ve koruma altında bulunan endemik deniz fanerogamları ile Posidonia çayırlarında yaratabileceği hasarların ön görülerek bu yasağın konulduğunu söyleyen SURKOOP Başkanı Ramazan Özkaya, “Bu çayırlar, flora ve faunanın %25lik bölümüne barınma, besleme, saklanma, avlanma ve üreme gibi yaşamsal faaliyetlerine ev sahipliği yapmaktadır” dedi.

“Yasal değişikliğin en büyük sebebi gırgır avcılarının baskısı”

Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün AB Konseyi’nin kararından yola çıkarak 2012 yılında “güncel balıkçılık stoklarını korumak ve sürdürülebilirliği sağlamak” amacıyla 24 metre derinlikten daha sığ sularda avcılık yapılmasını yasakladığını ifade eden Özkaya, bugün böyle bir değişiklik yapılmasındaki en büyük sebebin gırgır avcılarının yaratmış olduğu aşırı baskı olduğunu kaydetti.

“Akdeniz’e kıyısı olan AB üyesi ülkelerde sınır 50 metre”

Avrupa Birliği’nin (AB) Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerinde 50 metre olan gırgır avcılığı derinlik yasağının, Türkiye’de 18 metreye düşürülmesi kararını “balıkçılığın sürdürülebilirliğini tehlikeye atacak bir karar” olarak değerlendiren Özkaya, şunları kaydetti:

“Yakalanan balık sayısı her yıl giderek düşüyor”

“2007 yılından bu yana iç sular dâhil her sene tutulan balık miktar düşmüştür. Bu da gösteriyor ki stoklar yıpranmış, balık boyları küçülmüş, bazı ekonomik türler yok olacak kadar azalmıştır. Balıkların kendini yenileyebilmesi için koruma alanlarının yüzde 10’lara çıkarılması, kota sistemine ve bölgesel avcılığa geçilmesi kararı alınmalıdır.”

“Biyolojik sürdürülebilirliği esas alan düzenlemelere sahip çıkmalıyız”

Ramazan Özkaya “Canlı deniz kaynaklarımızdan bugün olduğu gibi gelecekte de yararlanabilmek için; ekonomik, çevresel ve biyolojik sürdürülebilirliği esas alan, hakça paylaşımı ve halkımızın çıkarlarını ön planda tutan kural ve düzenlemelere hep beraber sahip çıkmalıyız!” çağrısında bulundu.

Gırgır ağının sığ sularda kullanılmasının sakıncaları neler?

Özkaya, düzenlemeyle beraber sığ sularda kullanılacak gırgır ağlarının sakıncalarını şöyle aktardı:

“Ortalama 90 kulaç (160 m) derinliğe sahip gırgır ağlarının alt donamları mevcut 24 m derinlikte bile dibe değmekteyken ve istiğna (büzme) halatlarının dibi adeta bir trol gibi dip sedimentini taraması söz konusuyken, bu takımların daha sığ sulara avcılık amaçlı taşınması habitat tahribine yol açacak. Bunun yanı sıra bu sığ bölgeleri bir beslenme ve gelişme alanı olarak kullanan yavru balık stoklarına da zarar verecektir.”

“Gırgır balıkçılarının gerekçesi gerçeği tam anlamıyla yansıtmıyor”

Öte yandan gırgır balıkçıları ise kıyıya yakın yerde bulunan balıkların komşu ülkelere kaçtığını söylüyor. Bu iddiaların haklılık payını sorduğumuz Özkaya, konuya ilişkin olarak şöyle konuştu:

“Yunanistan’da bazı bölgelerde 30 metre, bazı bölgelerde 50 metre derinlik yasağı mevcuttur.  Genellikle lüfer, palamut ve istavrit için 24 metreden sığ sulardan gittiği söylenmektedir.  Ancak palamutun dünyada %80’nini zaten biz avlıyoruz. Ayrıca her balık yakalanacak diye bir kural yok, tam tersi her canlı gibi balığın da bir defa üremesine müsaade edilmelidir ki nesilleri devam etsin. Onun için bu gerekçe tam anlamıyla gerçeği yansıtmamaktadır.”

Koruma alanlarının çoğaltılması zorunluluğuna değinen Özkaya, “Huzursuz olabilirsiz, mutsuzda olabiliriz ancak kesinlikle umutsuz olamayız” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Karakulak: Gırgır ağları deniz tabanını tarıyor

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi ve Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saadet Karakulak, yavru balıklarına yaşama şansı vermek ve küçük ölçekli geleneksel balıkçılara avcılık sahası bırakılması amacıyla, yeterli olmasa da 24 metreye çıkarılan derinlik sınırının tekrar 18 metreye düşürülmesine tepki gösteren bir diğer isim. Sığ sularda deniz tabanına değen gırgır ağının kurşun yakada bulunan mapalar ve mapalar içinden geçen istinga halatları ile zemini taradığını anlatan Karakulak, bu durumun sakıncalarını şöyle ifade etti:

Denizlerin can damarı Zernov çayırları tehlike altında

“Akdeniz, Ege ve kısmen Marmara Körfezinde deniz çayırları olarak bilinen, Karadeniz'e Zernov çayırı olarak adlandırılan ve 30 metre derinliğe kadar olan kıyı alanlarında dağılım gösteren deniz bitkileri bu denizlerin can damarıdır. Bu sığ alanlarda yapılan büyük ölçekli balıkçılık, dağılım alanları endişe verici boyutlarda azalan bu türlerin yok edilmesine neden olabilir.”

“18 metre derinlik sınırı yakın gelecekte balık stoklarını azaltacak”

“Yakın gelecekte balık stoklarının azalması ve nesli tehlike altına girecek türler olacaktır. Ayrıca, kıyısal alanda esas avlanması gereken küçük ölçekli geleneksel balıkçılarımızın av verimi düşecek, iki balıkçılık arasındaki çatışmadan dolayı kullandıkları av araçları kaybolacaktır”    

 

“Karadeniz kıyılarına nesli azalmakta olan Mersin balıkları ve köpekbalıklarının geleceği tehlikede”

“Balıkçının gırgır ağıyla hedeflemeden avladığı ve denize attığı deniz canlıları ekosistem için büyük bir öneme sahiptir. Karadeniz’de nesli azalan mersin balıkları ve köpek balıkları mevcuttur. Yapılan bu avcılıkta birçok deniz canlısı da zarar görecektir.”

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyada balıkçılığın durumu ile ilgili 2018’de yayınladığı güncel raporda, sürdürülebilirliği en düşük balık yataklarının Akdeniz ve Karadeniz (%62,2 sinde aşırı avlanma yapıldığı)’de olduğunu bildirilmiştir. TUIK su ürünleri avcılık verilerine bakıldığında; 2000 yılındaki av miktarı 500.000 ton iken,  2018 yılında 314.000 tona düştüğü dikkati çekmektedir. Bu durum; her yıl avlanan balık miktarında düşüş gerçekleştiğini göstermektedir. Bu verilere bakılarak geçen yıllardaki balık miktarını yakalamak mümkün görülmese de, sürdürülebilir balıkçılık için alınan koruyucu tedbirlerin devamı önem arz etmektedir.

“Olumsuzluklardan ilk etkilenen büyük balıklar; ekosistem küçük balıklara doğru kayma eğilimi gösteriyor”

Balıkçılık yönetiminde balık stoklarını korumaya yönelik önlemler alınmadığı takdirde stokların çökeceğini belirten Karakulak, ekosistemin tamamen küçük balıklara doğru kayma eğilimi göstermeye başladığı konusunda uyardı.

 

Balıkçılık üzerine yazdığı yazılarla tanınan Kenan Kedikli de gırgır ağlarının özellikleri ve avlanma derinliğine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Gırgır ağlarının derinliği 165 metredir ve uzunluk sınırı yoktur. 2012 yılında yapılan düzenleme ile 11 metreden 24 metre olan asgari avlanma derinliği bu ay yapılan düzenleme ile asgari 18 metre olarak değiştirilmiştir.

Gırgır ağlarının kurşun yakası (ağların denize batmasını sağlayan kısmı) ortalama 5-6 ton, uzunlukları ise yine ortalama olarak 1200-1300 metre civarındadır. Ortalama makine güçleri 1500-2000 HP civarındadır.

Kıyı balıkçıları (küçük ölçekli geleneksel balıkçılar) Kıyı bölgelerinde geleneksel av araçları olan olta, paraketa, uzatma ve voli ağları ile avcılık yaparlar. Ülkemizde bu sınıfa ait tekne boyu maksimum 10 metre olarak belirlenmiştir. Yine mevzuata göre avlanma bölgeleri kıyıdan itibaren maksimum 6 deniz mili ile sınırlıdır. Emek yoğun bir avcılık modeli olan kıyı balıkçılığında uluslararası balıkçılık literatüründe “düşük etkili  balıkçılık” olarak tanımlanmaktadırlar.

FAO/GFCM Gırgır avlanma derinliği için 50 metre önermektedir. Komşumuz Yunanistan’da bu kural avlanma derinliğinde 50 metre olarak uygulanmaktadır. Yine Yunanistan’da Gırgır ağları 150 metre derinlik ve 800 metre uzunluk ile sınırlandırılmıştır.

Bütün dünyada büyük ölçekli endüstriyel balıkçılık sınırlandırlmakta iken küçük ölçekli geleneksel balıkçılık merkezi politikalarla korunmaya çalışılmaktadır.

Bu kapsamda FAO/GFCM Akdeniz ülkeleri bakanlar düzeyinde yaptığı çalışma ve toplantılarda küçük ölçekli balıkçılığın koruması konusunda bizim ülkemizin de katıldığı bir protokol imzalanmıştır."


*Haber metni içindeki görseller: Meral Çinar