T24 - Mehmet Ali Erbil'in eski eşi Tuğba Coşkun'un ablası Şeyda Coşkun, "Üzüntü değil ama mutsuzluk kilo yapar. Üzüntüden insan kilo verebilir ama mutsuz insan mutlaka kilo alıyor. Sıkıntı midede birikiyor" dedi.
Sabah gazetesi yazarı Tuluhan Tekelioğlu'nun "Balık etli kadın güzeldir" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Balık etli kadın güzeldir
Onu her gün tanıdık bir sima ile boğazda yürürken görebilirsiniz. İşi,insanları yürütmek ve zayıflatmak. Kızkardeşi, Mehmet Ali Erbil'in eski eşi Tuğba Coşkun'un ablası Şeyda Coşkun anlattı
Günde 15 kilometre yürüyor. Boğazın balıkçıları onu iyi tanıyor. İstemeden de olsa oltalarının onun giysisini yırttığı çok olmuş. İşi, insanları yürütmek ve inceltmek! Mekânı Boğaz, mesaisi 7.00-17.00... Yürütmekle de kalmıyor, çalıştırdığı insanların yemeklerini hazırlayıp evlerine bile gönderiyor.
Geçtiğimiz hafta Mustafa Taviloğlu'na, telefonda, bir adet bisküviden bile vazgeçmesi gerektiğini anlatıyordu. İki gün önce yürürken, yanında Saba Tümer vardı. Onun için "Azimli, hızlı kilo veriyor," diyor. İşini tutkuyla yapan bir genç kadın, Şeyda Coşkun. Beden eğitimi okumuş, üzerine beslenme mastırı yapmış. Kızkardeşinin doğumu için gittiği Amerika'da, diyetisyen Montignac'ın sağlıklı yaşam seminerlerine katılıp yaşam koçu olmaya karar vermiş. Siz aslında onu Tuğba Coşkun'un ablası olarak tanıyorsunuz. Mehmet Ali Erbil'le boşanma sürecinde, tüm işini bırakıp kızkardeşinin moralini yüksek tutmak için seferber olmuş. Elinden tutup onu yürütmüş, yürütmüş... İki kızkardeş birbirlerinde teselli bulmuş. "Bu nasıl bir kader ki Tuluhan, Tuğba ile altı ay arayla evlendik, altı ay arayla boşandık," diyor...
* Üzüntü değil ama mutsuzluk kilo yapar. Üzüntüden insan kilo verebilir ama mutsuz insan mutlaka kilo alıyor. Sıkıntı midede birikiyor.
* Tuğba'ya kızartmaları yasakladım. Oğlu Ali Sadi'ye beyaz ekmek yedirmiyorum. Tam buğday unuyla yapılmış ekmek daha faydalı.
* Annemle bir savaşımız var, benden gizli soğan kavuruyor evde. Soğanın kavrulmasına karşıyım.
* Elimin enerjisine inanıyorum, elimi sürdüğüm insanlara kilo verdiririm.
* Tuğba'nın zor zamanlarını birlikte yürüyerek atlattık.
- Yaşınız?
- 34.
- 'En fazla 25 gösteriyorsunuz,' diyen çok olmuştur herhalde. Ben sizi Tuğba'nın kızkardeşi olarak biliyordum.
- Tuğba'nın ablasıyım ama herkes öyle sanıyor.
- Takıntılı bir abla mısınız?
- Beslenme konusunda takıntılıyım. Mesela Tuğba'ya kızartmaları yasakladım. Patates kızartmasını çok sever. O da yasak. Ali Sadi'ye beyaz ekmek yedirmiyorum. Tam buğday unuyla yapılmış ekmek daha faydalı. Pizza hepimizin ortak sevdiği yemek. Onu da sebzeli yapıyorum. Annem evde benden gizli soğan kavuruyor. Soğanın kavrulmasına da karşıyım. Domates suyunda azıcık çevirmek yeterli. Bütün değeri gidiyor. Diyet yemek yağsız, tuzsuz yemek değil, sağlıklı pişirilen yemek. Yani yağı yanmadan soğanı kavrulmadan yapılan yemek.
- Başka hangi konularda annenizle anlaşamıyorsunuz?
- Beyaz unu evlerine sokmuyorum. Mutfak alışverişlerini ben yapıyorum. Kullandığım un, vitamini minareli kesilmemiş, sağlıklı köy unu. Annem önce muhalif oluyor söylediklerime, sonra benden dinlediklerini çaktırmadan başka insanlara anlatıyor. Sabahları Tuğba ile yulaf ezmesi yiyoruz mesela. Bütün kırmızı meyveleri içine koyarak. Babam da 'At gibi yulaf yiyor bu kızlar,' diyormuş (gülüyor). Soya sütüyle karıştırıyoruz. Harika bir tadı oluyor. İnek sütü de almıyorum eve. Üç beyazı sokmuyorum. Annemlere de tembihliyorum. Un, tuz ve şeker vücudu çürüten şeyler. Mesela buzdolabımda asla margarin göremezsiniz. Tereyağı vardır ama. Vücut için gerekli. Yemekleri sıvı yağla yaparım. Yemeklerin kimyasıyla oynamak hoşuma gidiyor. Kepekli pirincimi Uzun Köprü'den getirttim. Mesela çalıştırdığım insanlara, metabolizmalarına göre farklı yemekler hazırlıyorum. Sebze takıntım var benim. Sebze yemeyenlere bile, bir şekilde, başka türlü sunarak, ağız tatlarına uygun şekilde hazırlıyarak mutlaka yediriyorum.
- Çalıştırdığınız insanlarda sizi şaşırtan şeyler oluyor mu?
- Hayatında bamya yememiş insanlar var! Kerevizin tadını tanımayan gençler gördüm ve çok şaşırdım. Çocuklara bütün sebzeleri sevdirmek lazım. En azından tattırmak gerek. Mesela mercimekli karnıyarık yapıyorum. Hiç karnıyarık yememiş insana cazip geliyor. Kıyma yerine mercimek kullanıyorum. Vücudun gün içinde alması gereken tüm öğeleri, doğru şekilde vermeye çalışıyorum.
- Sizinle çalışmak isteyenlerin çok olduğunu duydum. Nasıl yetişiyorsunuz her birine? Aralarında zor insanlar da var. Kaprisli oyuncular, yoğun çalışan iş adamları, vs.
- Seçerim,
- Neye göre?
- Biz bir dönem paylaşıyoruz. Özel hayatlarına kadar giriyorum. Gece vakti telefonla arayıp veya mesaj yollayıp, bir iş yemeğindelerse mesela, 'Şunu yiyebilir miyim?' diye sorabilecekleri bir yakınlık duyuyorlar bana. Karşılıklı güven önemli. O güveni hissetmediğim veya keyifli çalışamayacağımı düşündüğüm insanlarla yola çıkmıyorum.
Yedikleri her şeyi kontrol ediyorum
- Bir garanti verebiliyor musunuz yola çıktığınız insana?
- Bir yıl gece gündüz danışmanlık verdiğim, sabah-akşam yürüttüğüm müşterilerim oldu. Yedikleri her şeyi kontrol ediyorum. Benim söylediklerimden sapmazlarsa, hedefimizi tutturuyoruz birlikte.
- Kadınlar mı daha dirayetli, erkekler mi?
- Erkekler daha hedef odaklı. Kadınların duygusal gel-gitleri daha fazla olduğu için zaman zaman hedeften sapabiliyorlar. Şunu gözlemledim: Üzüntü değil ama mutsuzluk kilo yapar. Üzüntüden insan kilo verebilir ama mutsuz insan mutlaka kilo alıyor. Mutsuz kadınlar kilo alıyor. Kadınların hassas noktası mide ve karın bölgesi. Kadınların sıkıntıları karında birikiyor, gaz ve şişkinlik yapıyor, doğru nefes almasını bile engelliyor. Nefes egzersizleri yapıyoruz.
- Mutsuzluk kadında kilo mu yapıyor?
- Evet. Bu sene çalıştırdığım ve sevdiğim bir kadın, 'Çok mutsuzum, öyle mutsuzum ki ben, ölmek istiyorum,' dedi. Fazla kilolarından ayakkabılarını bile bağlayamıyordu. Bütün yaz programımı iptal ettim, onunla çalışmaya başladım. Birlikte başardık. Zayıfladıkça depresyonu da ortadan kalktı. Ayna karşısında kendini daha iyi hissetmeye başladı. Kendini sevmeye, alışveriş yapmaya başladı, en önemlisi de yürümeyi bir yaşam biçimi olarak günlük hayatına soktu.