Politika

Balbay vekil rozetli poz

Balbay:1950’de Fenik, 1957’de Bölükbaşı ve 2007’de Tuncel seçilince serbest bırakıldı. Gelenek bozulmaz diye düşünmüştüm

30 Eylül 2011 03:00


T24- Gazeteci Mustafa Balbay, cezaevinden verdiği söyleşide, ‘1950’de Fenik, 1957’de Bölükbaşı ve 2007’de Tuncel hapisteyken seçilince serbest bırakıldı. Doğrusu ‘Bu gelenek bozulmaz’ diye düşünmüştüm’ dedi.



Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve cezaevinde CHP’den İzmir Milletvekili seçilen gazeteci Mustafa Balbay, Ege Life dergisine verdiği ropörtajda, “Yemin törenini televizyondan izlerken sıra İzmir’e gelince acıyla karışık gülümsedim. O an Meclis’te değildim ama hapiste de değildim. Öyle bir duyguydu” dedi. Milletvekili seçildikten sonra da tahliyesinin mahkeme tarafından reddedilmesi hakkında “Ret kararı verilince kendimden daha çok ülkem adına üzüldüm” dedi.


Heyecanımı paylaşamamak üzücü


Balbay mektupla kendisine iletilen soruları cevapladı. Balbay’ın cezavinde milletvekili rozetiyle çekilmiş fotografları da ilk kez yayımlandı. Milletvekili olarak yapacağı çalışmaları anlatan Balbay, tahliye olup Meclis çalışmalarına başladığında, “Hiçbirşey yapmamazlık yapmayacağım” dedi. Milletvekili seçildiğindeki duygularını paylaşan Balbay, “Tabii ki İzmir’den çok emindim. Kafamda seçilmeme gibi bir olasılık yoktu. Ancak, 12 Haziran akşamı durum kesinleşince; içimde üniversiteden mezun olup, alanıyla ilgili işe girmiş bir gencin heyecanı vardı. O anı kimseyle paylaşamamak hüzün vericiydi. Ama heyecanımdan da hiçbir şey eksilmedi” diye konuştu.


Yemin töreninde acıyla gülümsedim


Meclisteki yemin törenini televizyondan izlediğini söyleyen Balbay, hissettiklerini şöyle anlattı: “Türkiye’de önceki yıllarda da hapisteyken milletvekili seçilenler oldu. 1950’de Mümtaz Faik Fenik, 1957’de Osman Bölükbaşı ve 2007’de Sebahat Tuncel hapisteyken seçildiler. Hemen sonrasında serbest bırakıldılar. Doğrusu ben de ‘Bu gelenek bozulmaz’ diye düşünmüştüm. Ret kararı verilince kendimden daha çok ülkem adına üzüldüm. ‘Demokrasi’ diye diye geldiğimiz nokta bu olmamalıydı. Yemin törenini televizyondan izlerken sıra İzmir’e gelince acıyla karışık gülümsedim. O an Meclis’te değildim ama hapiste de değildim. Öyle bir duyguydu.”
Ailesini çok özlediğini de söyleyen Balbay, “Çıkınca aile boyu, doyasıya gitmek istiyorum. Bir de dolu salonlarda insanlara hitap etmeyi özledim. Onların gözlerinin içine baka baka bir şeyler anlatmak, anlatabildiğini hissetmek, o salonlardan tek yürek çıkmak ne güzel bir duygudur” dedi.


2. Ergenekon’da ‘S-1 listesi’ne devam edildi


İkinci “Ergenekon” davasında savunmasını yapan astsubay kıdemli üstçavuş İlhan Bulayır, “Taylan Özgür Kırmızı’nın kimlik bilgilerimi aldığından, İbrahim Şahin’e gönderdiğinden haberim yok. S-1 listesinde ismimin neden yazıldığından haberim yok” dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuklu sanık eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin’e bağlı olarak oluşturulduğu iddia edilen S-l yapılanmasındaki asker sanıkların savunmaları alınıyor.


Bir süre tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edilen Bulayır, PKK üyeleriyle girdikleri çatışmada yaralandığını, vücudunda 6 yara, 2 mermi, sağ bacağında da mayından dolayı şarapnel parçaları olduğunu kaydetti. Bulayır, “Yıllarca terörle mücadelede görev yaptım. Ama bugün terörist olarak yargılanıyorum. Bu benim için acı verici bir durumdur” dedi. Tutuklu sanık Taylan Özgür Kırmızı’nın amiri olduğunu söyledi.