Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu çıkıyor diyor ki; hukuk katili. Sayın Başbakanımıza 'hukuk katili' diyor. Ya siz milli irade katili oldunuz. Milli irade katilliğiyle siz tescillendiniz" dedi.
Merkez Nilüfer ilçesi Görükle Mahallesi'nde, mübadele göçmenleriyle bir kafeteryada bir araya gelen Müezzinoğlu, yaptığı konuşmada, 30 Mart akşamı, ülkenin demokrasisi ve milli iradenin geleceği adına Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği "muasır medeniyet seviyesi"nin üzerine çıkan bir Türkiye hedefiyle önemli bir virajın alınacağını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 14 Ağustos 2001'de partiyi kurarken dile getirdiği üç temel cümleyi hatırlatan Müezzinoğlu, bunların, "AK Parti, milletin partisidir", "AK Parti, milletin ortak değerlerinin temsilcisidir", "AK Parti, milletin ortak hayallerinin ve hedeflerinin öncülüğünü yapacaktır" sözleri olduğunu anlattı.
Müezzinoğlu, Erdoğan'ın ayrıca "Biz bu partiyi kurarken belli güç odaklarına güvenerek kurmadık. Sermayeye veya medyaya güvenerek kurmadık. Biz bu partiyi kendimize güvenerek, milletimize inanarak kurduk" dediğini anımsattı.
O dönem milletle yürüyüşüne başlayan AKP'nin, 30 Mart'ta yeniden onlarla güçlü bir yolculuğu sürdüreceğini vurgulayan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanımızın o dönemdeki en önemli cümlesi; 'Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' sözüydü. İktidarda olduğumuz 11 yıllık süre zarfında bunun gereklerini yaptık. Eskiden bunlar ne yapıyordu? Zaman zaman Atatürk'ten geçinen, zaman zaman Atatürk'ü kullanan, zaman zaman Atatürk'ün gölgesine yan gelip de yatanlar, Atatürk'ün bize vasiyet olarak söylediği 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözüne darbe yaptı, darbeye alkış tuttu. 1960'ta idam edilen, rahmetli Menderes değildi, rahmetli Polatkan değildi, rahmetli Zorlu değildi, milli iradeydi, milletin hak ve hukukuydu, milletin umutları ve hayalleriydi. O gün idam sehpalarına milletin liderlerini götürenler yüksek mahkemelerdi, yüce mahkemelerdi, oradaki savcılardı. Oralardaki emir almış hakim ve savcılardı ama ne oldu? Rahmetli Menderes'e, Polatkan'a, Zorlu'ya iade-i itibar yapıldı. O hakimler, o savcılar ise milletin kalbinin derinliklerinde en karanlık köşelere itildi, lanetle anılan noktaya geldi."
'Ne zaman sandıktan çıkana saygı duyacaksınız?'
Müezzinoğlu, eskiden oynanan oyunların, yine milletin iradesi, hak ve hukukuna yönelik olarak 2001 yılından bu yana tekrarlanmaya çalışıldığına dikkati çekti.
Müezzinoğlu, şunları söyledi:
"Sarıkız, Ayışığı, Danıştay davası, 'Siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz', 367 hukuk ucubesi, parti kapatma davası... Bunlar o gün de bütün bu müdahaleyi, müdahaleleri yapanlara destek olanlardır veya alkış tutanlardır. Sayın Kılıçdaroğlu çıkıyor diyor ki; hukuk katili. Sayın Başbakanımıza 'hukuk katili' diyor. Ya siz milli irade katili oldunuz. Milli irade katilliğiyle siz tescillendiniz. Parti kapatma davasını bir savcı açtı. İki kişiden birinin oyunu almış Adalet ve Kalkınma Partisi, yüzde 47 oy almış. Seçimlerden çıkalı 7 ay olmuş, parti kapatma davası açıyor bir savcı. CHP, bu savcıya alkış tutuyor, destek veriyor. 'Ah bir Adalet ve Kalkınma Partisi kapansa da meydan bana kalsa. Meydan, milleti sömürenlere kalsa. Meydan, milletin ümüğünü sıkarak milleti hortumlayanlara kalsa' diyerek destek oldu. 11 kişi, milli iradenin hak ve hukukunu aylarca bıçağın sivri ucunda tuttu, 6-7 ay boyunca. Adalet ve Kalkınma Partisi, yani milletin iradesi bir oyla kurtuldu. Sen, hukuktan bahseden Cumhuriyet Halk Partisi, sen, hukuktan bahseden Milliyetçi Hareket Partisi, milli iradenin hak ve hukukuyla çelik-çomak oynar gibi oynanırken neredeydiniz? Siz ne zaman halkın yanında olacaksınız? Siz ne zaman milletin yanında olacaksınız? Hiçbir zaman böyle bir dertleri olmadı. Hiçbir zaman böyle bir sorumluluk hissetmediler. Bütün sorumluluklarını güç odaklarına ait hissettiler. Bütün emirleri güç odaklarından aldılar. Yurt içindeki güç odakları yetmiyorsa yurt dışından, okyanus ötesinden destek almaya çalışıyorlar. Şimdi CHP'ye sormak lazım; dün bunlar mülteciydi, bunlar irtica odağıydı, dün bunların okullarından rahatsızdınız, bugün ne değişti de ABD'nin büyükelçisiyle özel görüşmeler yaparak Türkiye'nin geleceğiyle kaderiyle oynayacak, sonra da okyanus ötesiyle omuz omuza, yan yana yürüyecek? Ne değişti? Hangi emri aldınız? Hangi talimatı aldınız? Ne zaman milletten emir alacaksınız? Ne zaman sandıktan çıkana saygı duyacaksınız?"