Politika

Bahçeli'den 'soykırım tepkisi'

Bahçeli, "Ermenilerden özür dilenmesi" için başlatılacak kampanyayı 'çürümenin ulaştığı vahim durum' olarak niteledi.

07 Aralık 2008 02:00
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir grup aydının yürüttüğü “Ermenilerden özür dilenmesi"ne ilişkin kampanyaya tepki göstererek “Ortada utanacağımız bir suç ve adına özür dileyeceğimiz bir suçlu yoktur" dedi.
 
Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, kendilerini aydın olarak tanımlayan bir grubun Ermenilerden özür dilenmesi amacıyla başlatmak istedikleri ‘özür diliyorum’ kampanyasının ‘yozlaşma ve çürümenin ulaştığı vahim durumu göstermesi’ açısından ibret verici olduğunu söyledi. 1930’da meydana gelmiş bir isyanın bastırılmasını ‘soykırım’, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün ise ‘savaş suçlusu’ ilan edilmeye çalışıldığı bir dönem yaşandığını vurgulayan Bahçeli, sözde Ermeni soykırımı olarak tanımlanan dayatmaların ivme kazanmış olmasının geniş tabanlı ve sistematik bir karalama faaliyetinin başlatıldığını gösterdiğini savundu. Bahçeli şunları söyledi:
 
“Yıllardan beri tarihle yüzleşmek adına Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tek taraflı ve tavizkar tutumunun kapı araladığı ve heves gösterdiği bu konu, artık kendi ecdadımızı yargılatacak bir sürecin önümüzde olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’ye yönelik iddiasını ve toprak taleplerini ısrarla sürdüren Ermenistan’a, sınır kapılarını açmayı dile getiren ve bu ülke ile diplomatik temasa kalkışan AKP’nin ürkek tutumu, ecdadımızın yargılanması konusunda yabancılara ve işbirlikçilerine ümit ve cesaret vermektedir. Gelişmeler, sözde soykırım iddiaları ekseninde oluşan hakaret ve ithamlara sessiz kalan hükümet etrafında, etkili bir kuşatma alanı oluşturmak ve bu alanı giderek daraltmak üzerine kurulmuş bir senaryonun uygulanmaya başladığını göstermektedir“

'AKP'den cesaret almışlar'i

Tarihi gerçeklere aykırı, insaf ve hakkaniyet duygusundan yoksun bir anlayışla sözde özür kampanyasına öncülük eden zihniyetin Osmanlı Devleti döneminde ‘Emperyalist devletlerin kullandıkları’ Ermesi tebaasının neden olduğu kanlı olayları bilmeden hareket ettiklerini düşünmenin mümkün olmadığını dile getiren Bahçeli şu değerlendirmeyi yaptı:

 “Türkiye’nin içinde Ermeni iddialarını destekleyen bir cephe oluşturma gayretleri için altı yıldır, her zemin, ortam ve kürsü kullanılarak açıkça sürdürülen faaliyetlerin bu girişimle birlikte sonuç almaya dönük çalıştıkları ve kamuoyu hassasiyetini köreltmeyi amaçladıkları anlaşılmaktadır. Adlarının başına yerleştirilen muhtelif sıfatlarla kamuoyuna seslenme imkânı bulan işbirlikçi mihraklar, hayati milli çıkarlarımızı ucuz pazarlıkların malzemesi haline getiren AKP iktidarının oluşturduğu teslimiyetçi zeminden cesaret almışlar ve özür talep etme noktasına kadar cüret kazanmışlardır." 


'Ortada suç ve suçlu yok' 


Bahçeli tarihin yaşandığını, yazıldığını ve hükmünü verdiğini belirterek ortada Türk milletinin utanacağı bir suç ve adına özür dilenecek bir suçlu olmadığını söyledi. Türk milletinin de sahip olduğu imparatorluk coğrafyasından çekilirken katliamlar, mezalimler, trajik göçler yaşadığını, ancak bu tarihi olayları yüreğine gömerek yeni bir dünyaya kapı açtığını ifade eden Bahçeli, “Hiç kimsenin, mirasçısı olduğumuz ecdat yadigârını aşağılama, suçlu gibi tanımlama ve özür talep etmeye hakkı ve haddi değildir." dedi.

“Ermeniler Karabağ için özür dilesin'

Bahçeli, özür talebinin ısrarı halinde kimin kimden özür dilemesi gerektiğinin yeniden tartışılması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Ermenilerce mezalime maruz kalan milletimizin, suikasta kurban giden Osmanlı devlet adamlarının, katledilen Cumhuriyet diplomatlarının ve henüz acıları çok yeni olan Karabağ katliamlarının özrünü beklemek, en doğal ve tarihi hakkımızdır. Her fırsatta aziz ceddimizin bir asır önce soykırım yaptığı yalanına başvuran Ermeniler, Azerbaycan topraklarında, üzerinden henüz yalnızca 16 sene geçmiş olan gerçek bir insanlık vahşetini itiraf ve kabul etmek, işgal altında bulundurdukları topraklardan çekilmek zorundadırlar. Bu kirli kampanyayı başlatma cesaretini bulanlar, aydın sıfatının arkasına sığınarak kimsenin Türk milleti adına konuşamayacağı ve Türk milletini yargılayamayacağını bilmelidirler. Bu haysiyet kırıcı durumun kabul edilmesi ve ilişkilerin bu dayatma ve tavizlerle ilerleyebilmesi mümkün değildir. Ceddimizin kutlu emaneti, AKP zihniyetinin ve bir avuç işbirlikçinin bulandırdığı havaya teslim edilemeyecek kadar şanlı, temiz ve büyüktür."