İşte Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı açıklamalarından satır başları şöyle:
'Kadına yönelik şiddeti lanetliyorum'
Annelerimizin kızlarımızın yaşadıları travmalar geleceğe umutla bakmamızın önündeki en büyük engeldir. Kadınlara yönelik her şiddeti lanetliyorum. Herkesi neticeye ulaşacak bir tavır almaya davet ediyorum ..
'Sarko edepsizlik yapıyor'
Öte yandan sözde ermeni soykırım iddialarını dile dolayanların kamuoyu yaratma gayretleri devam etmektedir. AK Parti'nin açıtğı bozuk yolu fırsat olarak görenler Türk milletini soykırımcı gibi lanse etmeye çalışmaktadırlar. Buna Sarkozy de katılmış ve iftiralarına bir yenisini daha eklemiştir. Libya'yı talan etmek için NATO şemsiyesi altında emperyalist emellerinden kopmayan bu şahsiyetin söyledikleri büyük bir edepsizliktir. Fransa Cumhurbaşkanı tehditler savurmuş, meselenin parlamentolarına gelebileceğini hayasızca söylemiştir. Kendi ülkesinin iç politikasına yönelik mesajlar veren Sarkozy, Türkiye'yi insanlık dışı bir suçla itham etmesi kabul edilemez bir durumdur. Sarkozy ille de insanlık dışı bir örnek istiyorsa, Cezayir'deki örtülü kıyımların derin izleri bariz bir şekilde fark edilebilecektir. Korsika, Bask bölgeleri'ndeki zulümlerin hesabını vermeli.
'Zorda kalan her Türk'ün yanındayız'
Bize göre yeni çağın tesiri Türklüğü esas alarak şekillenmelidir. Unutmayın ki İran'da canı yanan Doğu Türkistan'da işkencelere maruz kalan bir Türk varsa bizler onların yanındayız ve yanlarında olmaya devam edeceğiz.
'Kardeş Esad, kalleş Esad oldu'
AKP hükümetinin yanlış dış politikası nedeniyle Türkiye giderek yanlışlaşmaktadır. Sıfır sorun politikası çökmüştür. Türkiye'nin gücünü ısmarlama stratejilerle değersizleştirme politikası ortadadır. Dün dost ve kardeş ülkeler batının startejik dayatması sonrası düşman ülke konumuna gelmiştir. Kardeş Esad kalleş Esad olmuştur ve artık savaş çığırtkanlığı yapılmaya başlamıştır.
Esad da Türkiye'yi tehdit eden bir aşamaya gelmiştir. NATO radarlarının Malatya'ya kurulmasından ötürü İran da rahatsız. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ulaşmak istedikleri emelleri alçakça açıklamışlardır.
'Geri dönüşü olmayan bir sürece adım adım ilerliyoruz'
AKP'nin küresel planlara dahil olarak taşeron gibi hareket etmesini asla kabul etmeyiz ve gerekli uyarımızı yaparız. Ülkemizi kaosa süreklediğini söyleriz. Türkiye geri dönüşü olmayan bir sürece adım adım gitmektedir. Başbakan Erdoğan oyun planını başkalarının müsade ettiği alanlarda sürdürmektedir. PKK kamplarının BM denetiminde olduğunu görmezden gelmekten Başbakan vazgeçmelidir.
İçinden geçtiğimiz süreçte terörist kamplarının boşaltılması yönündeki haberler yeni bir aşamanın göstergesidir. Erbil'de Kürdistan'ın yeniden inşaa çalışmaları hızla devam etmektedir. Türkiye bu gidişle bölgesel haritaların çizilmesi noktasında siklet merkezi olacaktır.
Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör ve bölücülük fitnesi mutlaka halledilmesi gereken bir sorun olmuştur.
'Terör örgütü rahat hareket ediyor'
PKK terörü tehlikeli bir noktaya ulaştı ve tüm Yurt sathına ulaşmıştır. Kontrollü şiddet ve kalkışma eylemleri artış göstermiştir. Artık terör büyükşehirleri de tehdit etmeye başlamıştır. Polisin zorunlu askerlik hükmünü kaldıran AKP hükümeti polisi hedef merkezi haline getirmiştir. İnsiyatif tamamen bölücü örgütlere geçmiştir. Terör örgütü istediği ve dilediği noktalara eylem yapacak kadar rahat hareket etmektedirler.
BDP milletvekillerinin ayaklanma çağrıları ise vicdansızlıktır. Sen kimsin diyen polise ben devletim diyen o polisle gurur duyduğumuzu buradan ifade etmek istiyorum. Bu tavrı aynı şekilde Başbakan, yıkım koordinatörü ve içişleri bakanından duymak istiyoruz. Cesaretiniz varsa Türk devletinin nefsini savunun da biz de ısrar edelim.
'Kandil'e bayrak dikmek demek'
Kandil'e bayrak dikmek demek bize yönelik tüm tehditlere karşı Türk devletinin varlığını hissettirmektir. Gelinlerin süsü, şehitlerin örtüsü solmayacak bir çiçektir. Şayet vatanımızı milletimizi kim dağıtmak istiyorsa şerefimiz ve varlığımız tehlike altına girilmiş demektir. Bu bayrağı fitnenin merkezine dikmek hem vatan hem de namus borcudur. Kandil'in tam göbeğine Türk bayrağını hançer gibi saplamanın artık vaktidir. Biz bayrağın altında doğduk..
Buradan muhataplarına açıklıkla sormak isterim 2002 yılından beri sistematik gayret gösteren AKP değil midir? Türkiyelilik gibi tehlikeli bir projeyi uygulamak isteyen AKP değil mi? PKK teröristlerinin çekildikleri kampta himaye eden odaklarla görüşen AKP değil mi? Yaşanan kanlı terör eylemlerini Kürt sorunu olarak gören ve bölücü bir ortama zemin hazırlayan AKP değil midir?
Bölücülüğü siyasi kimlik talebi olarak ortaya atan AKP değil mi? Bu çevrelerin siyasi mecrasına ümit veren AKP değil midir? Teröristlere örtülü af sunan AKP değil midir?
'Tek sorumlu AKP hükümetidir'
Yaşananların ve gelinen noktanın tek sorumlusu AKP hükümetidir.
Ağır terör tablosu yıllardır beklediğimiz sonuçtur. Her şey gün gibi ortadadır. Yegane sorumlu 9 yıldır hükümet eden AKP anlayışıdır.
Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Başbakan'ın ve hükümetinin sıkıntıları bundandır. Bu süreç içerisinde hainleri saklandıkları inlerde vurmak yerine vuracakmış gibi davaranmak oyalama çabasıdır. Başbakan Erdoğan bu kanlı sürecin vebalini üstlenmek zorundadır.
'Tezkere yetkisi gerektiği gibi kullanılmalı'
Bu yıl hükümete sınır ötesi hareket izni veren tezkerenin önemi bir kez daha artmıştır. MHP terörle topyekün mücadelede arkasında güçlü bir askeri irade ile kaçınılmaz olarak uygulanmasına inanmaktadır. Bu yıl da tezkereye destek verdik ve Kandil'e Türk bayrağının dikilmesini ilk çözüm olarak yüksek sesle dillendirmiştir. Geçmişte olduğu gibi bu yetki zamana yayılmamalıdır.
Geçmişte de Kandil'e gitmekten imtina eden Başbakan'ın Washington'a gitmesi hafızalardadır. Kandil'in yerini mi bilmiyordunuz siz niye gitmiyorsunuz tarzı ucuz polemik konularını gündeme getirgmek Başbakan'ın bilindik tavırlarıdır. Acaba TSK'nın artık K.Irak'a girilemeyeceği konusunda birilerine kesin güvence mi veirlmiştir. AKP zihniyeti ve hükümeti PKK'yı gerçek anlamda tasfiye etmek için kara harekatını şimdilik düşünmemektedir. Bu hareket zihni Suriye'yi mi hedef alıyor.
'Irak'ın kuzeyi ekin gibi biçilmelidir'
Bu meselenin etnik bölünmeyi amaçlayan eli kanlı bir terör sorunu olduğunu daha kaç şehit vermemiz gerekecek. Yıllardır üzerimize musallat olan bu beladan artık kurtulmamız gerekmektedir. Yeni şehitleri ebediyete uğurlamamak için artık her türlü yöntem kullanılmalıdır. Başbakan Irak'ın Kuzeyi'ni ekin gibi biçmeli ve Türkiye'ye sahip çıkmalıdır.