MHP'ye dönük "bir komplo kurulduğunu" iddia eden Devlet Bahçeli, PKK, Fethullah Gülen cemaati ve derin devleti suçladı. "Son dönemde MHP’yi ele geçirerek partileşme ve siyasi sığınak arayışında olan Gülen Cemaati de bu amaçla sahneye çıkmıştır" diyen Bahçeli "Devletin karanlık dehlizlerinde sinsi hesaplar yapan gruplar" diyerek derin devleti de işaret etti. Bahçeli, "Bölücü hainler ve bunlara payandalık yapan kokuşmuş zihniyetler 'MHP’siz siyaset, MHP’siz Meclis istemektedir" iddiasında bulundu.
Bahçeli Etik Haber'e yaptığı açıklamada parti için muhalefete dönük ağır suçlamalar yöneltti.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk - İslam ülküsünden feyz alan değişmeyen ilkeleri, inançları, idealleri ve siyasi hüviyetiyle 47 yıldır siyaset sahnesindedir.
İç bünyesine fitne ve fesat sokulması, birlik ve dayanışmasının yara alması, bölünmesi ve parçalanması için sahneye konulan senaryolarla mücadele ederek bugünlere gelmiştir.
Türk siyasi hayatında üzerinde en fazla siyasi hesaplar yapılan ve karanlık oyunlar oynanmak istenen siyasi parti Milliyetçi Hareket Partisi’dir.
• Milliyetçi Hareket her devirde siyasi suikastların hedefi olmuş, entrika ve psikolojik saldırılarla içten çökertilmeye çalışılmıştır.
Her dönemde birilerinin elleri sürekli Milliyetçi - Ülkücü Hareket’in içinde olmuştur.
Geçmişte yaşanan acı tecrübeler hafıza kayıtlarımızda durmaktadır:
- 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Milliyetçi - Ülkücü Hareketin yeni bir siyasi parti çatısı altında varlığını sürdürmesinin engellenmesi için başvurulan oyunlar ve tezgahlar unutulmamıştır.
- 1992’de Ülkücü Hareket’te yaşanan kırılma ve kopmada hangi fitne mekanizmalarının harekete geçirildiği ve bu süreçte dış mihrakların oynadığı rol de hatırlanmaktadır.
- 12 Eylül sonrası kapatılan MHP’nin yeniden açılmasının gündeme geldiği dönemde 27 Aralık 1992’de Söğütözü’nde yapılan kongrede hangi tahriklerin sahnelendiği ve kimlerin hangi tezgahlara başvurduğu da hafızalardan silinmemiştir.
- 2002 yılından başlayarak “MHP’siz Meclis” için yapılan zorlamalar, sonuçsuz kalan karalama kampanyaları, yakılan fitne ateşleri, sahneye sürülen taşeronların, bunların hezeyanları ve nihayet 2009’da MHP’yi mahkeme yoluyla kayyuma teslim etmek için başlatılan hukuki süreçler de herkesin malumudur.
“Hafızayı beşer nisyan ile malüldür” denilse de, bu sancılı süreçlerin acı hatıraları Milliyetçi Hareket’in ortak bilincinde silinmeyecek izler bırakmıştır.
• Milliyetçi Hareket Partisi, bu davanın asli sahibi ülkücü neferlerin çelik gibi sağlam iradesi sayesinde bütün bu siyasi hesapları ve tezgahları boşa çıkarmış, karşı karşıya bırakıldığı bu badireleri atlatarak siyasi varlığını sürdürmüştür.
Devirler boyunca Milliyetçi Hareket’in altını oymayı amaçlayan kirli tezgahların aktörleri, maşaları ve figüranları değişmiş, ancak bu melanet odaklarının nihai hedefleri değişmemiştir.
Ülkücü iradenin bunları iyi görmesi, anlaması ve doğru değerlendirmesi, Milliyetçi Hareket’in geleceği bakımından hayati önemdedir.
Amaç, hedef ve cepheler
• MHP üzerinde yapılan hesapların ve oynanmak istenen oyunların başlıca hedefleri şunlardır:
- MHP’nin siyasi çizgisini saptırmak, fikri omurgasını kaydırmak, etkisizleştirerek silik ve marjinal bir konuma itmek, seçim barajının altında kalmasını sağlamak ve siyasetten tasfiye sürecini harekete geçirmek.
- MHP’yi kendi karanlık emelleri için içten yıkarak ele geçirmek ve Türkiye üzerinde karanlık emelleri olan güç odaklarının dümen suyuna sokmak.
- Milliyetçi - Ülkücü Hareket’i siyasi hesapları doğrultusunda kullanmak ve sokağa çekerek“Operasyon Partisi” haline getirmek.
Tek bir cümleyle özetlemek gerekirse değişmeyen nihai amaç “MHP’siz siyaset, MHP’siz Meclis”dir.
• Bu emeller peşinde koşan ve her devirde farklı maskelerle karşımıza çıkan melanet ve husumet cephesinin içinde şunları görebilirsiniz:
- Siyasi iktidarlar ve arkasındaki güç ve çıkar odakları.
- Devletin karanlık dehlizlerinde sinsi hesaplar yapan gruplar.
- Yeminli Türklük ve Türkiye düşmanları.
- Bölücü hainler ve bunlara payandalık yapan kokuşmuş zihniyetler.
- Son dönemde MHP’yi ele geçirerek partileşme ve siyasi sığınak arayışında olan Gülen Cemaati de bu amaçla sahneye çıkmıştır.
İçimizdeki piyonlar – taşeronlar
• Siyasi tarihimize baktığımızda, farklı dönemlerde farklı amaçlarla MHP üzerinde kirli hesaplar yapan çevrelerin içimizde maşa, taşeron, siyasi misyoner ve Truva atı bulmakta güçlük çekmediği görülecektir.
- MHP’nin içinde müzmin fitne, fesat ve tezvirat yuvası olarak siyasi kariyer yapan, gemlenemeyen ihtirasları akıllarının önünde koşan ve bulanık suda balık avlamak için pusuda bekleyen odaklar her devirde olmuştur.
- Yanar döner fenerlere, kıymeti kendinden menkul siyaset asalaklarına, Milliyetçi Hareket’i karanlık siyaset borsasında pazarlama hesapları yapanlara, bu kutsal davayı biryerlere yamamak için seferber olanlara her dönemde rastlanmıştır.
- Bunlar bazen “Parti içi demokrasi ve değişim” sloganıyla ortaya çıkarlar ve gerçek amaçlarını, şaibeli geçmişlerini ve karanlık ilişkilerini bu klişenin arkasında saklamaya çalışırlar.
- Bazen de “MHP’nin önünü açmak” sloganına sarılırlar. Gerçekte açmak istedikleri şahsi ikbal ve çıkar kapısıdır.
- Bir kısmı MHP’nin için karıştırmak için sahte ülkücü kimliğiyle siyaset bezirgânlığı yaparlar.
- Bazıları milletvekili adayı gösterilmedikleri için intikam hırsıyla MHP’nin “Sahte kurtarıcısı” rolüne soyunurlar.
- Bazıları da milletvekili adayı olup seçimi kaybettikten sonra “MHP bitti” diyerek felaket tellallığı yaparlar ve kendilerine yeni bir siyasi kariyer alanı açmak için çırpınırlar.
- Kimileri iktidar kapısında çıkar peşinde koşar, kimileri güç odaklarının taşeronluğunu yapar, kimileri de cemaatin yularını boyunlarına takarlar. Ama yine de hiç sıkılmadan“Ülkücü irade. Ülkücü gelenek” kavramlarının arkasına sığınırlar.
- Ülkü, dava ve parti çıkarlarının bunlar için hiçbir anlamı yoktur. Yegane pusulaları siyasi ihtirasları ve çıkar hesaplarıdır.
- Meşum siyasi amaçlarına ulaşmak için her türlü yalan, saptırma, iftira, hile ve desiseyi mubah görürler.
- “Meşru hedeflere ulaşmak için her gayrı meşru yol mübahtır”diyen Makyavel’i çırak çıkarırlar, ama hiç sıkılmadan siyasi ahlak ve dürüstlükten dem vururlar.
- Böyle siyaset madrabazları maalesef her devirde içimizde bulunmuştur. Türkiye sırat köprüsünden geçiyor.
Türkiye yakın siyasi tarihinin en karanlık ve bunalımlı döneminden geçmektedir;
- Milli kimliğimiz sorgulanmakta,
- Milli değerlerimiz ayaklar altına alınmakta,
- Milli birliğimiz sarsılmakta,
- Milli varlığımız tehdit edilmektedir.
- Terör azmış, bölücülük hız kazanmıştır.
- PKK, silahlı şehir ayaklanması başlatmıştır.
- Terör örgütünün siyasi maşaları, özerklikten federasyona ve nihayet bağımsız Kürt devletine giden yolun açıldığını hayasızca ilan etmektedir.
- İhanet kol gezmekte, Türkiye adım adım bir kardeş kavgasına sürüklenmektedir.
- Türkiye içeride bölünmenin, dışarda da savaşın eşiğine gelmiştir.
- AKP hükümeti Türkiye’yi Suriye bataklığına sürüklemiştir.
- Irak’tan sonra Suriye sınırımızın güneyinde de ikinci Kürt devleti yoldadır. Türkiye bir husumet çemberi içine alınmıştır.
- Türkiye terör örgütlerinin serbestçe hareket ettiği kanlı eylem alanı haline gelmiştir.
- PKK, PYD, YPG, IŞİD, DHKP-C ve aklınıza hangi terör örgütü geliyorsa, tümü at oynatmaktadır.
Karşımızdaki tablo her yönüyle topyekün bir iflas, zillet ve hezimet tablosudur.
Türkiye kontrolsüz bir şekilde uçuruma sürüklenmektedir.
MHP’nin önemi ve gücü
• Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk siyasi hayatındaki önemi ve gücü, seçimlerde aldığı oyla hesaplanmamalıdır
MHP, Türkiye’nin ve Türk milletinin gelecek sigortası ve son direniş burcudur.
- MHP var olduğu sürece, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Büyük Türk Milleti’nin varlığına kastetmek mümkün değildir.
- MHP dik durduğu sürece, Türkiye’nin milli birliğini sarsmak, bölünmez bütünlüğünü yıkmak, bölücü senaryoları hayata geçirmek mümkün değildir.
- MHP ayakta olduğu sürece, Cumhuriyetin temel değerlerini ayaklar altına almak mümkün değildir.
- MHP’nin Türkiye’nin milli birliğine ilişkin sorumlu duruşu değişmediği sürece, bin yıldır birarada yaşamış Türk milletinin fertleri arasına fitne tohumları ekmek ve Türkiye’yi kanlı bir kardeş kavgasına sürüklemek mümkün değildir.
• MHP’nin önemi ve değeri bu nedenlerle aldığı oyla ölçülemeyecektir.
- MHP bunun için bölücü hainlerin kabusudur.
- MHP bunun için Türkiye üzerinde içerde ve dışarda alçakça hesaplar yapanların can düşmanıdır.
• Milliyetçi Hareket Partisi bu hüviyetiyle 47 yıldır siyaset sahnesindedir.
Milliyetçi Hareket’in siyasi duruşunu ve çizgisini; uğrunda her çile ve kahra katlandığımız ideallerimiz, sarılmaz inançlarımız, Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarları tayin eder.
Milliyetçi Hareket’in davası; Türk milletinin onur ve haysiyeti, mutluluk ve refahı, birlik ve kardeşliği, bölünmez bütünlüğü davasıdır.
47 yıllık şerefli mücadele tarihimize bakıldığında şunlar görülecektir:
- MHP’nin siyasi pusulası hiç sapmamıştır.
- Fikri omurgası yara almamıştır.
- Ülkücü - Milliyetçi Hareketi siyasi hesapları için kullanmak ve sokağa çekerek “Operasyon partisi” haline getirmek isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalmıştır.
- Tarih şahittir ki, Milliyetçi Hareket’in siyasi çizgisi bir minare gibi, bir bayrak direği gibi düz ve diktir.
Bu çizgide kırık yaşanmamıştır.
1 Kasım seçimleri sonrası yaşanan süreç
1 Kasım 2015 seçimleri sonrası MHP’yi hedef alan maksatlı kampanyaların ve “Muhalifler” adı altında ortaya çıkanların başlattıkları hukuki sürecin gerçek amacı çok iyi anlaşılmalıdır.
MHP üzerinde oynanmak istenen kirli oyunların sütre gerisindeki senaryo yazarları, taşeronları, figüranları ve destekçileri çok iyi teşhis edilmelidir.
• 1 Kasım sonrası bir merkezden düğmeye basılmış gibi MHP’ye karşı bir cephe oluşmuştur.
MHP’ye yön tayin etmek ve kurtuluş reçeteleri yazmak için ahkam kesen
“Sahte mürşitler” sahneye çıkmıştır.
Bu cephenin içinde;
- Milliyetçi Hareket’in inanç ve ideallerine yabancı olan siyaset bezgirganları,
- Türk milliyetçiliğiyle kan davalı tescilli Türk düşmanları,
- Cemaat medyasının silahşörleri,
- Ve merkez medyanın bukalemunları kıskandıran oynak kalemleri, yerlerini almışlardır.
Her telden çalan fikri namus fukaralarını içinde barındıran bu “Gökkuşağı Koalisyonu'nun aniden Türk milliyetçiliği aşkı kabarmış ve “MHP’yi nasıl kurtarırız”derdine düşmüşlerdir.
Bunların MHP’nin hayrına soluk solumayacağı açıktır, gün gibi aşikardır.
İşte bu güruh MHP içinde başlatılan muhalif hareketin en büyük destekleyicisi, alkışlayıcısı ve akıl hocasıdır.
• Bu gerçekler karşısında, bu kutsal davanın gönül erleri şu soruları haklı olarak soracaklardır:
- Bu husumet cephesinin gerçekten MHP’nin geleceğini kurtarmak ve önünü açmak gibi ortak bir dertleri, niyetleri ve hedefleri olabilir mi?
- Neden muhaliflerin arkasında saf tutmuşlardır?
Bu soruların cevabı, muhalif hareketin gerçek amaçlarını gözler önüne sermeye yetecektir.
• MHP’yi hedef alan kampanyanın asıl gayesi 47 yıldır değişmeyen ilkeleri ve siyasi duruşudur.
“MHP’nin önü açılsın” sahte sloganlarıyla yürütülen bu kampanyada, MHP’nin varlığına kastetmek için planlanan tezgahların maşalığını ve taşeronluğunu yapmak için sahneye çıkanlar “Paradigma değişikliği” gibi süslü bir ambalajda yeni bir slogan üretmişlerdir.
Bu kutsal davanın gerçek sahibi temiz ülkücüler bu paradigma değişikliğinin ne olduğunu sorgulamak durumundadır:
- Paradigma değişikliği derken MHP’nin “Milli misyonu”nu mu değiştireceklerdir?
- MHP’nin siyasi pusulasını mı saptıracaklardır?
- Türk - İslam değerlerine dayanan ülküleriyle mi oynayacaklardır?
- Paradigma değişikliği, Ülkücü Hareket’in fikir omurgasını mı kaydıracaktır?
- Milliyetçi Hareket’i karanlık emeller için sokağa mı çıkarıp kırdıracaklardır.
- MHP’yi herkesin kullanacağı bir operasyon partisi haline mi getireceklerdir?
- Sinmiş, sessiz ve etkisiz bir kuruma mı dönüştüreceklerdir?
- Nereye yamayacak, hangi siyasi hesapların oyuncağı yapacak, hangi tezgâhlara kurban edeceklerdir?
Bu soruları her ülkücü kardeşim sormalı, cevabını aramalı ve vicdanında sağlıklı bir hüküm vermelidir.
“MHP’de değişim” söylemiyle ortaya çıkanların şaibeli hüviyetleri ve gerçek niyetleri çok iyi görülmelidir.
• “MHP’nin önü açılsın”, “Paradigmalar değişsin” sloganıyla ortaya çıkanlar, MHP üzerinde oynanmak istenen büyük oyunun figüranlığını yapmaktadır
Nihai amaç “MHP”nin önünün açılması değildir.
Amaç; MHP’siz bir siyaset ortamında bölücülüğün, hırsızlığın ve diktatörlüğün önünün açılmasıdır.
Amaç; taşların bağlandığı ve bölücü hainlerin, soyguncuların ve vurguncuların rahatça cirit attığı bir ortam sağlanmasıdır.
Amaç; Türkiye’nin ufkunu karartmak için hayata geçirilmesi planlanan yıkım ve çözülme projelerinin önündeki en büyük engel olarak görülen MHP’nin tasfiye edilerek Türkiye’nin bölünmesinin kapısının aralanmasıdır.
İstenilen ve aranan “Genetiği Değiştirilmiş" MHP”dir.
“Yeni MHP” den murad edilen budur.
Bu amaçlar için oluşturulan devşirme melanet cephesi topyekün harekete geçmiştir.
Karanlık hesaplar ve oyunlar bosa çıkarılacaktır.
Milliyetçi - Ülkücü Hareket bugün varlığını sona erdirmeyi amaçlayan bir saldırı altındadır.
Milliyetçi Hareket özünde karşılıksız bir vatan ve millet sevgisinden feyz alan bir ruh, gönül, inanç ve iman hareketidir.
Anlamını ve değerini, Türkiye sevdasıyla çarpan temiz yüreklerde ve lekesiz vicdanlarda bulmuştur.
• Ülkücülük ve dava adamlığı, güç ve zahmetli bir uğraştır. Herkesin harcı değildir.
Gönül, yürek ve şuur gerektirir.
Adanmışlık, sevgi, akıl, bilgi ve cesaret ister.
Ülkücü görünmek kolay, Ülkücü olmak zor, Ülkücü kalmak ise daha zordur.
• Bu davanın gerçek sahibi gönül erleri olduğu gibi bu dava üzerinden ticaret yapan, bunu geçim kapısı olarak görenler de bulunmaktadır.
Bunlar ülkü ve davayla değil, MHP’nin siyaset borsasındaki “Marka değeri” ile ilgilenirler.
MHP’yi karanlık siyaset borsalarında paraya çevirebilecek bir meta olarak görürler.
Parayla ölçülemeyecek bu marka değerini pazarlamak için yola çıkarlar.
Bu değerin karşılığının alınması da güç değildir.
• Bu kutsal davanın altını oymak için yola çıkanlara karşı, davasına sadakatle sahip çıkma görevi ve sorumluluğu, Milliyetçi - Ülkücü Hareket’in gerçek sahibi gönül ve dava erlerinin omuzlarındadır.
Milliyetçi Hareket’in yeni bir ruh, şevk ve heyecanla ayağa kalkması ve Türk milletinin gelecek ümidi olarak siyasette karşılığını bulmasını isteyen gerçek ülkücü ve dava adamı kardeşlerim, bu görev ve sorumluluğun gereğini yapacak ve MHP’nin geleceğine sahip çıkacaktır.
Harcı çile, fedakarlık ve vefa olan bu davanın gerçek sahiplerinin tapusu, gönüllerde mühürlenmiş ve vicdanlarda tescil edilmiştir.
• Buradan çok açık olarak ilan ediyorum;
- Milliyetçi Hareket, özünde karşılıksız bir vatan ve millet sevgisinden feyz alan bir ruh gönül, inanç ve iman hareketedir.
- Bu dava, kutlu ve kutsal bir davadır. Şahsi çıkar ve ikbal hesaplarına zincirden boşalmış hırs ve ihtiraslara hiçbir şart altında kurban edilmeyecektir.
- Bu kutsal dava anlamını ve değerini, Türkiye sevdasıyla çarpan temiz yüreklerde ve lekesiz vicdanlarda bulmuştur.
- 47 yıllık şerefli mücadele tarihimizi, kuvvet ve menfaat karşısında erimeyen haysiyetler yazmıştır.
- Milliyetçi Hareket’i karanlık siyaset borsalarında pazarlamak isteyenlere, bu kutsal davayı biryerlere yamamak için seferber olanlara geçit verilmeyecektir.
Milliyetçi Hareket’in pusulasını saptırmak ve fikri omurgasını kaydırmak için yola çıkanların sonu hüsran olacaktır.
- Milliyetçi Hareket’e ayar vermeye çalışmak hiç kimsenin harcı ve haddi değildir.
- Milliyetçi Hareket, Türk milletinin son direniş kalesidir. Bu kaleyi içerden ya da dışarıdan çökertmek ve zaptetmek hiçbir bedbahta nasip olmayacaktır.