T24 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir miting esnasında sarfettiiği 'püskevit' sözleri için, ' Ben yoksul çocuklarımızın anladığı dilden konuşuyorum. ’Piskövit’ demesini de biliriz, ’pisküvit’ demesini de biliriz. Ama Allah bize, ’şehide kelle’ dedirtmesin' dedi. Bahçeli Fethullah Gülen'in sert açıklaması için ise, 'Çok üzülüyorum... Türkiye, Erdoğan, Gülen ve Öcalan eşkenar üçgenine hapsedilmiş durumda' dedi ve Gülen'in Türkiye'ye dönmesinde yarar olacağını sözlerine ekledi.
Milliyet gazetesi yazarı Mehveş Evin'in bugün (12 Mayıs 2011) yayımlanan yazısı şöyle:
Devlet Bahçeli, Gülen’den “püskevit” yorumlarına, farklı konuları Milliyet’e değerlendirdi. MHP lideri, Fethullah Gülen’in Türkiye’nin konularına vakıf olabilmesi için dönmesi gerektiğini söylüyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün Tekirdağ’daydıÖ Saray, Çerkezköy ve Çorlu’da da seçmenlerine seslenen
Bahçeli ile Veliköy Belediyesi’nde biraraya geldik.
Bahçeli’nin programı yoğundu... Bir meydandan diğerine giderken MHP’li il teşkilatı ve korumaları pek yanına yaklaştırmıyor. Bu nedenle Belediye’deki mola, altın kıymetinde bir 20 dakika demek.
MHP lideri, yemek sırasında kendi fotoğrafçısından başkasını istemiyor. Ancak birkaç basın mensubunu kabul ediyor. Tekirdağ adayları ve il teşkilatının ileri gelenleriyle oturduğu sofrada ilk dikkatimi çeken, kimseden çıt çıkmaması. Çorba, salata ve kebap adeta parmak ucunda servis ediliyor. Devlet Bey ise başını önüne eğmiş, sessizce oturuyor. Nihayet bu saygılı sessizliği bozmaya karar veriyorum. “İstanbullu müdanası olmayan gazeteci-yazar” kotasındanım ne de olsa.
Lafı YGS’deki şifre iddialarıyla ilgili takipsizlik kararından açıyorum. Düşünceli bir şekilde “Bu seçim çok daha anlamlı olacak. Her şey çığrından çıkmış” diyor. Sınavda sıfır alanların bile bu kadar çok olmasının bir işaret olduğu görüşünde.
PÜSKEVİT MESELESİ
Ancak MHP liderinin o gün meşgul eden, “püskevit” yorumları. Burada bir parantez açalım: Dün Oral Çalışlar, Bahçeli’nin “çocuklar bisküvi alacak parayı bulamıyorlar” sözlerine atfen “Bisküvi, köylerin bakkal dükkanlarında bile satılıyor. Hiçbir lüks değeri yok... MHP liderinin bu sözleri, MHP’nin değişimi okumaktan uzaklaşma sürecinin patlama noktası” diye yazmıştı.
İşte Bahçeli, bu yazıya istinaden “Bir zamanlar Marksist olan devrimci kişi, bir köşe yazarı, şimdi farklı kulvarda. Çok yanlış değerlendiriyor. Bu sözleri iyi bir kapitalist söylese anlarım. Köy bakkalında satılsa da alışveriş merkezinde satılsa da ne fark eder? Çocuklar alabiliyor mu, mesele bu. Ben yoksul çocuklarımızın anladığı dilden konuşuyorum. ’Piskövit’ demesini de biliriz, ’pisküvit’ demesini de biliriz. Ama Allah bize, ’şehide kelle’ dedirtmesin.”
ÇOK ÜZÜLÜYORUM
Tekrar sessizlik... “Acaba kaset olayıyla ilgili dava açmayı düşünüyor musunuz?” diye sorunca “İhtiyaç hissetmiyorum” cevabını veriyor. Ona göre bu işin asıl peşine düşmesi gereken, devlet.
Peki Fethullah Gülen’in sert açıklaması hakkında ne düşünüyor? Bahçeli, tane tane yanıtlıyor sorumu: “Çok üzülüyorum... Türkiye, Erdoğan, Gülen ve Öcalan eşkenar üçgenine hapsedilmiş durumda. Türkiye’nin konularına vakıf olabilmesi için Fethullah Gülen’in gelmesinde yarar var. Bu aşamada sağlıklı değerlendirme yapmak, yol göstericilik için Türkiye’de bulunmasının daha iyi olacağı kanaatindeyim.”
“Benzer bir sıkıntıyı Baykal da yaşadı. Ancak Gülen konusundaki tavrı farklıydı. Genelde Gülen’i adres göstermekten korku duyuluyor galiba...” diyorum bu defa.
'KONUŞMASI GEREKENLER SESSİZ'
MHP Başkanı, “TV’lerde esas bu konular üzerinde konuşması gerekenler konuşmuyor. Devletin ilgili kurumları sessiz” diye başlıyor söze: “İkincisi, ilahiyat fakültelerinin bilim insanları sessiz. Üçüncüsü, Anadolu’nun her alanında görebileceğiniz Allah dostu, mümtaz şahsiyetler var. Özellikle bu ikinci ve üçüncü grup, medya-siyaset-cemaat üçlemesiyle ne gibi fayda-zararın oluştuğunu değerlendirmeye ehil insanlar... Gülen’in faaliyetlerinin ne kadar doğru, yararlı olup olmadığını değerlendirebilirler.”
Sonra durup gülümsüyor: “Sayın Başbakan hala okyanus ötesinden neyi kast ettiğimi soruyor. Dokuz yılda anlamadıysa, benim söylememle olmaz.”
Yanındakiler “Efendim geç kalmamak için kalkmalıyız” diyor kibarca uyarıyor. Sohbetimiz burada noktalanıyor. Bahçeli hemen kalkıp bir sonraki mitingine doğru yola çıkıyor.