Politika

Bahçeli: Emrimizde devletin uçağı yok ki!

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Erdoğan'a yüklenerek 'Bizim emrimizde devletin uçakları, yandaş TRT yok' dedi.

01 Mart 2009 02:00
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Erdoğan'a yüklenerek 'Bizim emrimizde devletin uçakları, yandaş TRT yok' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Sayın Başbakan bizim meydanlara inemediğimizi, vatandaşlardan kaçtığımızı söyleyip durdu. Doğrudur, bu meydan yarışında onlara göre geriden başladık. Ancak bizim emrimizde devletin uçakları, helikopterleri yok" dedi.

Partisinin Mersin İl Teşkilatınca düzenlenen açık hava toplantısına katılan Devlet Bahçeli, ilk mitingini Mersin'de yapmaktan bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Tam 28 gün sonra mahalli yöneticilerini belirleyecekleri seçim sandığının vatandaşların karşısında olacağını belirten Bahçeli, şöyle konuştu:

"Ülke senin, karar senin. Sandık başına gittiğinde hür iradenle, temiz vicdanınla, yüksek ahlakınla baş başa kalacaksın. Ülken için yüreğini ortaya koyacaksın, hiç bir ipoteğe kapılmadan, tehditlere aldırmadan, siyasi rüşvetleri elinin tersiyle iterek, istismarcılara Osmanlı tokadı indirerek ahlaksızlığa, yolsuzluğa, yoksulluğa 'yetti artık' diyerek oyunu vereceksin. Buna yürekten inanıyorum. Mersinlilere sonuna kadar güveniyorum. Milliyetçi Harekete katacağın bu destekle, bu bir oyla yalnızca yerel yönetimleri seçmeyeceksin, aynı zamanda bölünmeye, ihanete, rezalete, alçaklığa 'dur' diyeceksin. Çaresizliğe, teslimiyete, çürümüşlüğe ve kokuşmaya son vereceksin. Yokluğa, istismara, yalana, talana ve yağmaya 'hayır' diyeceksin. Yalnızca bu yörenin kaderini değil Türkiye'nin de geleceğine damganı vuracaksın ve mutlaka ve mutlaka iş birlikçi AKP zihniyetine 'hayır' diyeceksin, mührü ciğerine vuracaksın.

‘Eş başkanların foyası ortaya çıkacak’

Vatandaşın MHP'ye vereceği oyun, AKP'ye ders olacağını savunan Bahçeli, şunları kaydetti:

"MHP'ye vereceğin oy, bölücüyü ininde boğacak. MHP'ye vereceğin oy, milletimizin ufkunda bir güneş gibi doğacak ve işte o zaman soyguncular kaçacak delik arayacak, eş başkanların foyası ortaya çıkacak. İstismarlar, talanlar, yağmalar son bulacak ve bu itibarla aziz Mersinliler seçimi önemseyin, ciddiye alın ve geleceğinize damganızı vurun. Bu seçim ahlaksızlığa karşı erdemin seçimi olacak, bu seçim vurguna ve yolsuzluğa karşı namusun seçimi olacaktır. Bu seçim yağma ve peşkeşe karşı, ahlakın istismarlığına iftiraya karşı şeref ve haysiyetin seçimi olacaktır. Bu seçim bölünmeye, kargaşaya ve düşmanlığa karşı mili birliğin ve kardeşliğin seçimi olacaktır. Bu seçim sömürülmeye, yabancılaşmaya karşı milliyetçiliğin ve milli duruşun seçimi olacaktır. Ve bu meydanda görüyorum ki Mersinli hakkını aramak için ayağa kalkmıştır, gözleri çakmak çakmak, gönülleri inançla doludur ve kararını vermiştir. Bu ilk toplantımızdan aldığımız güçle, güzel günlerin yaklaştığını bütün Türkiye'ye müjdeliyorum."

‘Uçaklarımız yok’

Başbakan Erdoğan'ın seçim gezilerine başlayalı yaklaşık 15 gün olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Bu ise bizim ilk toplantımız. Başbakan her gittiği yerde bizim hala meydanlara inemediğimizi, vatandaştan kaçtığımızı söyleyip durdu. Doğrudur, bu meydan yarışında onlara göre geriden başladık. Ancak bizim emrimizde devletin uçakları, helikopterleri yok" dedi.

Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bizim meydanlara insan toplayan kamu görevlilerimiz yok. Bizim resmi araçlarımız, belediye zabıtalarımız yok. Hele bizim TOKİ denen sanal temel atma ve ev dağıtma törenlerimizse hiç yok. Bizim iş birlikçi medya gücümüz, yandaş TRT ekranımız yok, para babalarımız, uluslararası destekçilerimiz hiç yok. Çok şükür ki arkamızda yolsuzlukların, inanç istismarlarının lekesi de yok. Yandaşların, fırsatçıların ve dolandırıcıların şaibesi yok. Alnımız açık, yüzümüz pak, mazimiz tertemiz Allah'a çok şükür. Onun için çok çok konuşarak üstünü örteceğimiz yalanlarımız da yok. Kimseden sakladığımız, kaçırdığımız, kapatacağımız suçlarımız da yok. Biz yola 40 yıl önce Hakka sığınarak ve milletimize güvenerek çıktık. Namusumuzla, ahlakımızla ve şerefimizle bugünlere ulaştık.

Biz 40 yıldır meydanlardayız. Varsın başkaları gibi harcayacak milyarlarımız olmasın, varsın bize kucak açacak medyamız bulunmasın, varsın uçağımız, helikopterimiz olmasın ve Allah muhafaza bunları kullanacak karakterimiz de bulunmasın. Ne gam ne tasa bizim yüreğimizde Allah inancı, yanımızda milletimiz, gönlümüzde vatan sevgisi, önümüzdeyse Mersin'in kahraman evlatları var ve işte burada karşımızdalar. Sizin desteğiniz bize yeter."

Bahçeli konuşmasında "Anamuhalefet ile AKP'nin oluşturduğu cepheleşmeler derinleşmiş, toplum her alanda bir kriz sarmalına sürüklenmiştir" dedi.

Türkiye'nin tarihinin en talihsiz yıllarını yaşadığını iddia eden Bahçeli, şöyle konuştu:

"Türkiye Cumhuriyeti, tutarsız, ilkesiz, işbirlikçi, teslimiyetçi yönetimlerle yönetilmektedir. Küresel güçlerce senaryolar yazılmakta ve bunlar AKP tarafından kapı kapı gezilerek oylanmaktadır. Türkiye ve Türk milletinin etrafındaki çember daralmıştır. Ağır bir kuşatma her alanda etkisini göstermeye başlamıştır. Bizleri bir arada tutan birlik ve beraberliğimiz Hükümet eliyle tahrip edilmiştir. Anamuhalefet ile AKP'nin oluşturduğu cepheleşmeler derinleşmiş, toplum her alanda bir kriz sarmalına sürüklenmiştir. Başbakan Erdoğan'ın çizdiği pembe tablolardan ise eser yoktur."

Türkiye'nin geçen 6 yılda yorulduğunu öne süren Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye hırpalanmıştır, eziktir, yoksuldur, çaresizdir ve bitkindir. Hepiniz şahitsiniz, 6 yıl 3 ay 12 gündür AKP ile beraber Türkiyemiz kuşatılmıştır, milletimiz yargılanmıştır, üniter yapı sarsılmıştır, değerlerimiz tartışılmıştır. Tarihimiz sorgulanmıştır, vatanımız içerden çökertilmek istenmiştir ve bu tehlikeler devam etmektedir. Teslimiyet bütün hızıyla sürmektedir. Davos'taki hamasete bakmayınız AKP her alanda teslim bayrağını çekmiştir. Irak'ta aşiret reislerine teslim olmuştur. Dağlarda teröriste, Kıbrıs'ta Rumlara teslim olmuştur. Tarihte Ermenilere, sokakta suçlulara teslim olmuştur. Meydanlarda bölücülere, ekonomide vurgunculara teslim olmuştur. Sofrada yoksulluğa teslim olmuştur. Türkiye'yi teslim etmeye gelmiştir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Mersinli de buna asla göz yummayacaktır."

"Artık kim ne derse desin, ne yalan söylerse söylesin; Türkiye uyanmıştır ve uyanmalıdır" diyen Bahçeli, şunları söyledi:

"Mersinliler ayağa kalkmıştır, olan biteni anlamıştır. Durumun vahametinin farkına varmıştır. Milliyetçiliğe sarılmış ve sahip çıkmıştır. Başbakanın da korkusu budur. Bugün meydanlarda milliyetçi olduğunu ilan eden Başbakan Erdoğan'a sormak isterim; Türkiye'lilik iddiasıyla bin yıllık kardeşliği tartışmaya açarak, milletimizi 36 etnik parçaya bölerek nasıl milliyetçi olunmaktadır.

‘PKK’nın söylemlerini savundun’

Bu böldüğün gruplar için Türkçe dışında yayın, Türkçe dışında eğitim, Türkçe dışında üniversite sınıfı açarak, PKK'nın bütün siyasi söylemlerini savunarak nasıl milliyetçi kalınmaktadır? Milliyetçiliğini ispat için Orhun abidelerine giden yolu asfalt yaptırdığını söylüyor, tebrik ederiz, milletimiz adına teşekkür ederiz. İyi yapmışsın ama öyle Orhun anıtlarından söz etmen seni milliyetçi yapmaz."

Bunların milliyetçi olmaya yetmeyeceğini savunan Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

"Van Gölü'ndeki Akdamar Kilisesi'ni onarınca Ermeni mi oldun? Hayır olmadın. Musevi lobilerinden ödül aldığında Musevi mi oldun? Hayır olmadın. Orhun Anıtlarındaki müteahhitlikler de seni milliyetçi yapmaya yetmez. Senin siyasi sicilin de zaten milliyetçi olmaya müsaade etmez. Sen Orta Asya nerede olduğundan haberin bile yokken, milliyetçi ülkücüler kalplerimizde oraları taşıdık. Sen bugün Erbil ve Ermeni lobileriyle kucaklaşırken, biz büyük milletimizle hemhal olduk. Sen büyük Orta Doğu projesine eşbaşkanlık yaparken, biz şehitler ölmez vatan bölünmez diyerek evlatlarımızı omuzluyorduk. Keşke olsan iftihar ederiz, ama sen istesen de milliyetçi olamazsın. Milliyetçiliğin ne anlama geldiğini asla ve asla anlayamazsın."

MHP Genel Başkanı Bahçeli, her seçimin bir rahatlamanın vesilesi olduğunu ifade ederek, "Öyle de olması gerekir. Toplum seçimde huzur bulmalı, umutlarını umutlarını seçimle tazelemelidir. Millet seçimle hesap sormalı, seçimle ders vermelidir. Seçimin anlamı budur, bu olmalıdır" diye konuştu.

Konuşmasında mitinge katılanlara "Şahsi ihtirasları için Türk kardeşliğini bozanları unutacak mısınız? Manevi değerler üzerinden yapılan ucuz siyaseti unutacak mısınız? Ülkemizi yoksulluğa ve yolsuzluğa mahkum edenleri unutacak mısınız" diye sorup "Hayır" yanıtını alan Bahçeli, "Öyleyse yaklaşan sandığa mutlaka gidin ve mührünüzü 3 hilale vurarak milliyetçi adaylara yetki verin" dedi.

Pembe Türkiye tablosu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın her gittiği yerde pembe bir Türkiye tablosu çizdiğini savunarak, şunları kaydetti:

"Sanki aynı ülkede yaşamıyormuşuz gibi, sanki AKP zihniyetini hiç tanımıyormuşuz gibi hizmetten, hakkaniyetten, ahlaktan adaletten söz edip duruyor. Oysa sizler gerçeğin farkındasınız. Her evde en az bir kişi işsiz, her evde en az bir evladın geleceği belirsiz. Tarlalarınızın bereketi kalmadı, traktörleriniz elinizden çıktı ya da çıkmak üzere, siftah etmeden kepenk kapatıyorsunuz. Kuru ekmekle öğün geçiriyorsunuz, vergiler boynunuzu büktü, sanayimiz yabancıya geçti ve geçmeye devam ediyor. Sermayemiz yabancıya kaçıyor. Bankacılık yabancıya satıldı. Biz ise onlar için çalışmaya devam ediyoruz. Üretmiyoruz üretemiyoruz, borç yiyerek tüketiyoruz."

AKP’nin iktidarda 6.5 yılını doldurduğunu ifade eden Bahçeli, "Bunca yıl sonra daha mı zenginsiniz, daha mı huzurlusunuz, daha mı mutlusunuz. Elbette hayır. Bu bütün Türkiye'nin halidir" dedi.

‘Bay bölen olacaksın’

"İş işten geçmeden herkes iyi düşünmelidir. Sorun birliğimizi parçalayacak boyuttadır" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sorun milletimizi etkisiz hale getirecek düzeydedir. Siz bunlarla oyalanırken ülke altımızdan gitmektedir. Bin yıllık kardeşliğimiz sinsice zedelenmektedir. Kutuplaşma devletle milleti karşı karşıya getirmektedir. Milletimiz yapay ayrımlarla cepheleşmektedir. Biz bunun farkındayız ve uyarıyoruz, büyük Türk milleti ülke senin, karar senin. Artık uyanmış olmalısınız. Gün kısır tartışmaların günü değildir, gün birleşme, bütünleşme, saflarımızı sıklaştırma günüdür. Gelin Türkiye'yi hep birlikte inşa edelim.

Sayın Başbakan devletin imkanlarıyla açılış masraflarıyla ülkeyi dolaşırken, muhalefete dil uzatmaktan geri kalmıyor. Birilerine diyor ki, (Bunlar Sivas'ın ötesine geçemez), birilerine diyor ki (Siz Türkiye'nin batısına gidemezseniz) Ne demek istiyorsunuz sayın Başbakan, dilinin altındaki bakla nedir? Birleştirici ol, kaynaştırıcı ol, çözüm üreten ol. Bu üslupla ülkeyi felakete sürüklüyorsun, sen de felaketin öncüsü oluyorsun. Bay bölen olma, Başbakan olarak, Türkiye'yi kucakla. Sayın Başbakan bu gidişle bay bölen olacaksın. Şimdi bay bölen olarak siyasette yerini alarak, Türkiye'nin bölünüşünü kışkırtma, Türkiye'yi tahrik etme. Kim isterse nereye ne zaman gideceğini bilir. Elbet bizim de bir bildiğimiz vardır."