Politika
BAHÇELİ: CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI YARA ALDI TBMM (A.A)
04 Ocak 2011 14:20
-BAHÇELİ: CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI YARA ALDI TBMM (A.A) - 04.01.2011 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır gezisine ilişkin, ''Üzüntü ve endişe duyulacak bir durum varsa bu da Sayın Cumhurbaşkanı'nın etnik bölücülere cesaret ve meşruiyet kazandıracak fiiller içine girmesi, bunun sonucu Cumhurbaşkanlığı makamının yara almış olmasıdır'' dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) ''sonuçsuz ve samimiyetten yoksun kararlarının, göz boyamak ve milli hisleri istismar etmek için kurgulandığı'' ileri sürdü. ''Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır gezisi ve ortaya çıkan vahim ve ibretlik gelişmeler bize başka bir fikir vermemiştir'' diyen Bahçeli, MGK kararları arasında Türkçe'nin öne çıkarılmasının; ''Cumhurbaşkanı Gül'ün karşılama törenleri sırasında pankartlarda ve afişlerde Türkçe dışındaki bir dilin kullanılmasıyla çiğnendiğini ve anlamsız bir hale getirildiğini'' iddia etti. Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada ''Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine yapılan ziyaretin ne öncesinde ne de ziyaret sırasında iki dilli tabelaya rastlanılmadığının'' ifade edildiğini anımsatan Bahçeli, şunları söyledi: ''Sayın Cumhurbaşkanı'na ilk tavsiyemiz, her şeyden önce Diyarbakır Belediyesinin resmi internet sitesine bakmasıdır. Site Türkçe ve Kürtçe iki dillidir. Belediye hizmet birimleri Kürtçe ve Türkçe isimlerle sitede yer almaktadır. Cumhurbaşkanı Gül'ün ziyareti de resmi sitede iki dilli yansıtılmıştır. Cumhurbaşkanı Gül, Diyarbakır Belediyesini ziyaretinde, belediye reklam panolarında Kürtçe ve Türkçe yazılı 'hoş geldiniz' afişleriyle karşılanmıştır. PKK'nın şehir yapılanması KCK, İmralı canisinin talimatıyla Diyarbakır Belediyesinde eş başkanlık uygulaması başlatmıştır. Terörist başının atadığı eş başkan, Cumhurbaşkanı Gül'ü belediyeye gelişinde karşılayan resmi teşrifat ekibi arasında yer almıştır. İki dilli trafik tabelalar sayın Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında da kaldırılmamış olup bugün de yerinde durmaktadır. Diyarbakır Belediyesi su ve kanalizasyon idaresi 2011 yılında su faturalarının Kürtçe basılması kararı almıştır. Aynı şekilde Diyarbakır Belediyesi nikah, imar, su, kanalizasyon, ulaşım, temizlik, zabıta, acil yardım, ambulans, defin, turizm, gençlik, spor, meslek kursları, sosyal hizmetler, kültür ve sanat hizmetleri alanlarında da Türkçe ve Kürtçe'nin bir arada kullanılmasını, belediyeye ait toplu taşıma araçlarında güzergahı gösteren tabelalarda yerleşim birimlerinin Kürtçe isimlerinin yazılmasını kararlaştırmıştır. İmar planına açılan yeni yerleşim birimlerine Kürt tarihini hatırlatan isimler vereceklerini de belirtmiştir. Belediye Meclisinin yeni isimleri kabul etmesiyle cadde ve sokaklara iki dilli tabelalar asılacaktır. Bu kararlar, Sayın Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyaretinden kısa bir süre önce Aralık 2010'un ikinci yarısında alınmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı, bütün bunları bilerek bu belediyeyi ziyaret etmiştir. Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki tespit ve eleştirilerimizden üzüntü duymasına gerek bulunmamaktadır. Üzüntü ve endişe duyulacak bir durum varsa bu da Sayın Cumhurbaşkanı'nın etnik bölücülere cesaret ve meşruiyet kazandıracak fiiller içine girmesi, bunun sonucu Cumhurbaşkanlığı makamının yara almış olmasıdır.'' -''EYLEM BİRLİĞİ İÇİNDELER''- MGK'nın toplantısından sonra yapılan açıklamada ''Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilemeyeceğinin bilinmesi gerektiğine'' dikkati çeken ifadelere herkesten önce Cumhurbaşkanı'nın uyması, saygı göstermesi gerektiğini belirten Bahçeli, ''Cumhurbaşkanı Gül, iki dilli belediye hizmet uygulamasının birçok örneğini sergileyen ve bölücülüğün odağı haline gelen Diyarbakır Belediyesini ziyaret ederken bunu unutmuştur. Bunun sonucu MGK bildirisi bizzat Cumhurbaşkanı tarafından delinmiş, sıfırlanmış ve hükümsüz hale gelmiştir'' dedi. Bahçeli, ''Sayın Cumhurbaşkanı haklı endişeler ve görüşlerimiz karşısında neden rahatsız olmakta, neyi üzüntüyle karşılamaktadır? Ortada üzülecek, rahatsız olunacak bir şey varsa o da Cumhurbaşkanı Gül'ün devletin başı sıfatıyla Diyarbakır'da sergilediği tutum ve davranışlardır'' diye konuştu. 2 Ocak 2011 günkü basında Cumhurbaşkanı'na atfen ''ha deyince olmuyor, kullandığımız dile dikkat edelim, toplumun diğer kesimlerini rahatsız etmeden, hazmettirerek sürecin işlemesi lazım'' sözlerinin yer aldığını anımsatan Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın da 2009 yılında PKK açılımı konusunda ABD'de yaptığı bir konuşmada aynı kelimeleri kullanarak hazım sürecinden bahsettiği hatırlanırsa, PKK açılımında Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın niyet ve amaç birliğinin ötesinde eylem birliği içinde oldukları kendi ifadeleriyle ve bütün yönleriyle ortaya çıkmış olacaktır'' diye konuştu. MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ankara'da 'Türkçe' diyen Sayın Cumhurbaşkanı, bu sözlerini Diyarbakır'daki tutum ve davranışlarıyla boşa çıkarmış ve devletin itibarını deyim yerindeyse yerlere sermiştir. Bu gelişmeler ışığında; Cumhurbaşkanlığı yemininde ifade edilen hususlara riayet edilmemiş ve vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü konusunda hassasiyet gösterilmemiştir. Merakımız; yanı başında sallandırılan afişlerdeki farklı bir dili fark edemeyecek kadar gerçeklerden kopan birisinin, ettiği yemine bağlı kalarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini bundan sonra nasıl koruyacağıdır. Ancak bilinmelidir ki; MHP var olduğu müddetçe milletimizin dağılmasına yönelik beyhude girişimlerin sonuç vermesi, Türkçe'nin zayıflatılması ve Türk kimliğinin yok edilmesi asla mümkün olamayacaktır. Bu itibarla sorumluluk mertebesinde bulunanların söz ve davranışlarıyla anayasa suçu işlediklerinin farkına varmaları kendi hayırlarına olacaktır. Türkü, Türkçeyi, Türk milletini, siyasi fantezileri uğruna değersizleştirmeye, küçültmeye ve içini boşatmaya çalışanları emin olun ki ne millet ne de yüce Allah affedecektir. Böylesi bir alçalmanın içinde olanlardan hesap sormak da bizim en öncelikli görevimizdir ve bu milli görevi yerine getireceğimizden de hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.''