MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “AKP-CHP-BDP-PKK Türk milletini ayırmak, kimliğinden koparmak ve anılarından mahrum etmek için işbirliği halindedir. Her ortamda konuşmayı marifet sayan bir başbakan yardımcısı, AKP hükümetinin doğrudan doğruya PKK’yla görüştüğünü şüpheye mahal bırakmayacak ölçüde ikrar etmiş, bunu da korkusuzca seslendirmiştir. Bu çerçevede şerefsizlik bir kez daha adresini ve asıl sahibini bulmuş, yakasına asılmıştır” dedi.
Devlet Bahçeli, MHP grup toplantısında konuştu.
Son günlerde Türkmen şehirlerine ve Türkmenlere yönelen terör ve şiddet vakalarının kontrolden çıktığını belirten Bahçeli, "Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı şehirlere, semtlere düzenlenen intihar veya bombalı saldırılar çok ciddi bir düzeye ulaşmıştır. Kanlı eller, Türkmenlerin sindirilmesi, yıldırılması ve yok edilmesi amacıyla adeta sürek avı başlatmıştır. Türkmenlerin yüz yüze kaldığı olaylar açıkça kıyımdır, açıkça etnik temizliktir. Türkmenler topluca katledilmekte, soykırıma tabi tutulmaktadır. Ancak AKP’den ses çıkmamakta ve tepki görülmemektedir. Türkmenler, Türk devletinin yardım ve desteğinden mahrum hale gelmiştir. Erbil’e, teröristlerle müzakere ve mütareke görüşmeleri amacıyla gitme hazırlıkları yapan AKP memurlarının aklında ve ajandalarında Türkmenlere yapılan saldırılar var mıdır? Başbakan’ın açılım ortağı, çözüm yoldaşı ve yıkım fotoğrafında hemen yanı başında duran Barzani’ye karşı Türkmenlerin hak ve hukuku ne zaman savunulacak, ne zaman korumaya alınacaktır?" diye konuştu.
‘Kerkük Türk’tür ve ilelebet Türk kalacaktır’
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen yıl Kerkük’e yaptığı ziyareti hatırlatan Bahçeli, "Kerkük ziyaretimizin öncesinde, apar topar bu Türkmen kentine giden Dışişleri Bakanı, 2 Ağustos 2012 günü burada aynen şöyle demiştir: "Sizin burada tırnağınıza küçük bir diken batsa, onun acısını 75 milyon Türk Anadolu’da hisseder. Bu sözleri söyleyen hükümet zihniyetinin ne kadar tutarsız, ne kadar samimiyetsiz, ne kadar istismarcı olduğu açıkça anlaşılmıştır. Türkmenlere diken batmamakta, ama bağırlarında bomba patlamakta, canları alınmaktadır. Ancak AKP hükümeti, Kerkük’ün tarihsel bir gerçeği olan ve Allah’ın izniyle de hiç kimsenin değiştirmeye gücü yetmeyeceği Türkmen kimliğinin lağvedilme girişimlerine omuz silkmekte, suspus halde put gibi durmaktadır. Unutulmasın ki, Barzani’ye, AKP’ye, bölücülere, küresel vampirlere inat Kerkük Türk’tür ve ilelebet Türk kalacaktır" dedi.
‘Saldırının zamanı dikkat çekici olup üzerinde durulmaya değerdir’
ABD’nin Ankara Büyükelçiliğine yapılan canlı bomba saldırısının herkesi üzdüğünü belirten Bahçeli, "Bu intihar saldırısının gerçekleşme zamanı şüphesiz son derece dikkat çekici olup üzerinde durulmaya değerdir. Söz konusu eylemin Ankara’nın göbeğinde meydana gelmesi herkesi düşündürmelidir. Türkiye’nin içine düştüğü bunalımlı atmosfer, gerilim ve pamuk ipliğine bağlı ilişkiler ağıyla, bölgesel tansiyondaki alarm verici yükselişler birlikte ele alındığında bu eylemin yapılış amacı daha iyi anlaşılabilecektir" diye konuştu.
‘AKP hükümeti hesabını nasıl verecek?’
Türkiye’nin güvensizliğin, şaibeli simaların, sabotaj ve eylemlerin kol gezdiği bir ülke haline geldiğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Canlı bombalar, teröristler, kan akıtmanın hedefinde olan karanlık emeller başkent Ankara’ya kadar elini kolunu sallayarak gelebilmekte ve işin püf noktası da, planladıkları eylemleri kolaylıkla icra edebilmektedir. Cumhurbaşkanı’nın ’Emniyet teyakkuzdaydı, maalesef önlenemedi’ beyanı da başarısızlığın, yetersizliğin ve beceriksizliğin işareti olarak görülmelidir. Bu akıl almaz tedbirsizliğin, izahı mümkün olmayan aymazlığın ortaya çıkardığı gerçek; güvenlik konularında çok ciddi açık ve zafiyet olduğunun gün yüzüne çıkmasıdır. Bunlar olurken, hükümet nerededir ve neyle meşgul olmaktadır? Bundan sonra ses getirecek büyük bir eylemin olması halinde AKP hükümeti bunun hesabını nasıl verecektir? Başbakan Erdoğan, ’Ne yapalım İmralı’da pazarlık yapıyorduk, tüm dikkatimizi buraya vermiştik, fark edemedik mi’ diyecek, bu şekilde mi bahane üretecektir?"
‘Cinayet örgütleri Türkiye’nin orta yerinde cirit atmakta’
Paris’te üç PKK’lı kadın militanın öldürülmesiyle başlayan sancılı ve kaotik ortam gittikçe keskinleşmekte ve aşama kaydetmekte olduğunu belirten Bahçeli, "Son derece kuşkulu bir ortam, tehlikelerle çevrelenmiş bir süreç milletimizi tehdit etmekte, vatandaşlarımızın günlük hayatını ve gelecek hayallerini örselemektedir. AKP, bir ucunda İmralı, diğer ucunda Erbil’in olduğu ihanet koridorunda tüm mesaisini ve enerjisini sarf ederken, Türkiye kötü niyetlilerin hışmına uğramakta, hıncına maruz kalmaktadır. Gelişmelerin şakaya gelir tarafı, hafife alınacak bir yanı yoktur. Bin Ladin’in damadı Ankara’da yakalanmakta, cinayet örgütleri Türkiye’nin orta yerinde cirit atmaktadır" dedi.
ABD’li kadının öldürülmesi
Bahçeli, "Kendisinden 12 gün haber alınamayan, arkasından da İstanbul’da ölü olarak bulunan ABD’li bir kadının akıbeti, niçin böyle bir sonla karşılaştığı derin bir sır olarak ortada durmaktadır. Elbette bu cinayetin esrar perdesi aralanmalı, gerçek neden ve failleri mutlaka bulunmalıdır. Kim ya da kimler ABD’li kadına kıymış ve canından etmiştir? Bu sorunun cevabı gecikmeksizin aydınlatılmalıdır" diye konuştu.
‘Terörist olmak geçer akçe haline dönüştü’
"Türkiye doğru bir yolda bulunmamaktadır" diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"AKP’nin teröristlerle düşüp kalkması, utanmadan İmralı’ya kapılanması, Kandil’e gönül vermesi büyük belaları üzerimize çekmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla kışkırtmalara, ajitasyonlara, tuzaklara, tahrik kampanyalarına gün doğmuş, fırsat penceresi açılmıştır. AKP hükümeti terörle açık açık, göstere göstere müzakere yaparken, terör örgütleri arayıp da bulamadıkları uygun, rahat ve risksiz bir ortama ulaşmışlardır. Çünkü terörist olmak geçer akçe, terör taraftarlığı moda ve makbul meslek haline dönüşmüştür.Türk milleti böylesi bir rezilliğe layık olmadığı gibi, bunu taşımaya mecbur da değildir. AKP hükümeti daha fazla milletimizin haysiyetiyle, dokunulamaz ve el sürülemez haklarıyla oynamamalı, önünde daha zaman varken girdiği karanlık mecradan çıkacak dirayeti göstermelidir."
‘Köhnemiş sürecin devamını sağlamakta’
Bahçeli, "Türkiye her gün huzursuzluğun farklı bir rengiyle tanışmakta, hizip ve çekişmelerin farklı bir üslubuyla karşılaşmaktadır. Ayrımcılıktan beslenenlere, anarşiden ve asayişsizlikten geçinenlere gün doğmaktadır. İhanetle yolu kesişenlere, bindiği dalı kesenlere, milli gurur yelkenlerini suya indirenlere, dağılma ve parçalanmayla ruhunu birleştirenlere kucak açılmaktadır. Türk’süz millet, milletsiz Türk arayışları; kimliksiz millet, milletsiz kimlik talepleri ahlaksızca ilerletilmekte ve propagandası yapılmaktadır. Irkçılık virüsü, millete nifak sokma yüzsüzlükleri bizzat bölücülük limanına demir atan AKP, BDP, İmralı ve Kandil organizasyonuyla yönetilmekte ve yaygınlaştırılmaktadır. Bugünkü ortam, Türk milletinin aleyhine olacak her türlü provokasyonun, kirli ve yüz kızartıcı ilişkilerin çabucak yeşerip büyüyeceği kaygan ve kaypak bir zemine kaynaklık etmektedir. Aziz milletimiz çok boyutlu ve çok aktörlü sürdürülen bir operasyon sayesinde gün be gün zayıflatılmakta, yavaş yavaş milli köklerinden koparılmaktadır. AKP, her şeyiyle bunun kontrol ve gözetimini temin etmekte, köhnemiş sürecin devamını sağlamaktadır. Tümüyle ortadadır ki, hükümet, PKK’yla müzakereleri sürdürmek amacıyla vicdanı sızlamadan her değerimizi çiğnemekte, her yola başvurmaktadır" dedi.
‘İmralı canisi Başbakan’ın yeni gözdesi’
"İmralı canisi Başbakan’ın yeni gözdesi, yeni sırdaşı ve yeni ortağı olarak gittikçe sivrilmektedir" diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"Umutlar milletimizin kanını döken caniye bağlanmaktadır. Bebek katilinden sihirli dokunuşlar, tılsımlı sözler, esrarengiz yöntemler beklenmektedir. Bölücü terörün siyasetteki uzantısı olan BDP ise, AKP’yle bütünleşmekte, aynı karede el ele pozlar vermekte, zaman zaman da mızıkçılık yapmaktadır. AKP ile BDP’nin yapışık ikiz olduğunu ifade ederken; ne kadar haklı olduğumuz, ne kadar yerinde bir tespitte bulunduğumuz bir kez daha anlaşılmış ve ortaya çıkmıştır. Gelişmeler AKP’yle BDP’nin bunun da ötesine geçtiğini ispat etmiştir. AKP; tam olarak BDP’nin klonlanmış, PKK’nın genetiği değiştirilmiş değişik formatından başka bir şey değildir. Polise silah çekmeye teşebbüs eden, aklı ve gönlü dağda kalmış, fikri ve insan sevgisi kurumuş BDP’li sefiller Başbakan’ın yanında hizalanmış, yanında çözüm sırasına girmiştir. Bu insaniyet ve merhamet yoksunlarının eğer ellerine fırsat geçerse ne yapacakları, hangi zalimlikleri gösterecekleri ve kinlerini nasıl kusacakları ortadadır. O kadar ki, BDP’li ırkçılar, AKP’den aldıkları yardım ve destekle Türk milletinin arasına nifak sokmak, fitneyi güçlendirmek için heyecan içindedirler."
BDP’li vekilin sözlerine cevap
BDP’li bir milletvekilinin TBMM’nde dile getirdiği sözleri hatırlatan Bahçeli, "Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edenler, Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz.’ Bize göre, dağda Mehmetçiğe sıkılan kurşunla, Meclis’te sarf edilen bu aşağılık düşünceler arasında hiçbir fark yoktur. Bilinsin ki, Kafkaslar’dan, Balkanlar’dan bir sebeple göç eden aziz milletimin muhterem fertlerine son yurdumuz analarının ak sütü gibi helal olup, asıl sahipleri onlardır. Hiç kimse asalet, hamiyet ve vakarla bütünleşmiş kardeşlerimize yabancı ve sığıntı muamelesi yapamayacaktır. Bu ahlaksızlığın, bu marjinal ve ufalayıcı kafa yapısının her şartta da karşısına dikilir ve Allah’ın izniyle haddini bildirmekten de çekinmeyiz" diye konuştu.
‘Varlığımıza ömür biçilmekte’
Başbakan için İmralı’dan gelecek haberlerin, İmralı’nın atacağı adımların her konunun önüne geçtiğini belirten Bahçeli, "Yeni anayasa hazırlığı sürecine direkt müdahale ettiği anlaşılan caninin, anayasa yazımıyla ilgili AKP içinden isimler önermesi, üstelik Erbil’e gidecek müzakere görevlilerine itimat göstermesi, geri planda AKP-BDP-PKK arasında yapılan çalışmaların ve mutabık kalınan hususların neler olduğuyla ilgili hepimize bir fikir vermektedir. Başkanlık sistemini tesis etmek, federasyon modelini hayata geçirmek ve üniter yapıyı eritmek için Başbakan Erdoğan ve bölücü şebeke eşgüdüm halinde devrededir. Türklüğün anayasadan çıkarılması, Türklüğün idam fermanının kanlı ve bölücü eller tarafından yazılması etaplar halinde zemin bulmaktadır. Türk milleti, içimize kadar sızmış Haçlı zihniyeti tarafından tarihin derinliklerine gömülmek istenmektedir. Varlığımıza ömür biçilmekte, birliğimize hançer sallanmakta, kardeşliğimize zehir enjekte edilmektedir" dedi.
‘Türk devleti haraç mezat teslim edilmekte’
Bahçeli, "AKP-CHP- BDP- PKK Türk milletini ayırmak, kimliğinden koparmak ve anılarından mahrum etmek için işbirliği halindedir. Her ortamda konuşmayı marifet sayan bir başbakan yardımcısı, AKP hükümetinin doğrudan doğruya PKK’yla görüştüğünü şüpheye mahal bırakmayacak ölçüde ikrar etmiş, bunu da korkusuzca seslendirmiştir. Bu çerçevede şerefsizlik bir kez daha adresini ve asıl sahibini bulmuş, yakasına asılmıştır. AKP, silahlı bölücülerin taleplerini milletimize hazmettire hazmettire kabul ettirmek için olağanüstü bir çaba ve gayretin içine girmiştir. PKK’nın silahla yapamadığı ne varsa hükümet çözüm maskesiyle aşama aşama yerine getirmektedir. Ve milletimiz aldatılmaktadır. Çözülen terör değil, Türkiye Cumhuriyeti’dir. Çözülen ağır bölücülük sorunları değil, tarihi ve sosyolojik mevcudiyetimizdir. Çözüm çağrıları altında; Türk devleti haraç mezat teslim edilmekte, vatanımızın ocağına incir ağacı dikilmekte, Türk milleti parçalanmakta ve bölücülük meşrulaştırılmaktadır" diye konuştu.
‘İmralı mesajları AKP’nin gözünü kör etmiş’
"Başbakan Erdoğan PKK’ya pik yaptırtmakta, genel af için son rötuşları yapmaktadır" diyen Bahçeli şunları söyledi: "Görünen odur ki, PKK, AKP’nin sırtını yere getirmiş, Başbakan ve zihniyetinin üzerinde hiç hakkı olmayan Türk vatanına çözüm ve barış ambargosu koymuştur. Bunun yanında, ’İmralı beklentilerimize cevap verecek noktaya doğru adımlarını atıyor’ sözleriyle süreç diye tarifi yapılan ihanetin nasıl yürüdüğünü ve ne durumda olduğunu dile getirmektedir. Milliyetçiliğe, Türk’e, Türkçülüğe ve son tahlilde millete ait olan her kıymete savaş açan Başbakan Erdoğan, İmralı canisini memnun ve mesut etmek için var gücüyle uğraşmaktadır. İmralı kuralları, İmralı nasihatleri, İmralı mesajları AKP’nin gözünü kör etmiş, siyasetini haciz altına almıştır. Ortaya çıkan kara tablo bunu resmetmektedir."
‘Başbakan’ın sözlerini hayretle karşıladık’
Bahçeli, "Başbakan Erdoğan’ın, katıldığı bir televizyon programında; genelkurmay başkanlarına ve diğer generallere terör örgütü mensubu demenin ciddi bir yanlış ve affedilemez olduğunu söylemesi bizim tarafımızdan ilgi ve hayretle karşılanmıştır. Bilhassa İlker Başbuğ’un tutukluluk halini eleştirerek kendisine terör örgütü mensubu diyenleri tarihin affetmeyeceğini iddia etmesi de Başbakan için bir gelişme, ancak dünüyle de taban tabana zıtlıklar içermektedir. Bizim görüşlerimize gecikmeyle de olsa ulaşması kendisi adına her yönüyle sevindiricidir. Başbakan Erdoğan kendine güveniyor ve bu düşüncelerinde dürüst ise, o zaman elini taşın altına koyma vakti gelmiş demektir" dedi.
‘Yasal adımların atılması mecburiyet halini almıştır’
Genelkurmay başkanlarının da Başbakan’a bağlı olarak çalıştığını hatırlatan Bahçeli, "Aynı duyarlılık ve yakınlık Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en yüksek noktasında bulunmuş komutanlar içinde sergilenmelidir. Bu durum karşısında, artan mağduriyetler ve hak kayıplarından dolayı yeni bir yasal düzenleme yapılması zorunluluk halini almıştır. Başbakan Erdoğan televizyonlarda sızlansa da, Başbuğ başta olmak üzere, birçok muvazzaf ve emekli askerin tutukluluk halleri devam etmektedir. Bu haksızlıkları önleyebilmek, soruşturma ve kovuşturmanın sağlıklı ve adaletli yürüyebilmesi için bazı yasal adımların atılması mecburiyet halini almıştır. Başbakan Erdoğan ve partisini; İlker Başbuğ’un, görevde veya emekli olsun diğer askeri kişilerin muhatap kaldıkları usulsüzlük ve hukuksuzlukları ortadan kaldıracak kanuni hazırlıkları yapmaya davet ediyor, parti olarak atılacak her adıma sonuna kadar destek vereceğimizi buradan söylemek istiyorum" diye konuştu.
‘Filistin’de Hamasçı, Erbil’de peşmergeci...’
Bahçeli, "Adalet ve Kalkınma Partisi ile işbirlikçilerini gören, tanıyan ve bu zamana kadarki icraatlarının bilincinde olan herkes siyasallaşmış yargı yoluyla Türk ordusunu köşeye sıkıştıran nankörleri, riyakârları ve helale yüzünü dönen gafilleri ayırt edebilecektir.Bunlar; Brüksel’de AB’ci, Moskova’da Şanghay’cı, Libya’da NATO’cu, Suriye’de El Kaide’ci, Mısır’da İhvan’cı, Filistin’de Hamas’çı, Erbil’de peşmergeci, Kıbrıs’ta EOKA’cı, Atina’da Megali İdea’cı, Ortadoğu’da sultancı, ABD’de BOP’çu, Kandil’de barışçı, İmralı’da çözümcü, Doğu’da Kürtçü, Batı’da özgürlükçü, ama gelgelelim bir türlü Türk olamayan, Türkçülüğe de çakaralmaz silahlarıyla namlu çeviren fikirsizlik vebasına yakalanmış zavallılardır.Bunlar gemici olmuş denizlere açılmıştır, ama millet gemisinin yönünü kayalıklara çevirmekten çekinmemişlerdir. Bunlar mısırcı olmuştur; ama Türk devletini mısır taneleri gibi dağıtmayı kafalarına koymaktan geri durmamışlardır. Bunlar, yağcılıkta sınır tanımayan, yeminlerle ilelebet, ezeli ve ebedi başkanlık ilanı yapan aklını kaçırmış güruhun bizzat aynadaki akisleridir. Ne fayda ki, Başbakan Erdoğan’ı bu dalkavukluklar kurtaramayacaktır" dedi.
‘2013’te hava gazına dönüşen AB macerası…’
AKP’nin, Suriye meselesinde ters düştüğü ülkelerle bütünleşme arayışlarının politikasızlığın ve yönsüzlüğün dik alası olduğunu belirten Bahçeli, "Bununla beraber, yıllar evvel, Avrupa Birliği’yle Katolik nikâh yapmanın yollarını arayan Başbakan, şimdi boşa atıp dolu tutmanın peşine düşmüştür. 2004 yılında havai fişeklerle yapılan kutlamalardan sonra, 2013’te hava gazına dönüşen AB macerası her anlamda sorgulanmaya muhtaçtır. Sayın Başbakan, madem AB’yi bu kadar sorguluyorsun, madem 50 yılı aşkındır oyalandığımızı haklı olarak ifade ediyorsun, o zaman müzakere defterini kapat, üyelik sürecini tek taraflı olarak askıya al da senin samimiyetini, cesaretini görelim ve alkışlayalım" diye konuştu.