Politika

Bahçeli: Avrupa'yı bahane etmek saptırma

MHP lideri Bahçeli, "Parti kapatma ve yargı bağımsızlığı konularında Avrupa'yı bahane etmek en büyük yalan ve saptırmadır" dedi.

11 Nisan 2010 03:00
T24 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Parti kapatma ve yargı bağımsızlığı konularında Avrupa'yı bahane etmek en büyük yalan ve saptırmadır" dedi.


Bahçeli, partisinin Anadolu Gösteri Merkezi'nde düzenlenen "Bölge İstişare Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin her yönden çok ağır bir buhran hali yaşadığını, daha kritik bir dönemin de arifesinde bulunduğunu" ifade etti.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 1991 yılında yayınladığı raporda, "Yıkıcı hususların siyaset alanına sokulması ve Anayasa'ya yedirilmesi için aşamalı Anayasa değişiklikleri" planlandığını iddia eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bugünkü tekliflerin içinde 'açılım' denen yıkımla ilgili maddelerin açıkça bulanmaması kimseyi aldatmamalıdır. Yapılmak istenen, bir sonraki Anayasa değişiklik paketlerinde yer alacak alçaklıkların önünün açılmasıdır, pürüzlerin şimdiden ortadan kaldırılmasıdır. Yıkım projelerinin uygulanmasında önüne çıkacak engellerin şimdiden temizlenmesidir. Yapılması düşünülen, ileride önümüze sürülecek ihanet projelerinin gelecekte adli takipten ve yasal engellerden kurtarılmasıdır. Yoksa iddia edildiği gibi AKP'nin demokrasi ve demokratikleşme, özgürlük ve özgürleşme, hukuk ve adalet aramak gibi bir inancı ve tasası yoktur."



'AB'de hesap vermeyi geciktiren bir başbakan örneği yok'



"Sanal Avrupalılaşma iddiaları"nın da AKP tarafından paravan yapıldığını ileri süren MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları söyledi:


"AKP zihniyetine göre milletimizi parçalara ayırmak da Avrupalı olmanın şartıdır, Anayasa vasıtası ile bölünmeye kapı aralamak da AB'nin gereğidir. Özellikle parti kapatma ve yargı bağımsızlığı konularında Avrupa'yı bahane etmek en büyük yalan ve saptırmadır. AB şartlarında, etnik bölücülük yapmak, bölünme çağrılarında bulunmak, anayasaya bölücülüğü uydurmak yoktur. Adalet önünde hesaptan kaçan, milletvekili dokunulmazlığına sığınan adalet kaçkını başbakan ve bakanlar Avrupa'da yoktur.


AB ülkelerinde yolsuzlukları aklamak, yaptıklarını suç olmaktan çıkartmak için kendine göre yargı sistemi arayışına giren iktidar partileri de yoktur. AB'de hakkında 'kalpazanlık ve evrakta sahtecilik' suçlamalarıyla dosyası Meclis'te duran ve hesap vermeyi geciktiren bir başbakan örneği de yoktur. Ve bütün bu gerekçeler ve paravanlar ülkemizi karanlık bir maceraya sürüklemek isteyenlerin bahanelerinden başka bir anlam taşımamaktadır.


Evet, anayasa değişmelidir. Buna ihtiyaç vardır. Ancak bu önce ahlaka uygun yöntemlerle, başkalarına saygı gösteren bir anlayışla, farklı düşüncelere kulak veren bir etik yaklaşımla, toplumun tamamını dinleyen bir geniş görüşle, azami uzlaşma kanallarının arayışı ile yapılmalıdır. Bugün bunların ve beklentilerimizin hiçbirisi karşımızda yoktur. Bu, Anayasa değişikliklerine usulden karşı çıkışımızın birinci yönüdür. Diğeri ise önerilerimizin dikkate alınmamasına yönelik itirazlarımızdır."