MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti olarak, Hükümet'in “Demokratik Açılım” diye nitelendirdiği adımlarla ilgili çok sayıda sorular yönelttiklerini, ancak aradan geçen 4 aylık sürede doğrudan bir açıklama gelmediğini ifade ederek, “Hükümetin ortaya attığı ve adına 'açılım' denen şey, aslında bir yıkım projesidir” dedi.
Bahçeli, Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi'nde “Çözülen Ülke Türkiye ve Tavrımız” konulu konferansta konuştu.
MHP'nin milli meselelerin en yakın takipçisi ve Türkiye üzerinde oynanan stratejik oyunların farkında olduğunu kaydeden Bahçeli, “Bugüne kadar her milli meselede, kamuoyu partimizin ne yaptığına dikkat kesilmiştir. Partimiz, Hükümet'in yıkım projesini başlattığı ilk günden itibaren aynı duruşu sergilemiştir” dedi.
MHP'nin 40 yıldır çok çetin kulvarlarda siyasetini sürdüren köklü bir parti olduğunu söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Kıbrıs meselesi, Ermeni meselesi, Irak'ın kuzeyi, terörle mücadele gibi konularda partimizin hiçbir zaman fikrini almayan Hükümet, atılması düşünülen adımlar konusunda da aynı tutumu göstermiştir. MHP hiçbir zaman bu aşamaların hiçbirisinde yer almayacak, destek vermeyecek ve hiçbir zaman susmayacaktır. Partimiz, Hükümet'in yıkım projesine yönelik adımları atmaya başladığı ilk günden itibaren aynı duruşu sergilemiştir. 7 yıldır iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hükümet olma ile devlet olma arasındaki farkı ayırt edemeyen özürlü demokrasi anlayışının, geçmişte ayrışma ve kutuplaşmalara neden olduğunu hepimiz biliyoruz.”
Bahçeli, “açılımın anayasal suç teşkil edeceğini, MHP olarak böyle bir açılıma destek vermeyeceklerini her fırsatta dile getirdiklerini” ifade eden Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hükümet'in tetiklediği süreç, küresel güç tarafından bölgenin yeniden tanzim edilmesine yönelik projedir ve Büyük Orta Doğu Projesi'nin bir ayağıdır. Önemsizmiş gibi gösterilerek atılmak istenen adımlar, hızla çok büyük siyasal, sosyal sorunlar doğuracaktır ve Türk Milleti'nin bekası tehdit altındadır. Süreç, Türk Milleti'ni bölünmeye sürükleyecektir. Böylesi bir ayrışma ikiye bölünmeyle bile sınırlı kalamayacak, Türklük kendi vatanında etnik kimlik seviyesine indirilmeye çalışılacak. PKK'nın bile başaramadığı ayrışmaya neden olacaktır. Bin yılda yoğrulmuş milli kimlik geri dönüş gösterecek, yaşanacak sosyolojik kırılmanın telafisi asla mümkün olmayacaktır.”
Bahçeli, Hükümet'in ortaya attığı açılıma kamuoyu desteği sağlamak adına bazı psikolojik argümanlar kullanmaya başladığını da ileri sürerek, şunları söyledi:
“Anaların gözyaşlarının dinmesi, silahların susması gibi söylemlerle, kamuoyunun gözlerini boyamaya çalışmaktadırlar. Oynanmak istenen oyun, MHP'nin duruşuyla bozulmuş, tekrar geri adım atılmıştır. Yıkımın aktörleri bocalama geçirmiştir. Süreci anlatmada zorluklar yaşamaya başlamışlardır. Bu aşamada açılmaya çalışılan yıkım paketinin kapalı kalması, işlerin planlandığı gibi gitmediğinin bir işareti olmuştur. Bu süreçte direnenler, direnme ihtimali olanlar hakkında ağır suçlamalarda bulunulmuş, partimizin ve partililerimizin kanla beslendiği, terörden nemalandığı, şehit istismarı yaptığı gibi alçakça ithamlar başlatmışlardır.”
Millet olmanın mayası dildir
Bölücü terörün, silahlı çatışmada başarılı olamayacağını anlayınca strateji değiştirdiğini ve dil özgürlüğü konusunu gündeme getirdiğini ifade eden Bahçeli, bir topluluğu millet kimliğine kavuşturan temel unsurların başında dilin geldiğini, dilde ayrışmanın, diğer alanlarda da ayrışmaya neden olacağını söyledi. Bahçeli, “Millet olmanın mayası dildir. Bizi asırlardır bir arada tutan Türkçe'dir” diye konuştu.
Her dile saygı duyduklarını, herkesin kendi özelinde istediği dili konuşmasına kimsenin karışamayacağını kaydeden Bahçeli, “Ancak konu kamusal alana kayınca resmi dil Türkçe'dir ve Türkçe'ye ortak koşulamaz” dedi.
“Bin yılda yoğrulan tek millet olan Türkiye'nin asla ayrışmayacağını, birlik ve beraberliğini bozmayacağını” dile getiren Bahçeli, “Gün birlik günüdür, gün beraberlik günüdür. MHP memleketin her evladını kucaklamaktadır” şeklinde konuştu.