T24 - Avrupa Birliği(AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Fransa'da çıkan ''inkar yasası'' ile ilgili olarak İsviçre'de ne söylediysem Fransa'da da aynı şeyleri söyleyeceğini dile getirdi. Bağış, sözlerini, '''Papaza kızıp oruç bozacak değiliz'' şeklinde devam ettirdi.
Öğrenciler tarafından kapıda karşılanan Bakan Bağış, daha sonra bir konuşma yaptı.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada Türkiye'nin AB üyeliğinden, AB ülkelerinin içine düştüğü ekonomik krize kadar pek çok konuda konuştu. Bakan Bağış, "Bugün AB'nin içine düştüğü buhrandan çıkışı aslında Türkiye'nin ortaya koyduğu modeldir, kardeşliktir, hoşgörüdür. İşte Türkiye'de milletin devletin bütün vatandaşların yüreklerininn toplu vurmasından rahatsızlık duyan birtakım iç ve dış mihraklar bugün ülkemizin içine fitne sokabileceklerini zandediyorlar. Sokamazlar arkadaşlar. Türkiye her geçen gün daha da güçlenmeye devam edecek. Türkiye milletiyle kaynaşarak dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak sadece kendi vatandaşlarına değil, sadece bölge halkına da değil, insanlık alemine huzur veren bir ülke olmaya devam edecektir" diye konuştu.
'Papaza kızıp oruç bozacak değiliz'
Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili de konuşan Bağış, "Avrupa Birliği ülkelerindeki bazı dar vizyonlu siyasiler istedikleri kadar Türkiye'yi engelleyebileceklerini düşünsünler. Anadolu'da çok güzel bir laf var. Papaza kızıp oruç bozacak değiliz. Güneş balçıkla sıvanmaz. Türkiye gerçeği apaçık ortada ve net. Türiye'yi hiçbir güç durduramayacak yeter ki biz birbirimize düşmeyelim" dedi. OECD rakamlarının Türkiye'nin 2020'ye kadar Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi olacağını vurguladığını söyledi. Bağış, "2050 yılından Türkiye Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisi olacak.Zaten bizi engellemeye çalışan AB sürecimizi baltalamaya çalışan ülkelerin asıl derdi de o. Türkiye'yi durduramayacakalrını ve gerisinde kalacaklarını gördükleri için önümüze takoz koymaya çalışıyorlar. Ama o takozları teker teker yok etmeyi sizlerin de vereceğiniz destekle başaracağız" dedi. Konuşmasında siyaseyti gençlere tavsiye eden Bağış, "Çünkü siyaset yapmak bu ülke için elini takozun altına koymaktır. Görevde bulunmaktır ve ülkenin gelişimine fikirleriyle, emeğiyle, vaktiyle katkı vermektir" dedi.
'İsviçre'de söyledim, Fransa'da da söylerim'
Bakan Bağış, 1915 olaylarının inkarını suç sayan tasarıyla ilgili bir soruyu da yanıtladı. Bağış İsviçre'nin konuyla ilgili sözleri yüzünden soruşturma başlatmasıyla ilgili de konuştu. Bakan Bağış, "Nereye gitmem gerekirse gidiyorum. Gitmeye de devam edeceğim. Gittiğim ülkenin koşullarına göre de düşüncelerimi değiştirecek bir yapım yok. Ben bukalemun değilim. Neysem oyum. Kimsenin çektiği acıyı inkar edecek bir yapım da yok. Ama her yaşanan acıyı soykırımdır diye tanımlayacak kadar at gözlüğü takmaya da niyetim yok. Bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizdeki belgeler, bilgiler, arşivler 1915 olaylarında yaşanan karşılıklı acıların olduğunu ama bunun bir soykırım olarak tanımlanmaya varamayacağını ortaya koyuyor. Ama bugün falan ülkede yaklaşan seçimler nedeniyle istismar içerisine giren bazı dar vizyonlu siyasiler üç beş tane oy toplayacak diye Türkiye yargısız infazı kabul etmez" dedi. Bağış, "Ben İsviçre'de söyledim. Fransa'da da söylerim. Dünyanın dört bir yanında da söylerim. Bizim elimizdeki bilgilere belgelere göre soykırım yaşanmamış. Aksini ispat etsinler ondan sonra oturup konuşalım. Bana diyorlar ki İsviçre'de bu yasak bunu söyleyemezsin. Benim İsviçre bankalarında param yok olanlar düşünsün. Gerekirse gitmem ama gider bir daha da söylerim. Ben o ülkede falan siyasetçi üç tane oy alacak diye görüşlerimi değiştiremem. Bunu benden kimse beklemesin" dedi. Bağış bu kadar kararlı olmasının arkasında yatan nedenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyerek "Arkamda kapı gibi duracağını bildiğim bir Başbakan ile çalıştığım için bugün bunları söylüyorum" dedi.
Tescillemeye izin vermeyiz
Mustafa Kemal Atatürk'ün bugüne kadar farklı şekilde anlatıldığını kaydeden Bağış, " Benim çocukluğumda Atatürk'ün yedi yaşındayken dayısının yanında karga kovaladığını bize ezberletirlerdi. Ama o vizyoner liderin 1920'li yıllarda Meclis'te yaptığı bir konuşmada 'Efendiler. Bir Balkan Birliği kurulmalıdır. Türkiye bunun başını çekmelidir. Ve zamanla bu birlik Avrupa Birliği 'ne dönüşmelidir. Yoksa Avrupa kıtasında barış sağlanamaz ' dediğini bize öğretmemişlerdi. Ya da 1930'lu yıllarda Atatürk'ün Sovyetler bir gün mutlaka çökecektir. Orada bizimle aynı dini, aynı dili, aynı değerleri paylaşan kardeşlerimiz vardır. Onlarla kültürel köprüler kurulması gerekir 'dediğini bize öğretmemişlerdi. Bugün Atatürk'ün o vasiyetini yerine getirenler, oralara gidip o okulları kuran insanlardır. Kimsenin bugün Atatürk'ü, bayrağı, kitabı kendi tekeline tescillemesine izin veremeyiz. Onlar bizim ortak değerlerimiz " diye konuştu.