-BAĞIŞ: "ÜLKESİNİ SEVEN BİRİNİN 'HAYIR' DEMESİ MANTIKSIZ" İSTANBUL (A.A) - 02.08.2010 - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, anayasa değişiklik paketinin içeriğine baktıkları zaman, bu ülkeyi seven birinin ''hayır'' demesinin mantığını bulamadıklarını belirterek, ''Bu paketi siyasallaştırmak, bu ülkede insanları bloklaştırmak, gruplaştırmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz'' dedi. AK Parti Beşiktaş İlçe Teşkilatı tarafından kurulan Ortaköy Referandum İrtibat Merkezinin açılış törenine katılan Bakan Bağış, burada yaptığı konuşmada, halkın, 12 Eylül günü, AK Parti'nin anayasa paketiyle ilgili bir oylamaya katılmayacağını, o gün, Türkiye'nin önünü açıp açmamayla ilgili bir karar vereceğini söyledi. ''Bu ülkenin Atatürk'ün bizlere hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesi üzerine çıkmasını istiyor muyuz? O zaman, 12 Eylülde neyi oylayacağımızı çok iyi bilmemiz gerekiyor'' diyen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye, 31 Temmuz 1959 Avrupa Ekonomik Topluluğu'na başvuru yapmış. 51 yıldır, AB'ye üye olmaya çalışıyoruz, olamıyoruz. 51 yıldır darbe anayasalarıyla yönetiliyoruz. Darbe anayasasıyla AB'ye üye olmaya çalışan ilk ülke de biz değiliz. Yunanistan da darbe anayasasıyla başvurdu, anayasa sivilleştikten sonra AB süreci hızlandı. Portekiz de darbe anayasasıyla başvurdu, anayasası sivilleştikten sonra AB'ye üye oldu. İspanya, bugün Avrupa'nın en büyük ekonomik güçlerinden bir tanesi, ama 40 yıl evvel albaylar, parlamenterleri rehin almışlardı. O da gösteriyor ki; AB sürecinde ülkeler kalkınıyor, şeffaflaşıyor, ama atmaları gereken adımları da atıyor. Öncelikle yasalarını ve anayasalarını, halkı öncelikli kılan yasalar ve anayasalar haline getiriyorlar. '' 12 Eylül günü oylanacak anayasa değişikliği paketinin çok önemli olduğunu vurgulayan Bağış, ''Neyi oyladığımızı bilmemiz lazım. Eğer 'bu ülkede yurt dışına çıkış yasağını sadece mahkemeler koyabilsin' diyorsak ne oy vereceğiz? 'Evet'. Yoksa, maliyedeki bir memurun iki dudağı arasında, 'o yasak, bu yasak' zihniyetini devam ettirmek istiyorsak, o zaman Pinokyoların dediğini dinlersiniz.'' ''Bu ülkenin, 11 bin hakim ve savcısının güvenebileceği, onların sorunlarına yürekten eğilecek şeffaf bir yargı mekanizması istiyorsak, vatandaşımızın mahkeme önlerinde kuyruk beklememesini istiyorsak, herkesin güvenebileceği gerçekten bağımsız, bağımsız olduğu kadar da özgür bir yargıya kavuşmak istiyorsak, 12 Eylül günü 'Evet' diyeceğiz'' şeklinde konuşan Bağış, şunları kaydetti: ''Bu ülkede, bazı siyasi partilerin yanlışları olabilir, bazı partilerin hataları olabilir, ama AK Parti ile ilgili mücadele etmek isteyenlerin mücadelesini, yargı yoluyla değil, sandık yoluyla yapmasını istiyorsak, 12 Eylül günü 'Evet' diyeceğiz. 12 Eylül günü Türkiye'nin AB sürecinin dönüm noktasını gerçekleştireceğiz. Darbenin 30. yıl dönümünde darbe zihniyetine 'Hayır'; özgürlüğe, demokrasiye şeffaflığa 'Evet' diyeceğiz.'' Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, AK Parti İstanbul İl Başkanı Babuşcu ve Beşiktaş İlçe Başkanı İbrahim Yıldırım, daha sonra kurdele keserek, merkezi açtı. -''İNSANLARI GRUPLAŞTIRMAK KİMSEYE BİR ŞEY KAZANDIRMAZ''- Merkezi ziyaret eden Bağış, burada referanduma ilişkin yaptığı açıklamada, anayasa değişiklik paketinin içeriğine baktıklarında, muhalefet partilerinin parti programında söylediklerinin gerçekleştiğini, muhalefet milletvekillerinin son yıllarda Mecliste yaptıkları konuşmalardaki beklentilerinin yerine getirildiğini gördüklerini ifade etti. ''Bu anayasa değişiklik paketinin içeriğine baktığımız zaman bu ülkeyi seven birinin 'Hayır' demesinin mantığını bulamıyoruz. Bu paketi siyasallaştırmak, bu ülkede insanları bloklaştırmak, gruplaştırmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz'' diyen Bağış, şunları söyledi: ''Paket yeterli midir, daha iyisi olabilir miydi? Her şeyin daha iyisi olabilir. Biz bunun Türkiye'nin gelmesi gerektiği son nokta olduğunu söylemiyoruz. Bu millet her şeyin en iyisine layıktır. Ortadaki şartlar, herkesin takip ettiği süreçle oluştu. Biz yeni bir anayasa hazırlamaya çalıştık, bunu halkımızla paylaştık. Partimizin karşısına bir kapatma davası geldi. Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımız, muhalefet partilerinden ortak bir komisyon oluşturup beraber bir anayasayı yazmak için çağrılarda bulundu. Kimisi görüşmek bile istemedi, kimisi 'Çay içer giderler' dedi, kimisi 'Görüşmede kamera talep ederim' diye tutturdu. Siyasetin zıt uçlarında olanlar, nasıl kenetlendiler. Aynı şehit cenazelerinde yaptıkları gibi nasıl süreci istismar etmeye kalktılar bunu hep beraber gördük.''