Alternatif müzik grubu Baba Zula'dan Levent Akman, çatışmaların ve canlı bomba eylemlerinin yaşandığı günlerde konserlerin iptal edilmesinin "ikiyüzlülük" olduğunu savundu. "Vicdan tatmini... Üç gün duruyorlar dördüncü gün bir büyük şişe açıp içiyorlar" diyen Akman, "Sadece dini yobazlık değil, sanatsal yobazlık da var. Bu yobazlık hiç ummadığınız insanlardan geliyor. Bu en üzücüsü" diye konuştu.
Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak'ın sorularını yanıtlayan (25 Eylül 2016) Baba Zula'dan Levent Akman, Murat Ertel, Periklis Tsoukalas ve Melike Şahin'in açıklamaları şöyle:
- Birbirinden farklı müzik türlerinin buluşacağı “MIX - Sesler arası bir deneyim” festivalinde yer alacaksınız. Mesela Erdal Erzincan, Ceza, Büyükev Ablukada ve BaBa ZuLa’nın müziğini aynı festivalde dinleyeceğiz. Bu sizin için nasıl bir deneyim?
Murat Ertel: Genellikle festivallerde caz festivali, rock festivali gibi bir çizgi oluyor. Bu çizginin kırılması çok güzel. Bazıları “BaBa ZuLa AVM’de çalıyor, ne kadar kötü..” gibi şeyler söyleseler bile bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Sanatçı seçimleri çok iyi yapılmış. Festival iyi tasarlanmış.
- Öyleyse AVM konseri eleştirilerine karşılık ne diyorsunuz?
M.E: Alışveriş merkezleri de günahkâr dünyamızın bir parçası. Ama çalmayacağımız AVM’ler de var; mesela Emek Sineması’nın yerine yapılan AVM’de çalmayız. Levent Akman: Acaba PJ Harvey’e de tepki gösterdiler mi?
- Patti Smith’e tepki gösterenler oldu...
Melike Şahin: Tepki gösteriyorlar sonra da paşa paşa tepki gösterdikleri mekândaki konsere gidiyorlar.
L.A: İngiltere’de yaşasaydık bir kulüpte her ay konser olsaydı bunları tartışabilirdik. Ama Türkiye’de kaç tane konser oluyor? Kaç tane konser salonu var? Ülkedeki her olayda neden ilk önce konserler iptal ediliyor? Siz hiç bir futbol maçının ertelendiğini gördünüz mü? Mesela 15 şehit var, maç öncesi 1 dakika saygı duruşu yapıyorlar, sonra bitiyor... Niye bunlara tepki gösterilmiyor? Her olayda ilk müzisyenler etkileniyor. İstanbul Modern’de sergisini iptal eden görmedim. Elazığ’da açık hava konseri var mı? Şanlıurfa Alternatif Müzik Festivali neden olmasın? Bunlara neden kafa yormuyoruz?
- Her olayda neden ilk konserler iptal ediliyor?
L.A: Eğlence olarak görülüyor. Mesela Ankara konserinde çalıyoruz, bir seyirci “Niye politika yapıyorsunuz biz eğlenmeye geldik” diye laf attı.
- Siz seyirciye ne dediniz?
M.E: İlk önce durduk sonra kız arkadaşı ile seyircilerin coşkun protesto alkışları eşliğinde mekânı terk edene kadar konuştuk. O giderken de çalmaya başladık
L.A: Vicdan tatmini... Üç gün duruyorlar dördüncü gün bir büyük şişe açıp içiyorlar. Abi sen hani yas tutuyordun? Ne oldu? Maalesef bu ikiyüzlülük Türkiye’nin her yerinde var. Bu memleketin bu hale gelmesindeki en büyük sebep işte bu ikiyüzlülüğümüz.
M.E: Mesela gayet entelektüel bir arkadaşım olayların karışık olduğu günlerde attığım tweet’lere “müzik paylaşmanın zamanı değil” dedi.
- Her olayda sanat dursun diyenler için sanat yobazlığı yapıyorlar diyebilir miyiz?
L.A: Bu yobazlık. Sadece dini yobazlık değil sanatsal yobazlık da var. Bu yobazlık hiç ummadığınız insanlardan geliyor. Bu en üzücüsü.. Mesela, Fatih Akın’ın “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” filmi, aman Allahım ne eleştiriler aldı. Neymiş bu İstanbul müziğinin filmi miymiş? Sadece onun görüşünü yansıtıyormuş... Ya ne olacaktı, tabii ki onu yansıtacak.
Periklis Tsoukalas: Türkiye’de sanata politikacılar tarafından uygulanan bir baskı var. Ama sanat bu baskıyı kırıp kendine alternatif yollar çıkarmaya çalışır. Bunu bir noktada başarır ama iktidar yine etrafını sarar ve baskı kurmayı sürdürür. Bu bir döngüdür. İktidar sanatın önüne duvar örmeye çalışır sanat da o duvarı delmeye çalışır. n Neden sahne şovunuzda artık dansöze yer vermiyorsunuz?
L.A: Çünkü bazı insanlar et izlemek için gelmeye başladılar.
M.E: Dansözü sadece cinsel obje olarak düşünüyorlar. 10 sene bununla mücadele ettik ama artık vazgeçtik. 4 senedir dansöz yok. Erkek egemen iktidar yaklaşımı ile mücadelemiz başka şekilde sürüyor.
"Bugünkü yeni aydınların pek çoğu sahte aydın"
- BaBa ZuLa’ya saykodelik müzikten oyun havalarına, düğün müziklerine döndü gibi eleştiriler yapılıyor. Buna ne diyorsunuz?
L.A: Onlar hiçbir şey anlamamış, kabul etmiyoruz.
M.E: En başta da bu karışım vardı. Ruhani oyun havaları diye 2003 tarihli albümümüz var. Biz halk müziği kökenliyiz. Halk müziğinde iki tür müzik vardır oyun havaları ve kırık havalar. Oyun havalarını tıpkı elektro sazda olduğu gibi aşağılamak için kullanıyorlar. Utanmayın hepsi bize ait. Türkiye kültürel olarak müthiş geniş ve kıymeli bir mirasa sahip. Muhteşem yazarlar, müzisyenler, karikatürcüler var ama bir okumamazlık, görememezlik var. Türk aydınının 2003’te AKP’yi anlayamamak gibi bir lüksü olamaz. Cumhuriyet’in “Tehlikenin Farkında mısınız?” mottosuyla dalga geçiyorlardı. “Yetmez ama evet”çi insanlar bunu göremedi ama İlhan Selçuk, Yaşar Kemal, Tarık Akan, Aziz Nesin gibi gerçek aydınlar olacakları gördü.
- Nasıl bir aydın profilinden bahsediyorsunuz? Bugünkü aydınlara nasıl bir eleştiriniz var?
M.E: Geçmişte kalan gerçek aydınlar halk ile sağlıklı ilişki kuran ve gerçeği görebilen aydınlardı. Bugünkü yeni aydınların pek çoğu sahte aydınlar ve gerçeği göremiyorlar. Yeni aydınlar 2003’teki AKP’yi anlayamıyor, göremiyor. Daha doğrusu onlar ancak anladı ama geç kaldılar. Aydınlarımızın döneklik lüksü de yok. Pardon biz yanılmışız diyerek her şey kolayca aklanmıyor ve bu özellikle aydınlar için daha da geçerli olmalı. İleride gerçekler iyice ortaya çıkacak. 12 Eylül’ü bile tüm toplum 30 sene sonra anlayabildi. Bugünü de toplumsal olarak en azından 30 yıl sonra anlayacağımızı düşünüyorum tabii zor günlerden geçerek. Eğitim ve okuma seviyesi daha yüksek olsaydı daha kolay olurdu.
- Bugünkü Türkiye’nin gidişatını nasıl görüyorsunuz?
L.A: Güzel günler göreceğiz! diyorum.
M.E: Umarım yakın gelecekte sahte aydınları geride bırakan gerçek aydınlar yeniden ortaya çıkacak. Gençlerden umutluyum. Güzel bilinçli ve aydınlık gençler geliyor. Sürekli aydınlar ve sanatçılardan bahsediyorum tabii ki çünkü sanat hep önde gider. Diplomadan bahsettiğimiz de sanılmasın. Sanat diplomayla yapılmaz.
"Diyanet ile Kültür Bakanlığı
bütçesinin yerleri değişse..."
- BaBa ZuLa, Türkiye’den daha çok yurtdışında talep görüyor; “Very interesting” mi diyorlar? Bu noktada müzikal bir çelişki yok mu?
M.E: Var. Okumak, araştırmak ile ilgili. Bizde kitap okuma oranı çok düşük. En büyük neden okumamak. Sanatı televizyondan görüyoruz. Taksici bana meseleğin ne diye soruyor, “müzisyen” deyince “televizyona çıkıyor musun” diyor. Mesela playback yapmak istemediğimiz için televizyona çıkamıyoruz. Çünkü kanallarda canlı müzik söyleyebilecek bir sistem yok. Yurtdışında da böyle. Her şeyin televizyondan öğrenildiği bir kültürde insanlarla karşılaşmak zor. Türkiye’de biz halk konseri verdiğimiz zaman sorun yok, yıkıp geçiyoruz. Çok zevkli. Diyanet’in bütçesi ile Kültür Bakanlığı bütçesinin yerlerini değiştirin çelişki melişki kalmaz.