Politika

Ayşe Barım'ın tutuklanmasıyla gündeme gelen 'etki ajanlığı' nedir?

28 Ocak 2025 16:18

Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından olma suçlamasıyla gözaltına alınan Menajer Ayşe Barım 27 Ocak'ta tutuklandı.

Mahkemeye sevk yazısında Barım'ın "olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren, iradesi sorularak bu yönde kendisinin karar bildirerek yön verici ve belirleyici kişilerden olduğu" iddia edildi.

Ayşe Barım, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etmek" ile suçlandı.

Sevk yazısında Barım'ın şirket faaliyetlerinin "etki ajanlığı amacı itibariyle ve kastını ortaya koyması açısından dikkate değer olduğu" ifadesi de kullanıldı.

Buradaki "Etki ajanlığı" ifadesi, Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) casusluk suçlarının kapsamını genişleten ve kamuoyunda "etki ajanlığı" olarak bilinen ve muhalefetin ve basın meslek örgütlerinin eleştirileri üzerine geri çekilen düzenlemeyi yeniden gündeme getirdi.

Casusluk suçunun kapsamını genişletecek

"Etki Ajanlığı" yasa tasarısı ile TCK'nın "casusluk" suçunu düzenleyen 339'uncu maddesine yeni bir suç eklenmesi planlanıyordu.

Düzenleme kapsamında eklenecek yeni suçun, "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası" verilmesi öngörülüyordu.

Eylem "savaş sırasında veya askeri hareketleri tehlikeye sokacak bir süreçte işlenmiş" ise bu ceza 8 yıldan 12 yıla kadar çıkabiliyordu.

Ayrıca, "Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" ifadesiyle çifte cezalandırmanın da yolunu açıyordu.

Tartışmalı tasarı, ilk olarak Mayıs 2024'te 9'uncu Yargı Paketi kapsamında gündeme geldi.

Özellikle basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehlike olarak görülen ve muhalefet tarafından eleştirilen tasarı, tartışmaların ardından geri çekildi.

Tasarının yeni bir hali Ekim 2024'te TBMM Adalet Komisyonu tarafından kabul edildi.

Etki ajanlığı yasa tasarısı bu sefer "Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun" içerisinde Kasım 2024'te genel kurula gitti.

Düzenleme, muhalefetin ve kamuoyunun tepkileri üzerine ikinci kez geri çekildi ve teklif metninden çıkarıldı.

AKP'nin yasa teklifini Meclis'teki bütçe görüşmelerinin tamamlanmasının ardından yeniden Meclis gündemine getirmesi bekleniyordu. Ancak şimdiye kadar böyle bir adım atılmadı.

'Hukuken mantıklı değil'

Konuyu BBC Türkçe'ye değerlendiren uzmanlar, ifadenin tasarı yasalaşmadan savcılık tarafından kullanılmasının hukuka aykırı olduğu yorumunu yaptı.

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Avukat Özlem Şen, "etki ajanlığı" kavramının yasal olarak TCK'da yer almadığına dikkat çekti.

Şen, Barım'ın sevk yazısında ifadenin geçmesi ve geriye dönük işletilmesinin "hukuken mantıklı olmadığını" söyledi.

Şen "Bunun hiçbir şekilde kavram olarak geçmemesi gerekiyor" dedi.

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Avukat Veysel Ok da savcılığın "olmayan bir suçtan" sevk yazısı yazdığı yorumunu yaptı.

Ok, son olarak Kasım'da geri çekilen etki ajanlığı düzenlemesinin TBMM'den geçip yasalaşması durumunda dahi bu düzenleme kapsamındaki cezaların geriye dönük işletilemeyeceğini, bunun ceza hukukunun temeline aykırı olduğunu ifade etti.

Ok, "etki ajanlığı" ifadesinin ilk defa bir sevk yazısında bu kadar net yer aldığını söyledi.

Avukat, bu kavramın kullanılmasıyla birlikte ileride uluslararası dayanışmayla yapılan tüm faaliyetlerin benzer kapsamda suçlamalara konu yapılabileceği yorumunu yaptı.

İktidar düzenlemeyi neden istiyor?

Düzenlemenin ikinci kez geri çekildiği Kasım'da AKP ve muhalefet partileri temsilcileri tasarıyla ilgili bir toplantı yaptı.

İktidar kanadı toplantıda yasal düzenlemenin gerekçesini TCK'daki casusluk suçunu düzenleyen maddelerin gelişen teknoloji karşısında yetersiz kalmasına dayandırdı.

Üçüncü ülkelerin Türkiye üzerinden başka ülke vatandaşlarına dönük, taşeronları aracılığıyla veya yeni tip teknolojiler kullanarak yaptığı operasyonlar nedeniyle cezalandırılamadığını savundu.

Muhalefetin, hangi eylemlerin suç kapsamına gireceğinin belirsizliği nedeniyle herkesin cezalandırılabileceği eleştirisine karşı ise "yabancı devlet yararına veya talimatı doğrultusunda işlenmesi" kriteri aranacağını söyledi.

Muhalefet neye itiraz ediyor?

Muhalefet partileriyse teklifin hem usul hem de esas yönünden eksik kaldığını savunuyor.

Muhalefet temsilcileri, tasarının kapsamı ve öngörülen suçun maddi unsurlarının belirsiz olduğunu savunuyor.

Temsilciler, düzenlemenin "kötü niyetli kullanılmaya, istismar edilmeye açık" olduğu uyarısı yaptı ve "Devletin iç ve dış siyasal yararları" kavramının belirsiz olması sebebiyle "herkesi fail yapabilecek bir suç tarifi" olduğunu söylüyor.

Muhalefet ayrıca düzenleme kapsamında iki kez cezalandırma getirilmesinin "bir eylemden dolayı iki kez ceza verilemez" ilkesine aykırı olduğunu ve bu yüzden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebileceğini ifade ediyor.

Basın özgürlüğü için ne ifade ediyor?

Teklifin Ekim'de TBMM Adalet Komisyonu'ndan geçmesinin ardından Türkiye'nin önde gelen basın meslek kuruluşları ortak açıklama yayımlayarak düzenlemenin "basın özgürlüğü için ciddi bir tehdit" olduğu uyarısında bulundu.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"Geçtiğimiz Mayıs ayında 9'uncu Yargı Paketi taslağında yer alan ve tepkilerle geri çekilen bu düzenleme, şimdi farklı bir torba yasa teklifi kapsamında yeniden karşımıza çıkmıştır. Bu yasa, iktidar eleştirisini bastırmak ve gazetecilik faaliyetlerini hukuki belirsizliklerle dolu bir alan içine itmek amacıyla oluşturulmaktadır.

" 'Etki ajanlığı' kavramının ceza kanununa eklenmesi, basın özgürlüğünü ciddi bir tehdit altına sokan bir adım olup, 'iç ve dış siyasal yararlar aleyhine', 'yabancı organizasyon' ve 'savaş etkinliği' ifadelerinin getirdiği muğlaklık, bu düzenlemenin her türlü gazetecilik faaliyeti üzerinde baskı oluşturma potansiyeli taşıdığına işaret etmektedir.

"Bu düzenleme, gazetecilerin mesleklerini icra ederken her an 'etki ajanı' olarak damgalanma riski ile karşı karşıya kalacakları bir ortam yaratacaktır."