Meyve ve çiçekler, artık kolonyanın içinde.Zeynep Garan, nane-limon kolonyası üretti. Ayılana da, bayılana da iyi geliyor!
Mandalina, nar çiçeği, zeytin, üzüm, safran, gül, lavanta, zambak,
ceviz yaprağı... Limon kolonyasının pabucunu dama atan bu meyve ve
çiçekler, artık kolonyanın içinde. Lokum'un sahibi Zeynep Garan, limon
kolonyasına yapılan 'kötü muamele'ye dikkat çekmek için nane-limon
kolonyası üretti. Ayılana da, bayılana da iyi geliyor!
Sürekli
bir kolonya kültüründen bahsediliyor. Bayramlarda şeker ikramından
sonra mutlaka tutulan, misafir geldiğinde unutulmaması gereken bir
gelenek... 50, 60 yıllık kolonya firmaları dedelerinden miras kalan bu
kültürün en eski temsilcisi olmanın gururunu taşıyor. Limon
kolonyasının Türk kültürüne özgü, sadece bu topraklara ait bir ürün
olduğunu zannediyoruz. Oysa değil. Pek azımız doğum yerinin Almanya'nın
Köln şehri olduğunu biliyor. İsmi de zaten buradan geliyor. Eau de
Cologne... 'Cologne' sözcüğü, Köln kelimesinin Fransızlar tarafından
söylenen şekli.
Her ne kadar formülü Köln'de bulunsa da, ülkemiz
topraklarıyla II. Abdülhamid döneminde tanışsa da biz limon kolonyasını
çok sevdik. Hatta o ferahlığa bayıldık. Evimizin vazgeçilmez kokusu
yaptık. Pereja, Eyüp Sabri Tuncer, Boğaziçi ve Selin olmak üzere dört
de marka çıkardık. Ama son yıllarda limon kolonyasının popülerliğini
kaybettiği görülüyor. Bunun kanıtını, Balıkesirli 60 yıllık firma;
Esmen Kolonyaları'nın sahibi Serdar Albayrak şöyle açıklıyor: "Biz de
ürünlerimizin yönünü Anadolu'ya çevirdik. Büyükşehirlerde limon
kolonyası, orta raflardan alt rafa indi. Göz hizası en kıymetli raf
orta raftır çünkü. Talep azalması olduğu doğru. Bayram zamanları
promosyon olsun diye senede iki ya da üç kez gondollar oluşturuluyor
sadece. Kolonya bitmez ama yön ve şekil değiştirir."
Serdar
Albayrak'ın bahsettiği 'şekil değiştirme' durumu dikkatinizi çekmiştir.
Sadece limon kokusu yükselmiyor şişelerden. Meyvelerin, çiçeklerin,
yaprakların özlerinden yapılan yeni nesil kolonyaları keşfetmekle
meşgulüz. Nar çiçeği, zeytin, üzüm, limon çiçeği, limon kabuğu, safran,
hamsi, ceviz yaprağı, yasemin... Tütün, zambak, çimen kolonyalarının
mazisi biraz daha eski. 1970'lere, 80'lere dayanıyor. Neredeyse her
yöreye özgü bir koku üretiliyor ve her dönem biri moda oluyor.
Şu
anda Anadolu'da zeytin kolonyası çok meşhur mesela. Büyükşehirlerde ise
daha modern kokulara rastlıyoruz. Deniz ferahlığı vaat edenler gibi.
Lokum'un
sahibi tasarımcı Zeynep Garan ise limon kolonyasına yapılan 'kötü
muamele'ye dikkat çekmek için yeni bir koku üretti: Nane-limon
kolonyası. Hani soğuk aldığımızda ya da mide bulantısına iyi gelir
düşüncesiyle kaynatılan nane-limon çayı var ya, işte onun bir de
kolonyası çıktı. Yanına da 4 çeşit daha ekledi; mandalina, lavanta, gül
ve ıhlamur... Garan, "Kolonya, geleneğimizde olan bir kültür. Ama kötü,
pis muamelesi yapılıyor. Bazıları kokusuna tahammül edemiyor. Çevremde
rastlıyorum böyle tavırlara. Hem geleneğimizi hatırlatmak hem de Lokum
olarak beş duyuya hitap eden bir marka olduğumuza vurgu yapmak için
böyle bir proje geliştirdik." diyor.
'40 yıl limon kolonyası satamazsınız'
Serdar
Albayrak - Balıkesirli Esmen Kolonyaları: "Değişim çok hızlı, bu
nedenle aynı topluma bir 40 sene daha limon kolonyası satamazsınız. İlk
başta limon kolonyası vardı, daha sonra Arko tıraş kolonyası üretti.
Limon kolonyasının modası geçiyor. 1980 yılların gençliği ile 2000'in
gençliği çok farklı. Limon kolonyası ferahlatıcı, ama daha kaotik bir
çağda yaşadığımız için kokular da kaotikleşti. Zeytin, yöremizin ürünü
olduğu için kolonyasını da yaptık. 4-5 yıldır çok talep görüyor.
Türkiye kozmetik pazarının yüzde 80'i İstanbul'dan geçer. Bir de
Anadolu kısmı var bu işin. Marketlerde, alt raflarda 50 cm'lik yerlerde
kolonyaya yer ayrılır. 3-5 kalem mal görürsünüz. Anadolu'da büyük
şehirlere göre daha fazla kolonya kültürü devam ediyor. Hipermarketlere
hitap edemeyen, yenilik yapamayan, konuyu çeşitlendiremeyen firmalar
yok olacak. Son zamanlarda Anadolu'da çok fazla kolonya firması iflas
etti. Şu anda 500 firma kaldı. Önceden 1.000-2.000 arasındaydı."
Türkiye'nin ortak zevki hâlâ limon kolonyası
Gelincik
Onan - Selin Kolonyaları Pazarlama Direktörü: "Kolonya pazarı 52 milyon
TL ve 7,6 milyon litrelik bir pazar. Bu, pazarın ölçümlenen kısmı. En
az yarı miktar kadar da kayıt dışı kolonya satışı olduğunu tahmin
ediyoruz. Kolonya satışları, bayram döneminde diğer aylara göre tüketim
3 kat artıyor. Gençler arasında kolonya kullanımı yetişkinlere oranla
daha az. Pazarın durağanlaşması ve büyümedeki yavaşlamasının
sebeplerinden biri bu. Bölgesel ve yerel markaların sayısı oldukça
fazla. Pek çok lokal firma, bölgesel beğenilere özel limon kolonyası ve
bunun haricinde farklı meyve ve bitki kokuları içeren kolonya çeşitleri
üretiyor. Bölgeye, şehre hatta ilçeye ait isimler olduğunu
gözlemlemekteyiz. Ancak hâlâ Türkiye'nin ortak zevki limon kolonyası.
Son yıllarda limon kolonyası haricinde piyasaya çıkan yeni çeşitler
toplamda ölçülen pazarın göz ardı edilebilecek kadar küçük bir bölümünü
oluşturuyor."
Kolonya tüketimi her geçen gün azalıyor
Altan
Eplek - Pereja Genel Müdür Yardımcısı: "Kolonya, tüketimi her geçen gün
azalmakta olsa da hâlâ sürekli kullanan bir tüketici kitlesine sahip.
Bu kitle ağırlıklı 35 yaş üzerinde olan kullanıcılardır. Geleneklerin
unutulup yeni alışkanlıkların kazanılması ve teknolojinin de gelişmesi
ile birlikte Türk kültür ve geleneğinin bir simgesi haline gelen limon
kolonyası da ister istemez bu değişimden üzerine düşen payı aldı.
Geçmişte geleneksel bir ürün olarak kullanılan limon kolonyası,
günümüzde gerek alışkanlık, gerek limonun verdiği ferahlık, gerekse
duygusal bir sebepten ötürü kullanılıyor. Geleneklerin değiştiği bu
dönemlerde, ağırlıklı olarak limon kolonyası tüketimi, ya kokulu genç
kolonya dediğimiz ürünlere ya da parfümlere kaymış durumda."
'Her eve lazım hacı mülazım!'
Bolu'nun
Yeniçağa ilçesinde 41 yıldır Yeniçağ kolonyaları üretiliyor. Burada da
çeşit çok, hem de yöresel. Abant çamı, nar çiçeği, çimen, beyaz zambak,
tütün, limon... Ama bir kolonya var ki gerçekten ilginç. Adı; 'her eve
lazım hacı mülazım.' Özel bir karışımdan oluşan kolonyanın içeriğini
Çağlar ailesi sır gibi saklıyor. Recai Çağlar, 41 yıl önce babası Azmi
Çağlar'ın kurduğu imalathanede yıllık 13 bin litre kolonya
ürettiklerini söylüyor. İmalathanede de üç nesil birden görevli.
Çağlar, "Yöresel kokuları özel formülle kolonyaya katıyoruz. Bunu
yaparken tecrübemizi konuşturuyoruz." diyor ve kısa bir süre sonra
çıkacak yeni kokularının adını kimse kopyalamasın diye şimdilik
söylemiyor.