Türkiye’den Yeşil Sol Parti’nin de üyesi olduğu Avrupa Yeşiller Partisi’ne bağlı tüm parti liderleri bir araya gelerek, dünyayı etkisi altına alan yeni tip Koronavirüs salgınına karşı dayanışma ve işbirliği çağrısı yaptı. Çağrıda, "Bu krizden daha akıllanmış ve daha güçlü çıkmamızı sağlayacak şey milliyetçilik veya egoizm değil; dayanışma ve yürekten işbirliğidir, Hata lüksümüz yok. Bu kriz Avrupa projesine ve demokrasilerimize onarılamaz zararlar verebilir veya tersine, her ikisini de güçlendirebilir" denildi.
Avrupa Yeşilleri, Koronavirüs'le mücadelede İtalya ve İspanya'nın Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından yalnız bırakıldığını belirterek, bölgeler arasındaki dayanışmaları ise takdirle karşıladıklarını belirtti.
Bazı hükümetlerin pandemiden siyasi olarak yararlanma girişimleri olduğuna dikkat çeken Avrupa Yeşilleri, krizin, demokratik kontrolleri ve emekçi haklarını yok etmek için bir bahane olarak kullanılmaması gerektiğinin altını çizdi.
AB'ye de çağrıda bulunan Avrupa Yeşilleri, etkili bir tıbbi müdahale geliştirmek için Dünya Sağlık Örgütü ve diğer uluslararası kuruluşlarla maksimum işbirliği yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
"Herkese ücretsiz ve iyi finanse edilen sağlık sistemleri sunulmalı"
Avrupa Yeşilleri, krizle mücadelede izlenmesi gereken temel ilkeleri şöyle sıraladı:
1. Kriz yönetimimiz adaletsizliği ve dışlanmayı asla derinleştirmemelidir. Bu kriz yönetiminin, özellikle, AB ve üye devletlerinin diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte, Yunan adalarındaki mülteci kamplarında kötüleşen durumu hafifletmek için acilen ve sorumlu davranmalarını engellememesi gerektiğine inanıyoruz. Bu adalardaki mülteci kampları, Koronavirüs'e karşı sağlık hizmetlerine, karantinaya ve diğer uygun önlemlere güvenli erişim sağlamak için tahliye edilmelidir.
2. Krize karşı etkili, verimli ve süreklilik gösteren mücadele, kolektif bir davranış gerektirir. Yaşamları korumak; dar görüşlü ulusal veya ekonomik çıkarları geride bırakmak demektir.
3. Krize çözümler bulmak, özellikle makro ekonomik politikalar açısından, kalıpların dışında hareket etmemizi ve düşünmemizi gerektiriyor. Organizasyonlar, yasalar, kurallar ve prosedürler yaşama hizmet etmelidir, başka bir şeye değil.
4. Herkes için ücretsiz ve iyi finanse edilen sağlık sistemleri, refah devletlerimizin bel kemiği olmalı ve olmaya da devam etmelidir. Bu krizi Avrupa’nın daha fazla bütünleşmesi, daha güçlü, daha çevreci ve daha sosyal bir Avrupa'ya doğru ilerlemek için başlangıç noktasına dönüştürmek istiyoruz.
"İklim değişikliği de, Koronavirüs'te yaşama şeklimizi ve geleneksel politikayı derinden sorguluyor"
Avrupa Yeşilleri, Koronavirüs sonrası dönemin farklılıklara yol açacağını belirterek, şu uyarıları yaptı:
"Krizi yönetme şeklimizi, işbirliği ve karşılıklı destekleri belirlerken hata lüksümüz yok. Zira bu, bildiğimiz Avrupa projesine ve demokrasilerimize onarılamaz zararlar verebilir veya tersine, her ikisini de güçlendirebilir.
"Krizin üstesinden gelindiğinde, iş hayatına alışageldiğimiz gibi bir geri dönüşün ve krizin küresel mali krizden sonra olduğu gibi sert kemer sıkma politikaları için bir mazeret olarak kullanılmasının mümkün olamayacağına inanıyoruz. Acil ve varoluşsal bir meydan okuma olmaya devam edecek olan iklim değişikliği gibi pandemi de, toplumlarımızın örgütlenme biçimini, bu gezegende yaşama şeklimizi ve birçok geleneksel politikayı derinden sorguluyor. Her zamankinden daha fazla, bir bütün olarak yeni bir pusulaya ihtiyacımız var. Bu açıdan bakıldığında COVID-19 krizi, cüretkâr bir Avrupa Yeşil Mutabakatı ve başta sağlık sektöründe olmak üzere kaliteli kamu hizmetlerine yeniden büyük yatırım yapılması gibi dönüştürücü girişimlere olan mutlak ihtiyacı pekiştirmektedir. İşte o zaman kriz, toplumlarımızın daha adil, daha sürdürülebilir ve daha demokratik olması yönünde yol gösterecektir.