Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türk ve Arap dünyası arasına inşa edilmeye çalışılan ekonomik ve siyasal duvarların birer birer yıkıldığını söyledi.
Davutoğlu, Four Seasons Hotel'de, Türk-Arap İşbirliği Forumu (TAF) Dışişleri Bakanları 3. Toplantısı ile TAF Ekonomi Forumu 5. Toplantısının ortak açılış töreninde yaptığı konuşmada, toplantılar kapsamında planlanan müzik ve sanat faaliyetinin İsrail saldırılarında hayatını kaybeden 9 vatandaşın hatırasına hürmeten iptal edildiğini ifade etti.
Bu toplantıların sıradan salon toplantıları olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bugün burada İstanbul'da tarihin akışı doğallaşmaktadır. Aramızda inşa edilmeye çalışılan duvarlar birer birer yıkılıyor. Ekonomik duvarlar yıkılıyor ve yıkılacak, siyasi duvarlar yıkılıyor ve yıkılacak. Fakat en önemlisi zihnimizde oluşturulan duvarlar yıkılıyor.''
Davutoğlu, Türk ve Arap dünyasının, Kars'tan Fas ve Moritanya'ya kadar, Sinop'tan Sudan'ın en güneyine Ekvator'a kadar, İstanbul Boğazı'ndan Aden Körfezi'ne kadar, Çanakkale Boğazı'na kadar dünyanın en önemli stratejik kuşağına sahip olduğunu vurgulayarak, ''Biz bu kuşağın tam bir güvenlik kuşağı, ekonomik entegrasyon kuşağı ve dünyanın örnek olarak göstereceği bir büyük refah alanı haline dönüştürmek istiyoruz. Bu alanda kararlıyız'' dedi.
Dörtlü deklarasyon
Bugün çok güzel bir girişimle bir deklarasyonu öğleden sonra ilan edeceklerini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
''Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan arasında daha önce ikili düzeyde gerçekleştirilen stratejik işbirliği konseylerini dörtlü bir yapıya dönüştürmenin kararlılığındayız. Bu dört ülke, bugün serbest ticaret ve serbest vize bölgesi ilan edecek. Biz bunu dört ülke ile sınırlı kalsın istemiyoruz. İsteyen bütün dost ve kardeş ülkelere bu yeni yapı açık olacak. Böylece bu ülkeler arasında hiçbir engelle karşılaşmadan insanlar ve mallar, para, hizmet her türlü sektör seyrüsefer halinde olacak. İnsanlarımız sınır kapılarına geldiklerinde başka bir ülkeye geçtiklerini dahi hissetmeyecekler önümüzdeki dönemde.''
Ortak deklarasyon imzalandı
Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye arasında serbest ticaret, serbest vize bölgesi oluşturulması ve ortak işbirliği konseyi çalışması yapılmasına ilişkin ortak deklarasyon imzalandı.
Türk-Arap İşbirliği Forumu Dışişleri Bakanları toplantısının sonunda açıklanan ortak bildiri çerçevesinde 4 ülke ticaret, gümrük, tarım, sağlık, ve enerji gibi çok çeşitli alanlarda işbirliğine gitmeyi ve vizeleri kaldırmayı hedefliyor.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 4 ülke tarafından açıklanan bildiriyi okuduktan sonra yaptığı açıklamada, bildirinin 4 ülke arasında kapsamlı bir işbirliği alanı oluşturmakta olduğunu belirterek, ''İnşallah zamanla bu diğer bölge ülkelerini de kapsayacak şekilde gelişecektir'' dedi.
Deklarasyonda, "Yüksek Düzeyli Dörtlü İşbirliği Konseyi (YDDİK)" tesis edilmesi ve bu ülkeler arasında serbest ticaret ve dolaşım alanı oluşturulmasının kararlaştırıldığı belirtildi.
Deklarasyonda, dörtlü mekanizmanın taraflar arasındaki ikili taahhütlerin yerine geçmeyeceği, bölgedeki tüm diğer kardeş ve dost ülkelerin katılımına açık olacağı belirtilerek, dörtlü konseyin koordinasyonunun dışişleri bakanları tarafından yapılacağı bildirildi.
'Oraklık tesisi edilebilir'
Lübnan Başbakanı Said Hariri de Gazze'ye giden yardım gemilerine İsrail'in düzenlediği saldırıyı kınayarak, bölgenin çok hassas bir dönemden geçtiğini ve bu hassasiyetin her alanda söz konusu olduğunu söyledi.
Siyasi ve güvenlik alanında bölgenin, uzun süre sıkıntı yaşadığını ve ''İsrail vahşetinden çok çektiğini'' kaydeden Hariri, İslam ülkeleri, Arap ülkelerinin kapsamlı, adil barışı bölgede yerleştirmeye çalıştıklarını anlattı.
Arap-Türk etkileşiminin aktif hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Hariri, ''Arap dünyasında zenginlikler ve insan gücü bulunuyor. Bunlar sayesinde gerçek bir ortaklık tesis edebiliriz. Türkiye ile bütüncül bir ekonomik yapı kurabiliriz'' dedi.
Hariri, bu ortaklığın Arap ülkeleri ve Türkiye'nin bölgedeki meydan okumalara karşı da gücünü artıracağını dile getirerek, ''Araplar'ın ve Türkiye'nin ekonomik ve siyasi platformlarda, uluslararası alanlarda gücünü artıracak'' diye konuştu.
Amr Musa: Türkiye'yi takdri ediyoruz
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa açılışta yaptığı konuşmada, Orta Doğu'da gerçek anlamda ''kara deliği'' İsrail'in oluşturduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Düşmanca bir saldırının, çok asil insani bir amaçla giden gemiye uluslararası sularda yapıldığını gördük. İnsan haklarına aykırı olarak bir cinayet işlenmiştir. Bizler bölge insanları ve Arap dünyası olarak Türkiye'nin tavrını takdir ediyoruz. Onun şehitleri hepimizin şehitleridir.''
Amr Musa, bölgede on yıllardır süre gelen yapının artık değişmesi gerektiğini ifade ederek, ''Cesur birtakım adımlar atmamız, haklarımızı korumamız gerekiyor. Evet biz Türkiye'nin rolünü severek karşılıyoruz. Arap haklarının korunmasıyla ilgili birinci konu İsrail'dir. Onun adil bir şekilde çözülmesi gerekiyor'' dedi.
Şimşek: Neden Güçleri yeniden keşfetmeyelim ki?
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açılışda, 2002-2009 yılları arasında Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaretin 4 kat arttığını, ancak bunun potansiyeli yansıtmadığını söyledi.
Türkler ve Araplar'ın liderliğini üstlendiği Müslüman dünyanın önceleri medeniyetler kurduğunu, yenilikçilik ve aydınlanmanın kaynağıydı olduğunu kaydeden Şimşek, ''Neden köklerimize geri dönüp güçleri yeniden keşfetmeyelim ki? Türkiye ile Arap ülkeleri arasında serbest ticaret anlaşmaları hem refahı artırmak hem de barışı teşvik etmek açısından faydalı olacaktır'' diye konuştu.
'İlişikilerimiz gelişiyor'
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da konuşmasında, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında tarihsel, kültürel, dini bağlantılar dolayısıyla çok taraflı ekonomik ve ticari ilişkilerin hızlı geliştiğini belirterek, ''Türkiye bankaları, finansal durumu iyi olduğu için bu amaçla büyük katkı yapabilirler. Nitekim Türk bankaları, bölgedeki yüksek likidite düzeyini ve kalkınma potansiyelini gözönüne alarak gözlerini bu alana çevirmişlerdir'' dedi.
TOBB'dan banka önerisi
TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve Arap dünyası arasında ortak bir takas bankası kurulması önerisinde bulundu.
''Böylece Türk ve Arap iş aleminin, yabancı bankalara bağımlılığını azaltabiliriz. Bu coğrafyanın mali kaynaklarını, yine bu coğrafyada muhafaza ederiz'' diyen Hisarcıklıoğlu, Arap sermayesi ve Arap yatırım fonlarının son 10 yılda dünyanın en dinamik yatırım fonları haline gelmesine rağmen, Türkiye'ye gelenlerin yatırımlarının sınırlı kaldığını bildirdi.