Kaç meyhaneciye şiir yazılır?
Kaç meyhaneye konçerto bestelenir?
Kaç mekân, sürekli dönüşen Taksim’de kepenklerini indirmeden 50 sene açık kalır?
Kaç meyhanenin, müdavimlerinin 100’ü aşan kitabından oluşan sürekli sergisi vardır?
Kaç meyhanede yarım yüzyıldır hiç değişmeyen sandalyelere kurulduğunuzda acaba buraya kim oturmuştu; Tezer Özlü mü, Cemal Süreya mı, Edip Cansever mi, yoksa Uğur Mumcu mu diye düşünürsünüz?
Çamlıhemşin'den yola koyulup İstanbul'un alnına yazılmış bir hikâye bu. Koskoca Çiçek Pasajı'na karşı Asmalımescit'te demlenmiş bir hikâye.
Yakup Arslan'dan söz ediyoruz, Arslan'ın da Yakup'undan! Hangisini öne koyarsanız koyun; bu çok kimlikli şehrin göbek adlarından biri çıkıyor karşınıza; Yakup...
Hazal Özvarış'ın 27 Mayıs 2012'de T24'te "Sahibinin sesinden: Yakup, nasıl Yakup oldu?" başlığıyla yayımlanan Yakup Arslan söyleşisi bu satırlarla başlıyordu.
Kuruçeşme Sortie'deki Yakup 2 Bosphorus'un açılışı, 6 Mayıs Cuma akşamı (bugün) 19:30'da yapılacak.
Meyhanenin tarihinde bir ilk olan yeni mekânla ilgili olarak büyük bir heyecan duyduğunu belirten Yıldıray Arslan "Babamın mirasının hakkını orada da vermek bizim için büyük bir sorumluluk. Büyük emek harcadığımız yeni yerimizde misafirlerimizi hayal kırıklığına uğratmayacağımıza inanıyorum’ diyor.