1. Gönül bu…
Kulağa imkansız gibi gelse de aşık olmak aslında çok kolay; üstelik bu bilimsel olarak da ispatlandı. Amerikalı Psikolog Arthur Aron'un 1997 yılında yaptığı deneye göre, birbirini hiç tanımayan iki insan birbirine kolayca aşık olabilir. Deneyde 50 çiftten 36 soruya verdikler cevaplar hakkında sohbet etmelerini isteyen Aron, deneyin son bölümünde çiftlerden dört dakika boyunca birbirlerinin gözlerine bakmasını istedi. Çiftlerin hepsi aşık olmasa da biri oldu ve 20 yılı aşkın süredir de evli.
2. Herkes farklı öper
Birçok kişi için cinsel bir dürtü veya sevgiyi dile getirmenin bir şekli olan öpüşme bazı kültürlerde ise günlük hayatın bir parçası. Örneğin Papua Yeni Gine'nin bazı bölgelerinde anneler yiyeceği önce kendi ağzında çiğnedikten sonra bebeğine veriyor. Bazı kültürlerde ise öpüşmek için ağızdan ziyade burun kullanılıyor. Örneğin eskimolarda burunları birbirine değdirmek bir sevgi ifadesi.
3. Aşk acısı öldürebilir
Aşk acısı çekilen veya kalp kırıklığı yaşanan dönemlerin aslında çok da hafife alınmaması gerekir. Sevdiği birini kaybedenler kendilerini fiziksel olarak da hasta hissedebilir, göğsünün üzerinde bir baskı duyumsayabilir veya hissizleşmiş bir ruh hali içine girebilir. Ancak bazı durumlarda semptomlar bununla da kalmıyor. Zira “kırık kalp sendromu” olarak adlandırılan strese bağlı kardiyomiyopati, genellikle duygusal veya fiziksel gerginlik nedeniyle ortaya çıkıyor. Genelde hastalar kısa süre içerisinde iyileşiyor fakat ileri yaşta, kalp sorunu olanlarda bu hastalığın öldürdüğü de görülüyor.
4. Erkekler kadınlardan daha hızlı aşık olur
İnanması güç olsa da görünen o ki erkekler kadınlardan daha hızlı aşık oluyor. ABD'de geçen yıl match.com adlı sitenin verileri incelenerek yapılan bir araştırmaya göre, erkekler ilişkiye başlamalarından üç ay sonra aşık olduklarını dile getirirken, kadınlarda ise bu süre beş ayı buluyor. Biyolojik antropolog Helen Fisher'e göre bunun nedeni, kadınların aşık olmadan önce erkeklerin davranışlarını değerlendirebilecekleri bir süreye ihtiyaç duymaları.
5. En büyük afrodizyak beyin
Afrodizyak etkisi olduğu öne sürülen besinlerin bililmsel olarak cinsel istek üzerinde olumlu bir etkisi olduğu henüz kanıtlanmadı. Fakat bu tür besinlerin anatomik olarak beyinde sekse dair çağrışımlar yapmasının cinsel gücü artırdığı ortaya atılan görüşlerden biri. Yani belki de her şey beyinde bitiyor…
6. Sadece insanlar mı aşık oluyor?
Bilim insanları hayvanların da aşık olup olmadığı konusunda ikiye bölünmüş durumda. Ancak en azından hayvanların da birbirleriyle arkadaş olduğu, birbirlerine bağlılık hissettiği bilinen bir gerçek. Bazen bir araya gelmesinin imkansız olduğu düşünülen hayvanların birbirleri ile güçlü dostluklar kurduğu görülüyor; örneğin bir aslan ile bir çakal, bir köpek ve bir çita gibi.
7. Öpüşmek seksten daha önemli
Öpüşmenin cinsel bir anlamı olduğu kültürlerde, uzun dönemli ilişkilerde öpüşmenin çok önemli bir rolü olduğunu pek çok kişi söylüyor. Çiftler ne kadar çok öpüşürlese ilişkilerinden duydukları memnuniyetin de o kadar arttığını ifade ediyor, seksle ise böyle bir korelasyon kurulmuyor. Öpüşmek ayrıca stres hormonlarının salgılanmasını da azaltıyor.
8. Aşk sözcüğünün kökeni
Aşk, aşk, aşk…. Peki, bu sözcüğün kökeni nereden geliyor? Aşkın Türkçe’ye Arapça ‘şk' kökünden gelen "şiddetle sevme, şiddetli ve yakıcı sevgi" sözcüğünden veya Farsça aşk anlamına gelen “eşk” sözcüğünden geçtiği yönünde farklı yaklaşımlar var.
9. Aşkı farklı şekillerde görüyoruz
Araştırmalar farklı kültürlerde aşka yaklaşımın da değiştiğini ortaya koyuyor. Psikolog Arthur Aron'a göre, örneğin Çinliler, Amerikalılara kıyasla aşkı daha fazla acı ile bağdaştırma eğilimindeler. Aron, bunu Çin'de görücü usulü evliliklerin yaygın olması ile ilişkilendiriyor. Artur her iki ülkede de yürüttüğü araştırmaların sonunda, Çinlilerin aşk hakkında konuşurken korku, kaygı, depresyon gibi olumsuz duyguları ifade eden kelimeleri seçtiğini tespit etmiş.
10. Aşk bağımlılık gibi
Bilim insanları aşkın beyinde bağımlılıkla benzer etkileri gösterdiğini saptadı. Helen Fisher, “Dünyanın her tarafında insanlar aşk hasreti çekiyor, aşk için yaşıyor, aşk için öldürüyor ve aşk için ölüyor” diye yazmış. Fisher'e göre, maşuklar da bağımlılığın ilk belirtilerini gösteriyor.