-Arınç: Olay sonuna kadar incelenmeli ANKARA (A.A) - 26.09.2011 - Hükümet Sözcüsü, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Yardımcısı Arınç, BBP'nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazaya ilişkin görüntüleri izlediniz mi? Suikast iddiaları var. O görüntüleri izledikten sonra ne düşündünüz?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Hayır görüntüleri izlemedim. TV ekranlarına aksettiği kadarıyla izledim, onları kastediyorsanız. Ama özel olarak bu video kaydının tamamını izlemiş değilim. Bu konuda Meclis Araştırma Komisyonumuz çalıştı, Devlet Denetleme Kurulu da çalıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu konudaki düşüncelerini, bilgilerini ifade etti. Bunların gereği mutlaka yapılacaktır. Ama bunu, şimdiden bir şekilde bir suikast veya kasıtlı bir hareket olarak da sınıflandırmamak gerekir. Üzerinde çalışılması, derinlemesine incelenmesi ve eğer gerçekten sorumlular varsa bu sorumluların tespit edilip, yargı önüne çıkarılması gerekir. Muhsin Bey, Muhsin Başkan, hepimizin çok sevdiği, çok saygı duyduğu bir siyasetçiydi. Dün, BBP Genel Başkanı Sayın Destici'nin evlatlarının sünnet düğününe katıldım, orada da pek çok dostlarıyla birlikteydik. Ona karşı yapılmış hareket, ister bir kaza olsun, isterse hepimizi derinden yaralayacak bir suikast olarak tecelli etsin, bir insan olarak onu kaybetmenin üzüntüsünü taşıyoruz. Ama alemde hiçbir hakikat gizli kalmamalıdır. Bu olay, sonuna kadar incelenmeli ve gerçekten, rütbeli rütbesiz, bu aletleri söken veya bir takım şeyleri yok etmeye çalışan bir gayret söz konusu ve bu yargı kararıyla tespit edilirse, bundan ayrıca seviniriz çünkü, gerçek ortaya çıkmış olur.'' -BDP- Arınç, ''Yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde 1 Ekim'den sonra BDP'nin Meclis'e gelip yemin etmesi halinde sürece dahil edilip edilmeyeceğine'' ilişkin soru üzerine de ''Bugün yazıldığı ve imzalandığını bildiğimiz mektup, partilerarası bir faaliyettir, Hükümetimizle doğrudan bir ilişkisi yoktur'' dedi. Sahip olduğu bilgiyi vermek istediğini ifade eden Arınç, yeni bir anayasa yapılmasına ilişkin çalışmalara bir şekilde başlanması amacıyla AK Parti Genel Sekreterliği tarafından, parlamento içinde yer alan ve yasama görevine başlayan partilere, yani 12 Haziran seçimlerinden sonra Meclis'e gelerek ant içen partilerin, genel sekreterlerine yönelik bir yazı gönderildiğini söyledi. Bu yazıda, konuları görüşmek üzere AK Parti'den 5 kişinin görevlendirildiği, mektup gönderilen partilerin de görevlendirecekleri isimlerle görüşme yapılması arzulandığını anlatan Arınç, şöyle devam etti: ''Benim bildiğim bu... Buna hangi partiler olumlu cevap verdiler, ilk randevu ne zamandır? Ben huzurunuza yeni çıkıyorum, bu konuda bilgi sahibi değilim. Ancak öğrendiğim kadarıyla, Genel Başkanımızın da değil çünkü, Hükümeti bir şekilde anlatıyor olmaması lazım, biz bunu partiden partiye bir faaliyet olarak görüyoruz. Sanıyorum diğer partilerin de böyle bir isteği ve arzusu var. Yani AK Parti'nin koordinatörlüğünü veya Hükümetin kendi düşüncelerini bir şekilde diğer partilere dayatmasını veya anlatmasını onlar da arzu etmiyor. Bu hassasiyete uygun olarak partimizi temsilen genel sekreterimiz, diğer partilerin genel sekreterlerinden randevu talebinde bulunmuştur. Bu medeni bir görüşme olacaktır. Bu 5 arkadaşımızın kimliklerini biliyoruz. Anayasa çalışmalarında görev olarak da kalitelerini veya en azından gayretlerini bildiğimiz arkadaşlar da partiden arkadaşımız olacaktır. Adalet ve Anayasa komisyonları başkanları olacaktır. Sayın Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay olacaktır. BDP... Yani o partiye bir mektup yazılmadığını düşünüyorum. Çünkü, o parti henüz Mecliste temsil edilmiyor. Gruplarını kurduklarını biliyoruz. Ama yasama faaliyetlerine başlamak, ant içmekle ancak mümkün olabiliyor. Eğer 1 Ekim'den sonra böyle bir şey gerçekleşirse ki hepimiz her gün gözümüzü açmış BDP'nin gelip gelmeyeceğini tartışıyor da değiliz, bunun merakı başkalarına düşer, gelirlerse kendileri bilir, gelmezlerse yine kendileri bilir. Ama geldikleri takdirde sanıyorum ki AK Parti onları da ziyaret etmek için onlarla da görüşmek için bir girişimde bulunacaktır.'' -Medya kuruluşları ile konuşacak- Bir gazetecinin, ''Son dönemde meydana gelen terör olaylarının medya tarafından işlenişine ilişkin'' sorusu üzerine Arınç, şunları söyledi: ''RTÜK Başkanı ile o zaman İçişleri Bakanı olan Sayın Beşir Atalay, gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile bir toplantı yapmıştı. Bu toplantılar İstanbul'da olmuştu. Yani terör ile ilgili haberlerin ekranlardan veya medya organlarından veriliş şeklinin objektif olması, ama terör örgütünün propagandasını yapacak düzeyde olmaması, halkı korku, panik ve tedirginliğe götürecek düzeyde olmaması için batıda ne yapılıyorsa, ölçü ne ise bunlar konusunda bir görüş teatisinde bulunulmuş ve sonunda da yazılı bir sonuca bağlanmıştı. Sayın Birand Kanal D'yi mi temsil ediyordu, yoksa başka bir kuruluşu mu temsil ediyordu, tam hatırlayamıyorum. Sanıyorum 7-8 maddelik bir ilke kararına da varılmıştı. Buna büyük ölçüde varılıyor, ama hala son dakika, flaş diye geçilen 'Cayır cayır yanıyor', 'Bilmem ne yapılıyor' diye, insanları korkuyla, panikle ve aynı zamanda terör örgütünün bu kadar büyük şeyi yapabileceği konusunda adeta propagandasına yönelebilecek başlıklardan, efektlerden, haber verilişinden uzak kalmak gerektiği bir kez daha ortaya çıktı. Ben önümüzdeki günlerde belki yine medyamızın değerli kuruluşları ile ve o kuruluşların başındakiler, belki anchormanler ile belki genel yayın yönetmenleri ile bir toplantı yapmayı, bunun bir milli mesele olduğunu, batı ölçütlerinde bir haber verme tekniğinin Türkiye'de de mutlaka yerleşmesi gerektiğini konuşacağım. Bu dostane bir konuşma olacak. Bu konuda hiçbir müeyyide uygulama imkanımız da yok, ancak onların da vatanperverliklerine güveniyoruz eminim beraberce müşterek bir noktaya varmış oluruz.''