Politika

ARINÇ: KILIÇDAROĞLU ÖZÜR DİLEMELİ BURSA (A.A)

03 Mayıs 2011 16:40
-ARINÇ: KILIÇDAROĞLU ÖZÜR DİLEMELİ BURSA (A.A) - 03.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kılıçdaroğlu'nun Zonguldak mitinginde sarf ettiği sözlere ilişkin, ''zırva tevil götürmez, derler. Yani bazı şeylerde tevil mümkündür. Zırva noktasına gelmişse bunu tevil edemezsiniz. Tek yapılacak şey, ağzımdan kaçtı özür dilerim, bunu yapmamam gerekiyordu, demektir" dedi. Arınç, Bursa'da, Yıldırım Belediyesi Cazibe Merkezi'nde CNN Türk'ün canlı yayınına katılarak soruları cevaplandırdı. Bülent Arınç, Bursa'nın doğal, tarih ve kültür bakımından da, toplumsal yapı bakımından da Türkiye'de örnek şehirlerden birisi olduğunu belirterek ''En iyi mevsimindeyiz. Alıştım. Yabancılık çekmedim. Bursa'yla ilişkilerimi bir şekilde devam ettirdim. Bursa'da 20-25 seneden beri sürekli ilişkide bulunduğum bir kentti. Dostlarımız, arkadaşlarımız, eski komşularımız var. Bir yabancılık çektiğimi söyleyemem. Seçmen yapısıyla, demografik yapıyla ilk defa daha çok iç içe geliyorum. Çok şükür bir yabancılık çekmedim. Bursa bizi kabullendi, biz Bursa'yı çok sevdik. İnşallah bu dönemde seçim yarışına girdik'' diye konuştu. Arınç, Bursa'da dün başlayan ve bugün sonar erecek olan Balkan Ülkeleri Medya Forumu'na ilişkin olarak şunları söyledi: ''Önemli bir toplantı. Birkaç ay öncesinden planlamıştık. 11 ülkeden 150'ye yakın medya mensubu geldi. Amaç, Türkiye ve Balkan ülkeleri arasındaki haberleşme, yayıncılık konusunda iyi bir işbirliği yapmak. Bazı konu başlıklarını da farklı düşünceler açısından tartışma imkanı bulduk. Biz bunu Arap Medya Forumu ile de desteklemek istiyoruz, ileriki bir tarihte. Daha önce de Türkçe konuşan ülkelerle bir medya forumunu Ankara'da yapmıştık. Katılım çok güzel. Aynı zamanda bir kültür şölenine de dönüştürdük.'' -''ÜZÜCÜ OLAN İŞİN HAREKETE VARMASI''- Bülent Arınç, siyasetteki üslup tartışmalarının hatırlatılması üzerine, ''Seçim meydanlarındaki sert konuşmalar, sert ifadeler, polemikler siyasetin tuzu, biberi. Bunlar olmazsa olmayacak. Eleştirecekler, eleştirirken polemik yapacaklar. Bazen can alıcı noktalara vuracaklar. Üzücü olan işin hakarete varması'' dedi. Normal şartlarda bile bir insanın sarf edemeyeceği sözlerin alenen konuşulduğunu vurgulayan Arınç, sözlerine şöyle devam etti: ''Yanlış olan bu, alışmadığımız bu, istemediğimiz bu. Yani insanlar çift kişilikli hale geldiler. Normal ilişkinizde merhabalaştığınız, konuştuğunuz zaman son derece iltifatkar davranıyorlar, saygılı davranıyorlar. Mesela Sayın Kılıçdaroğlu'nu İstanbul'da Kutlu Doğum Haftası'nın ilk açılış toplantısında gördüm. Çok da güzel bir konuşma yaptı. Merhabalaştık, selamlaştık. Ama bu insan meydanlara çıktığı zaman ağzı hakaret doluyor. Yani 'insan değilsiniz, sizde ahlak diye bir şey yok, ahlak yanınızdan bile geçmemiş' diyor. İşte 'A' derken, ana ve başka şeyler işin içine giriyor. İnsanlar bunun arkasının nasıl geleceğini biliyorlar. İyi ki o kelimeleri sarf edemeden kendini tuttu. Yoksa herhalde büyük bir skandal olacaktı. Meydana bile çıkamaz hale gelecekti. Alenen hakaret var, küfür var. Hakaret ve küfrün çokça söylendiği, konuşuluğu bir seçim kampanyası çirkin bir kampanyadır. Kim yaparsa yapsın... Çünkü onlar öyle yaptıkça, söyledikçe siz de farkında olmadan etkileniyorsunuz. Normal dozunda bir konuşma yapacakken o aklınıza geliyor ve siz de onun karşılığında 'O kadar olmasa bile yeter artık ya, kendine gel' diyecek noktaya geliyorsunuz. Birinin 'dur' demesi lazım. Kim bunu yaparsa ona teşekkür borcumuz var. Ama daha çok Kılıçdaroğlu ve ona cevap yetiştirmeye çalışan Sayın Başbakan arasında ve ondan etkilenen siyasetçilerle... Mesela anasının 'A'sı dedikten sonra Kılıçdaroğlu'na başka yerlerde 'o kelimeyi bir daha kullan' diye alkış tutan CHP'li seçmen var veya goygoycu bir takım var. Yani bu çok çirkin bir şey. 'Yaptığın çok yanlıştı Sayın Başkan, bir daha böyle bir şey yapmayın' diyecekleri yerde, tempo tutarak o kelimeyi konuşan, hatta onun önüne arkasına başka şeyler ekleyen küçük de olsa bazı gruplar var. Bunlara karşı 'durun, kendinize gelin ne yapıyorsunuz' diyecek birisine ihtiyaç var. Bunlar da genel başkan olur ancak... Zırva tevil götürmez, derler. Yani bazı şeylerde tevil mümkündür. Zırva noktasına gelmişse bunu tevil edemezsiniz. Tek yapılacak şey, ağzımdan kaçtı özür dilerim, bunu yapmamam gerekiyordu. demektir. Özür dilemek de bir erdemdir. Sonradan da kesinlikle bu tür çirkin polemiklere, konuşmalara girmemek gerekir.'' -''BAHÇELİ'NİN SÖZLERİNDE DE MAALESEF BUNLAR VAR''- Siyasetteki üslup tartışmalarına ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkındaki görüşü de sorulan Arınç, şöyle dedi: ''Bahçeli'nin sözlerinde de maalesef bunlar var. Bahçeli bizim için saygı bakımından, kişilerin haklarına ilişkin sözler konuşmaması bakımından örnek saydığımız insandır. Bunu kendi grubumda da söyledim, Meclis'te de söylemişimdir. Bahçeli'nin pek çok şeyini eleştirebiliriz, ama insanların hakları, kişilikler, insanların özel hayatları konusunda saygı kelimeleri ağzından düşürmemiştir. Mesela Bakanlar Kurulu sırasında oturuyorum, Bahçeli kürsüye gelirken mutlaka hükümet sıralarını selamlar. Bu alışılmış bir şey değildir. Bahçeli'nin yapısında olağanüstü saygı olduğunu biliyorum. Ne hikmetse kürsüye çıktığı zaman ya kendisi hakkında konuşulanlara cevap verme arzusuyla yanlış şeyler söyleyebiliyor. Keşke yapmasa.''