Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kanaltürk TV ekranlarında gazeteci Faruk Mercan'ın gündemle ilgili sorularını yanıtlarken çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bu güne kadar hala Meclis'te bulunan bir kadın BDP'li vekile çok kızdığını hatta beddua ettiğini ifade eden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, BDP'li vekilin Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarını öğrendikten sonra ona kızmaktan vazgeçtiğini anlattı. Arınç, '17 yaşında genç bir kız iken Diyarbakır Cezevi'nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki o kadar kendisini zorlamışlar ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım' dedi.
Programın son anlarına doğru Mercan'ın 'Hükümet Kürt sorunu konusunda bir çok adım attı ancak bu sorun bir türlü çözülemiyor' sorusuna Arınç'tan dikkat çekici örneklerle cevap geldi.
İşte Bülent Arınç'ın ağzından o hikaye..
Size üç arkadaştan bahsedeyim. Birisinin adı Durmuş, birisinin adı Yakup, birisinin adı da Abdullah. Tapu Kadastro Meslek Lisesi'nde arkadaşlık yapıyorlar. Ankara Demirtape'de bir yerde bu okul. Anadolu'dan gelen öğrenciler bu yurtta bir aradalar. Üçü de namaz kılıyorlar. Üçü de inançlı insanlar. Maltepe'de beraber camiye gidiyorlar. Beraber ders çalışıyorlar. Bunlardan Durmuş Avrupa'da tahsil yapıyor ve daha sonra Türkiye'de Merkez Bankası Başkanı oluyor. Uşaklı Durmuş Yılmaz.
İkincisi Yakup İnce.. Konya'dan yetişmiş bir mühendis. 30 yıldan beri Medine-i Münevveriye'de mühendis olarak çalışıyor.
Üçüncüsü de Abdullah.. Bu da Abdullah Öcalan..
Şimdi Tapu Kadastro Lisesi'nin yurdunda çok iyi anlaşan 3 arkadaş, namazı beraber kılan, orucu beraber tutan, iftarlara sahurlara beraber kalkanların hayatlarının nerede kesiştiği nerede ayrıştığını Türkiye'nin son 50 yılını bu tablo içerisinde görebiliriz. (ensonhaber.com)