Çoğunlukla menapoz dönemi sonrası kadınlarda görülen ve stresli bir durumun şokuyla ardından meydana gelen "kırıp kalp sendromu" yüksek stres seviyesiyle bağlantılı iki molekülün varlığıyla ilişkilendirildi.
The Guardian'da yer alan habere göre, "kırıp kalp sendromu" olarak bilinen, kalbin pompalama odasının zayıflamasıyla tanımlanan hastalık ilk olarak 1991 yılında Japonya'da tespit edilmişti. Hastalık, sık sık kalp kriziyle karıştırılabiliyor.
Tıptaki adı "takotsubo kardiyomiyopatisi" olan kırıp kalp sendromunun tam nedeni hala bilinmezken yüksek stresli olaylar, depremler, araba kazaları, yakını kaybetmek gibi ani olayların ardından oluşan akut stresin yarattığı adrenalin fırlamalarıyla ilişkilendiriliyor.
Takutsobo hastalarının kanında depreson, anksiyete ve yüksek stres seviyesiyle ilişkili microRNA-16 ve microRNA-26a isimli iki molekül tespit edilmişti.
Araştırma yürüten doktorlardan Dr. Liam Couch, "Taksubo'ya yakalanan hastalarda kalbin alt tarafı pompalamayı bırakıyor ve üst taraf daha çok pompalamaya başlıyor. Söz konusu moleküllerin varlığı arttığında bu durumun yaşandığını da görüyoruz" dedi.
İnsanın ani bir şok anında takotsubo yanıtı vermesi, uzun dönem stresle bağdaştırıldı.
Doktorlar, daha fazla araştırma gerektiğini ancak stres molekülleriyle bağ kurulabilirse kırık kalp sendromunun önlenebileceğini söyledi.