Yeni bir çalışma ilk tecrit döneminde birçok kişinin sanal seks yaptığını öne sürdü.
UCL, Glasgow Üniversitesi ve Ulusal Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin 6 bin 654 kişiyle yaptığı ankete göre, Mart 2020'de başlayan ilk koronavirüs tecriti sırasında 18 ile 59 yaş arasındaki kişilerin yarısından fazlası (yüzde 53) cinsel içerikli mesajlaşma veya porno izleme gibi bir tür sanal cinsel faaliyete yöneldi.
Araştırma erkeklerin kadınlardan daha fazla pornografik içerik izlediğini ortaya koydu: Kadınlardaki yüzde 21'e kıyasla erkeklerin yüzde 64'ü cinsel içerikli materyaller izlediğini söyledi.
Tecrit başladıktan sonra daha fazla insan cinsel faaliyette bulundu
Independent Türkçe'nin haberine göre katılımcılara tecridin ilk 4 ayındaki cinsel davranışları hakkında sorular sorulan çalışmada, 18 ile 24 yaş arasındaki kişilerin cinsel faaliyetleri konusunda bir değişiklik bildirme olasılığının daha yüksek olduğu da belirlendi.
Bu yaş grubunun yaklaşık yüzde 66'sı bu süre zarfında cinsel ilişki sıklıklarının azaldığını söyledi.
Araştırma aynı zamanda tecrit başladıktan sonra daha fazla kişinin cinsel faaliyette bulunduğunu, yetişkinlerin yüzde 63'ünün birisiyle cinsel ilişkiye girdiğini söylediğini tespit etti.
Bu kişilerin çoğu (yüzde 76) partnerleriyle aynı evi paylaştığı ilişkiler içindeydi ve bu nedenle tecrit kurallarını çiğnedikleri söylenemez.
Araştırmanın yazarları çalışmanın Britanya nüfusunu temsil etmek için tasarlandığını fakat cinsel faaliyet hakkında pandemi öncesine ait verilerin yetersiz olması nedeniyle değişimin nicelleştirilmesinde kısıtlı kaldıklarını söyledi.
Ortak baş yazarlardan Soazig Clifton, bulgular hakkında şunları söyledi:
"Gençlerin karantinada daha az seks yaptığını söylemeleri olasıydı"
"Gençlerin tecrit öncesine göre daha az seks yaptığını ve seks hayatından daha az memnun olduğunu bildirme olasılığı daha yüksekti. Bunun nedeni en azından kısmen gençlerin partnerleriyle yaşama olasılıklarının daha düşük olması ve kısıtlamalar sürerken cinsel partnerlerle buluşamamaları.
İlk tecrit sırasında cinsel davranıştaki bu değişikliklerin uzun vadeli davranış değişikliklerine dönüşüp dönüşmeyeceğini ya da kişilerin kaybedilen zamanı telafi etmesinde bir "geri tepme" etkisi olup olmadığını zaman gösterecek."