-ANNAN: DEĞİŞİMİN YÖNETİLMESİ GEREKİYOR İSTANBUL (A.A) - 15.03.2011 - Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin, "Bu insanlar hukukun üstünlüğünü, insan haklarına saygıyı istiyorlar. Bu taleplerin cevabı reformdur" dedi. Annan, Değişim Liderleri Zirvesi'nin "Uluslararası Diplomasinin 5 Kuralı" konulu son oturumunda yaptığı konuşmada, bugünlerde dünyada değişimin çok hızlı olduğunu söyledi. 6 temel tehdit kümesinden bahseden Annan, bunları; devletler arasındaki savaş, devletler içerisindeki iç savaş, yoksuluk, salgın hastalıklar ve çevresel bozulma, nükleer, kimyasal silahlar, terör ve son olarak da uluslararası organize suç olarak sıraladı. Doğal afetlerin de bunların içine girmesi gerektiğini ifade eden Annan, bu yüzyılın ilk 10 yılında bütün bu risklerin farklı formatlarıyla karşı karşıya kalındığını, herkesin çok hassas olması gereken bir dünyada yaşandığını vurguladı. İklim değişikliği konusunda gerçek anlamda hızlı hareket edilemediğine işaret eden Annan, "Bu durumda her zaman en fakir ülkeler büyük zarar görüyor. Aslında onların çevre kirlenmesi üzerinde pek etkileri yok. Kirletenlerin bunun bedelini ödemesi gerektiği kavramı önemli. Fakir ülkelere çifte cezalandırma uygulanmamalı" dedi. Bugünün dünyasında uluslararası ilişkilerin devletler arası ilişkilerle sınırlı olmadığını, halklar arası temasların bu sürecin ayrılmaz parçası olduğunu vurgulayan Annan, bazı devletlerin bunu göz ardı ettiğini belirtti. Piyasaların küreselleştiği ortamda yaşanıldığını, ancak mevzuatların yerel kaldığını söyleyen Annan, bunun sürdürülebilir olmadığını kaydetti. Kofi Annan, "G20 üyelerinin G8'in yerine geçmesi bile 'biz artık dünyanın değiştiğini kabul ediyoruz'un kendi başına bir göstergesi. Kurumlar da sonunda değişecek. Belki Güvenlik Konseyi gibi IMF, Dünya Bankası gibi kurumlarda da reform olması gerekecek. Henüz bu reform gerçekleşmedi. Bu ayrıcalığı elinde tutan ülkeler bundan vazgeçmezlerse çok büyük gerilimler ortaya çıkacak" diye konuştu. -"DEĞİŞİMİN YÖNETİLMESİ GEREKİYOR"- Kuzay Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere işaret eden Annan, şunları kaydetti: "İnsanlar değişim için uğraşıyorlar, daha iyi yönetişim için savaşıyorlar ve kimin tarafından yönetildiklerini kendileri belirlemek istiyorlar. Devletler insanların refahına odaklanmalı, azınlıkların ihtiyacına değil. Bu insanlar hukukun üstünlüğünü, insan haklarına saygıyı istiyorlar. Bu taleplerin cevabı reformdur. Soru artık 'reform olsun mu olmasın mı?' değil, reforma başlamak ve sürdürülebilir organize reformlar yapmak olmalı. Değişim için baskı durdurulamaz ama nereden başlamak lazım? Değişimin yönetilmesi gerekiyor ve öyle inanıyorum ki değişim insanların ve ülkenin çıkarıyla doğru orantılı yönetilecek." Annan, liderlerin bütün yükü yüklenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bir lider, liderlik vasıflarını yerine getiremiyorsa, o zaman o insanlar yönetimi ele alır, liderler insanları takip etmek zorunda kalır. Devletlerin yurttaşlarına koruma sağlaması gerekir. Kanun karşısında herkes eşit olmalı. İstikrarlı ortam bu şekilde ortaya çıkar ve böylelikle bütün faaliyetler barışçıl bir ortamda yürütülebilir. Vatandaşlar için yaratıcı enerji ortaya çıkar ve istihdamı artırıp kalkınmayı hızlandırmış olurlar" şeklinde konuştu. Bütün bunların hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygıya dayanması gerektiğini kaydeden Annan, "Uzun vadeli güvenlik, kalkınma olmadan sağlanamaz, uzun vadeli kalkınma da güvenlik olmadan olmaz" dedi. -"BÖYLE BİR KRİZLE BAŞ ETMENİN YOLU REFORMDAN GEÇER"- Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Annan, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmelere ilişkin bir soruya karşılık, "Bizim şunu kabul etmemiz gerekiyor: Her ülkedeki krizler o ülkeye özgü. Her biri kendi yolu içinde devam edecek. Libya ya Tunusluların ya da Mısırlıların örneğini takip edecek ve çok hızlı bir şekilde muhtemelen de Kaddafi'nin gidişiyle birlikte sorunu çözecek" şeklinde konuştu. Libya'nın daha uzun bir durumu yaşayacağını umduklarını dile getiren Annan, halkların kişisel özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygıyı talep ettiklerini, genel olarak liderlerin demokratik toplum oluşturmak için biraz önde olması ve bu değişiklikleri başlatması gerektiğini, artık olanların durdurulamayacağını, bölgenin de dışarısına çıkmış durumda olduğunu vurguladı. Böyle bir krizle baş etmenin yolunun reformdan geçeceğini ifade eden Annan, bu reform programının da güvenilir ve uygulanabilir olması gerektiğini kaydetti. BM üyelerinin bu gelişmeleri yakından takip ettiğini, birçok kişinin de aslında şaşırdığını söyleyen Annan, eğer devletler sağlam bir temel üzerine kurulmamışsa, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına dayanan temel üzerinde değilse, tek bir kıvılcımda birçok şeyin kötüye gidebildiğini anlattı. -"UMUYORUM Kİ REFORMLAR DEVAM EDECEK"- Kofi Annan, Türkiye'nin uluslararası siyasetteki rolüne ilişkin olarak da şunları kaydetti: "Türkiye ilginç, dinamik bir ülke. Birçok değişiklikten geçti ve hala da değişikliklerden geçiyor. Doğu ile batıyı birleştiren, bunun yanı sıra çok fazla sunacak şeyi olan bir ülke. Aynı zamanda AB'ye başvurarak reformları daha da ileriye götüren bir ülke. Umuyorum ki bu reformlar devam edecek. Burada küresel sorunlar da tartışılıyor. Türkiye'nin o noktada önemli rol oynadığını görüyoruz. Türkiye, bu bakış açısını sunabilen, Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bir ülke. Laik bir devlet, bu da çok önemli. Mısır ve Tunus'ta olan gelişmeler açısından bazıları onlar için bir model olabileceğini düşünüyor. Bütün gruplara ev sahipliği yapabilecek bir toplumun yaratılabileceğini öne sürüyorlar. Bölgelerin ve farklı grupları, farklı kültürleri temsil eden ülkelerin bir araya gelip tam bir uluslararası toplanma olması gerekiyor. Türkiye'nin de böyle potansiyel rolü var, zaten G20'de. Çok önemli ekonomik rolü de var hem ülkede, hem de ötesinde."