Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet Gürsoy, son dönemlerde yapılan anketlerde AKP'nin oy oranının "karlı dağlar gibi eridiği" benzetmesini yaparak, "Son anketlere bakılırsa AKP, karlı dağlar gibi erimekte. İstifa ettirmelerle bunu önlemeye çabalıyor. Kendini yenileme çabasının içine girmiş görülse de kendi dışında artık düzeltemeyeceği bir gerçeklik var" yorumunda bulundu.
Gürsoy'un Yeniçağ gazetesindeki (16 Ekim 2017) yazısı şöyle:
Artık herkes biliyor..
Açık ve net.
Kral çıplak..
Son anketlere bakılırsa AKP, karlı dağlar gibi erimekte. İstifa ettirmelerle bunu önlemeye çabalıyor. Kendini yenileme çabasının içine girmiş görülse de kendi dışında artık düzeltemeyeceği bir gerçeklik var.
Her şey eskiyor. Yüzler, sözler, vaatler, beklentiler... Söylenen yalanlar, aldatılmış olmalar, vs.. Eskidi ve kanıksandı artık. Kimin ne yapıp yapamayacağı, hangi vaadini tutup tutamayacağı yaşayarak görüldü.
Şu sıralar belediye başkanlarını neden konuşuyoruz? Neden metal yorgunluğu hep belediyelerde oluyor da başka yerlerde hiç olmuyor?
Çünkü orası geliş yolu.
Haliyle dönüş yolu da oradan olacak.
Nedeni bu.
Gerçi birçok il başkanını da istifaya zorladılar. Yerine yenilerini seçtiler.
Olsun.
Durum değişmez. Bir kere duvar çatlayıp içeri su girmeye başladı mı, o deliği kapatırsın. Sonra yanından bir tane daha çıkar. Koşar telaşla orayı da tıkarsın.. Sanki sözleşmiş gibi ardı ardına bir daha. Bir daha..
Koş Allah koş.
Bir müddet sonra yorulursun.
Her deliği kapattığında su artarak gelir. Sonu malum..
Kaçamazsın..
Her yeri su basar ve sen de içinde kalırsın.
Son anketler iktidara bunu anlatıyor...
Yenilgi kaçınılmaz.
Neden kaçınılmaz..
Çünkü Türkiye, hem ekonomik ve hem de siyasal olarak ağır bunalımların tam ortasında duruyor. Yetmezmiş gibi çoğu gereksiz tartışmalarla dünya ölçeğinde Türkiye'yi zora soktular.
Keza Yunanistan bütün Ege'yi sahiplendi çıt yok..
Çipras babamızın oğluymuş gibi yaprak kımıldamıyor. İktidarın ürettiği milliyetçi söylemlerin inandırıcılığı tam da burada son buluyor.. Çünkü, Suriye'de efelenirken, Ege'de süklüm püklüm duran bir iktidar var. Gerçek duygular ve samimi bakış meselenin neresinde onu tam olarak bilemiyoruz..
E, İdlib'e girdik ama bu defa icardan itiraz sesleri yükseliyor. Şam yönetimi "çıkın" diyor..
Kimi gazeteci tutuklamalarında bakın. İddianamelerle ilgili yansıyan bilgi iddiaların tutarsız ve temelsiz olduğunu gösteriyor..
Eğitim..
Tümden facia..
Sanki bir yıkım ekibi iş başı yapmış gibi. AKP hükümetleri eğitimde kendilerini tekzip etmeye devam ediyor. Fatura ise bütün toplumun önüne konulmuş durumda. Neredeyse karneler verilecek ama ders kitapları var, öğretmen kılavuzları yok.
Sınav karmaşası devam ediyor..
İşsizlik halk nazarında ekonomiden de ağır bir yük.
Tarım ülkesi Türkiye'nin saman ithal ediyor olması ve bir de et ithali gibi en temel meseleleri çözememiş olmanın ağır faturası önümüzde duruyor.
Kısacası, iktidar sahipleri, önünde duran anketlere bakarken, boşuna hayıflanmamalı.. Bunlar gibi sayfalara sığacak çatlak var siyaset duvarında. Onlarca medya organına sahip olsa da artık mızrak çuvala sağmıyor.
Şimdi halk sadece yeni bir umut kapısı arıyor. O da bu ayın sonunda aydınlatmaya başlayacak..