Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nün (AICR) kansere karşı farklı coğrafyalardan önerdiği ilk 7 besin içinde mercimek köftesi de yer aldı. Mercimek köftesi anti-kanser listesine protein ve lif yönünden zengin olması nedeniyle girdi.
Hürriyet'ten Mesude Erşan'ın haberine göre, tek bir yiyecek, kendi başına kansere karşı koruyamaz. Ancak araştırmalar bazı besinlerin kanserriskini azaltmaya yardımcı olabileceğini işaret ediyor. Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü de kansere karşı önleyici olarak meyve, sebze ve baharat tüketilmesini öneriyor. Enstitünün farklı coğrafyalardan önerdiği ilk 7 besin içinde, Türk mutfağından mercimek köftesi bulunuyor. Mercimek köftesi, protein ve liften yana zengin. Maydanoz, yeşil soğanla da vitamin ve mineralden zengin bileşenler sağlıyor. Mercimek köftesinin özellikle sindirim sistemi kanserlerine karşı korumada etkili olduğu düşünülüyor.
Kanserle ilgili araştırmalar yapan Sabancı Üniversitesi Moleküler Biyoloji Genetik ve Biyomühendislik Programı öğretim üyesi Doç. Dr. Devrim Gözüaçık, hastalığa yakalanmayı önlemede en etkili yollardan birinin sağlıklı beslenme ve hareket olduğunu söylüyor. Sebze, meyve, baharatlar ve balığıyla Türk mutfağının geleneksel tatlarının (kebaplar hariç) anti kanser olduğunu belirten Gözüaçık, “Tabii ki sadece bunlarla kanser yüzde 100 önlenebilir demek mümkün değil. Bazı aktif maddeleri tüketmekte fayda var. Mesela yeşil çayla ilgili çok çalışma var. Fermente yeşil çay veya beyaz çay denilen bazı çaylar içinde çok etkili polifenoller, antikanser maddeler olduğu düşünülüyor. Zerdeçaldaki kurkumin maddesi ilgili çalışmalar kanserli hücreleri intihara sürüklediği düşünülüyor. Yemeklere bir parça zerdeçal serpiştirdiğiniz zaman kanser riskinizi düşürüyor. Başka antioksidan içeren sebzeler meyveler tüketilebilir” diyor.
TEDAVİDE AVATAR YÖNTEMİ
Kanser tedavisiyle ilgili çalışmalar da çok koldan sürüyor. Bu konuda fütüristik bazı çalışmalar var. Bunlardan biri de ‘avatar tedavisi’. Tümörden bir örnek alınıyor, önce genom analizleri yapılıyor. Birkaç günde tamamlanan genom analiziyle, tümörün bütün genlerini analiz etmek ve bozukluklarını görmek mümkün. Örneğin avatar tedavisinde, alınan parçayı 200’e bölüp, 200 tane fareye enjekte edip ondan sonra çeşitli ilaç kombinasyonlarıyla tedavi etmeye çalışıp en iyi sonuç veren kombinasyonu hastaya verme gibi bir yaklaşım söz konusu. Gözüaçık, “Bu tip yaklaşımların yanında doku mühendisliğiyle tümör dokularını çipler üzerinde üretip onların ilaç kombinasyonlarıyla tedavileri de deneniyor. Geçen yılın en büyük gelişmelerinden biri olan bağışıklı tedavisi de (bağışıklık sisteminin o kişinin kanserine karşı eğiterek kanser hücrelerinin yok edilmesi) çok ümit verici sonuçlar vermeye başladı” diyor.