Sağlık

Alzheimer çalışmalarında omega 3, köri özü ve curcumin

"Artık biyo yararlanımlı curcumini Batı tıbbında biyolojik olarak nasıl kullanabileceğimizi öğrenmeye başladık"

24 Ocak 2018 19:04
Işıl Öz

UCLA Alzheimer Merkezi’nden Profesör Gregory Cole, omega 3 yağ asidi, köri özü ve curcuminin alzheimerı önleme potansiyeli taşıdığını söyledi. Cole, "Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar bunun koruyucu etkisini gösterse de, alzheimer hastalarını tedavi etmeyi amaçlayan klinik araştırma sonuçlarının genel olarak negatif çıktığını görüyoruz" dedi.

Profesör Gregory Cole, konuya ilişkin olarak T24'e konuştu.

Profesör Cole, “Derin denizlerden elde edilen (çoğunlukla balıktan) omega 3 yağ asidinin tüketimi ile yaşa bağlı beyin hacmi kaybı, bilişsel bozukluk ve alzheimer hastalığı (AD) arasında ters orantı olduğunu gösteren oldukça tutarlı, epidemiyolojik veriler mevcut. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar bunun koruyucu etkisini gösterse de, alzheimer hastalarını tedavi etmeyi amaçlayan klinik araştırma sonuçlarının genel olarak negatif çıktığını görüyoruz. Bunun nedeni, yüksek omega 3 tüketiminin orta yaşta, sonraki döneme kıyasla daha önemli olması ya da omega 3'ün yalnızca bir genetik risk faktörü olan ApoE4'den yoksun olanlarda çalışması olabilir. Veya omega 3, başarılı FİNGER araştırmasının gösterdiği gibi, sağlıklı bir diyet ve daha fazla egzersiz ile birleştirilmelidir” dedi. Cole, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Yeni genetik veriler, bağışıklık sisteminin yalnızca bir bölümündeki hücrelerde görülen gen varyantlarının AD riskini artırabileceğini veya azaltabileceğini gösterdi. Bu da bağışıklık sisteminin işlevini hedefleyen bir etkenin AD riskini azaltabileceği ihtimalini ortaya çıkardi ve  curcuminin bağışıklık sistemini güçlendirici bir aday olduğunu gösterdi.”

Curcumin ve köri özünü neden  araştırmalarının odak noktası yaptıklarını da şöyle açıkladı: 

“Nonsteroidal anti-inflammantory ilaç kullanımı ve antioksidan tüketimi daha az AD ile ilişkiliydi. Bilinen anti-inflammantory ve antioksidanlar araştırıldı ve test etmek için 10 aday belirlendi. Curcumin listeye dahil oldu çünkü: 1) iltihabı kontrol altına almak ve yaraları iyileştirmek için geleneksel ilaçlarda kullanılıyor. 2) Güçlü bir antioksidan ve gıda koruyucudur. 3) Ulusal Kanser Enstitüsü, kanser önleyici potansiyel taşıdığından hareketle curcumini zerdeçal özü olarak Ulusal Toksikoloji Programı’na koydu. Pek çok doğal ürünün aksine, fare, sıçan, köpek  maymunlar üzerinde titiz ve pahalı birçok güvenlik testleri ve araştırmalar yapıldı. 4) Ucuz ve edinilmesi kolay…”

Cole, “Bu konu hakkında yeni bir araştırma var mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:


“Curcuminin formüle edilerek, biyoyararlanımının (ilacın, verilişini takiben hedef dokudaki etki derecesi) geliştirilmesiyle olumlu klinik sonuçlara ulaşılmış birçok yeni çalışma var. Örneğin, grubumuz Longvida adı verilen biyoyararlanımlı bir formülasyon geliştirdi ve bunun yaşlanan maymunlarda tesirini gördük, bu konuda birçok araştırma da yolda. Başka araştırma grupları da benzer başarılara imza attılar. Artık biyo yararlanımlı curcumini Batı tıbbında biyolojik olarak nasıl kullanabileceğimizi öğrenmeye başladık. Gelecek, hayvan çalışmalarında ulaşılan birçok sonucun insanlara nasıl uygulanabileceğini gösterecek.”