Almanya, Berlin'de ikamet ettiği apartmanın avlusunda saldırıya uğrayan gazeteci Erk Acarer, bugünkü yazısında, saldırının ardından Alman Emniyet Teşkilatı’na verdiği ifadeyi paylaştı.
İfadesinde, eşkal tanımını yaptıktan sonra, “Olay kriminal değil, politik. Bu nedenle, tetikçilerden çok, işi verenlerle ilgilenmeniz doğru olacaktır” dediğini yazan Acarer,
Özetle şöyle devam ettim:
“Türkiye’de, bir iktidar çeteleşmesi var. Sedat Peker‘in anlattıkları kapsamında bir çamur ortaya çıktı. Bu çamur, şimdiye kadar biz gazetecilerin anlattıkları ile örtüştü ve üstüne yani parçalar koyabildik…
Dejenerasyona katkı sağlayan önemli isimler vardı. Bunlardan biri, EKBA Holding’in sahibi Cihan Ekşioğlu’ydu. Kendisi Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun para kasalarından biri olarak nitelendirildi.
Yine iddialar kapsamında Ekşioğlu yurtdışından aldığı silahları -İsrailli 2 firma-, 20 katına Türkiye Savunma Başkanlığı’na sattı. Üzerine sadece yerli ve milli tanımlaması olan bir patent koydu. Buradan büyük bir servet elde etti.
Ancak Ekşioğlu, bu para ile yetinmedi. Tabii bu illegal para havuzuna başka ve üst düzey üye olanlar da. FETÖ Borsası’nı icat etti. Amaç iş insanlarının mallarını gasp etmekti. Bu hedef ile namlı bir ‘FETÖ’cü olan ve ‘hakkındaki soruşturmalar kapatılan’ Burak Başlılar ile ortak çalıştı.
İstanbul, Akmerkez’deki plazanın iş bloklarında ofis açıldı. Burak Başlılar da Cihan Ekşioğlu’nun kasasıydı. Cemaat ile en ufak iltisakı olan kişileri, ‘mesala Bank Asya’ya para yatıranı ve bir derneğe küçük bir bağış yapanı’ bile fişledi. Bundan sonrasını yargı üzerine aldı.
2016-2018 yılları arasında, Yargıtay Başkanı, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile özel organizasyonlarda bir araya gelen İsmail Rüştü Cirit’ti. Aslında o da bir cemaat üyesiydi. Eski Cumhuriyet Başsavcısı ve siyasetçi İlhan Cihaner’e hazırlanan 11 sayfalık raporda, görüşleri yer alır. Eski ‘FETÖ’ savcısı Zekeriya Öz ile ilişkileri medyaya yansıdı.
En çok, bu şahsın görevde olduğu dönemde iş insanlarının mallarına çökme operasyonları yapıldı. Gaspçılık ortaya çıktı. Ekşioğlu’nun, Cirit ile yakın ilişkisi ona makamında hediye ettiği bir tablo üzerinden belgelendi.
Ekşioğlu ve havuz paraya yine doymadı. İstanbul Alkent 2000 adlı lüks villalarda, siyaset dizaynı ve gaspçılık için, seks ilişkileri üzerinden kasetilik ve arşivcilik çalışmaları yapıldı. Bu faaliyette, Ekşioğlu’nun eşi Katarina Ekşioğlu da yer aldı.
Sonunda büyük bir para kaynağı oluştu. İddialar, bu para kaynağın bakan, bürokrat, yargı hatta siyasetin en tepe noktasına ulaştığını anlatıyordu. Ekşioğlu ailesi de kendine bir servet sağladı. Öyle ki, Katerina Ekşioğlu farklı şehirdeki kuaförüne, özel uçak ile gidiyordu. Elinde tuttuğu biftek altın yaprakları ile kaplıydı.”
Saldırganların, kendisine olay sırasında,”Elalemin karısının kızının fotoğraflarını yayınlamayacaksın, yazmayacaksın ulan” diye bağırdığını yazan Acarer, ifadesinde “Sanıyorum ki tüm bunlar ile bağı var” dediğini yazdı.
Özel güvenlik birimi ile yapılan toplantıda, kendisine mesleğini bundan sonra nasıl ele alacağının sorulduğunu yazan Acerer, elinden geldiğince daha sık ve kritik noktalarda yazacağını söylediğini belirterek, “Çünkü mesele, halkımızın yoksul çocukları karınlarını doyurmadan yatarken, birilerinin altın yapraklı bifteği, üstelik hak etmedikleri kazançlar ile gözlerimize sokmalarıdır. Ülkemde kadınlar çöpten yiyecek ararken, kimilerinin özel uçakla kuaföre gitmesidir. Servet paylaşma konusunda üst düzey kişiler ile ilişkileri vardır” dediğini aktardı.
Kendisine saldıranların tetikçi olduğunu yazan Acarer, “O tetikçiler, kasanın ya da onun kasasının tuttuğu 3. sınıf zavallılardı. En tepeden başlayan bir zincirin son halkalarıydı” dedi.
Acarer, saldırganların saldırı sırasındaki kendisine söylediği sözleri tekrarlayarak “Acaba, Eski Ticaret Odası Başkanı’nın oğlu E.B’nin eşini nasıl bir kumpasın içine çekmiş? Bir zahmet bunu da anlatsınlar!” dedi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın