İzmir Aliağa’da petrokimya tesisleri, demir çelik fabrikaları, haddehaneler, gemi söküm tesisleri ve termik santraller nedeniyle yaşanan hava kirliliği nedeniyle EGEÇEP ve 43 yurttaş Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı.
İzmir’in Aliağa ilçesindeki İzmir Demir Çelik Sanayiine ait İzdemir Enerji Santrali- II adlı termik santrali durdurulması yönünde daha önce defalarca mahkemeye süreci başlatan Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), dosyayı bu kez Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. EGEÇEP dönem sözcüleri Alime Mitap ve Hüsnü Dilli’nin yazılı olarak paylaştığı basın açıklamasında, EGEÇEP ve 43 yurttaşın Avukat Arif Ali Cangı’nın hazırladığı dosya ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğu belirtildi.
"İlk ÇED izni 2010'da verildi"
Açıklamada, termik santrale ilk Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) izninin 17 Haziran 2010 tarihinde verildiğini belirterek, uzun bir yargılama sonunda İzmir 2. İdare Mahkemesi 16 Aralık 2016 tarihli kararı ile ÇED olumlu kararını hukuka aykırı bularak iptal edildiğini hatırlattı. Bu yargılama aşamasında termik santralin inşaatı tamamlanarak, hukuka aykırı şekilde faaliyete başladığı ifade edilen açıklamada, “Mahkeme kararının Anayasa’nın 138. Maddesine göre gecikmeksizin, uygulanması, termik santralin faaliyetinin durdurulması gerekirken, İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapılacağı duyurusu yapıldı. Mahkeme kararlarını etkisiz hale getiren 2009/7 sayılı genelgeye dayanarak yeniden hukuksuz bir süreç başlatılmıştı” denildi.
Yaşanan hukuksuzluğu ve termik santralin yarattığı tehlikeleri anlatmak için Ankara’daki İDK toplantısına katıldıklarını paylaşan EGEÇEP sözcüleri, yaşanan süreci şöyle açıkladı; “Ancak raporlar ve anlattıklarımız hiç fayda etmedi, bizim toplantıdan çıkarılmamızdan sonra İDK üyelerinin tamamı mahkemenin iptal ettiği ÇED raporundan farklı bir şey taahhüt etmeyen raporu yeterli bulup nihai hale getirdi. Duyurusu yapılan nihai ÇED raporuna EGEÇEP ve yüzlerce yurttaşın yaptığı itiraz da umursanmadı, Mahkeme kararının uygulanması gereken azami süre olan 30 günlük süre dolmadan yeni ÇED izni verildi.”
"Yaşam hakkı tanınmıyor"
Mahkemenin yeni ÇED olumlu kararının iptali için bu kez İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP ve 107 yurttaşın davacı olduğunu aktarılan açıklamada, “Davanın yargılaması ve sonucu, bu ülkede artık sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkının tanınmadığını, Hukuk Devleti ilkesinin kırıntısının dahi kalmadığını gösterdi” denilerek sürecin ayrıntıları paylaşıldı: "Termik Santralın Kültürel Varlıklar Üzerine Etkileri" raporunu hazırlayan Prof. Dr. Ömer Özyiğit'in keşifte ve duruşmada uzman olarak dinlenmesi yönündeki yasal talebimiz reddedildi. Keşif sırasında konunun uzmanı olan bilirkişinin uyarısı ve bizim ısrarla talep ettiğimiz “yakılan kömürden (elementer analiz, kısa analiz, ısıl değer analizi, külergime sıcaklık tayini, vs.) numune alınmasının, kömürün ve külünün tam analizinin yapılması talebi reddedildi.
Bu önemli eksikliğe rağmen diğer bilirkişilerin değerlendirmeleri ile raporun sonuç bölümündeki ‘bölgede yer alan mevcut tesislerin üstüne, ekosistem, bölgede yaşayan nüfus ve sağlık etkileşimleri veya neden-sonuç ilişkisi ortaya konup, bütüncül değerlendirme ve planlama yapılmadan yeni bir kirletici olan dava konusu tesise izin verilmesi, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırıdır’ tespiti davamızın haklı olduğunu göstermeye yetiyordu. Buna rağmen bir türlü yürütmeyi durdurma kararı verilmedi.”
"AYM karar vermeli"
İzmir 5.İdare Mahkemesi'nin 26 Ekim 2018 tarihli kararı ile ÇED olumlu kararını iptal etmesiyle davalı tarafın da temyiz başvurusunda bulunduğu bilgisini paylaşan EGEÇEP sözcüleri, temyiz başvurusundan sonra, Danıştay 14. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma istemini reddettiğini belirtti. Ardından bu dairenin kapanması üzerine dosyayı ele alan Danıştay 6. Dairesi’nin 03.04.2019 tarihlinde "kararın davanın ehliyetten ret kısmı”nı onadığını ve davanın kabulüne ilişkin kısmını bozduğunu aktaran EGEÇEP sözcüleri, Danıştay 6. Dairesi’nin davayı esastan oy çokluğu ile reddettiğini ve bu şekilde davayı kapattığını ifade etti.
Aliağa’nın, İzmir’in ve bölgenin yaşamı için tehdit oluşturan küresel iklim krizinin en önemli nedenlerinden olan bir termik santral davasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan EGEÇEP sözcüleri, mahkemeden beklentilerini şu şekilde ifade etti:
“Mahkemeye Erişim, Adil Yargılanma Hakkı, Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkı ve Sağlıklı Çevrede Yaşama Hakkı'nın yok sayıldığı davayla ilgili söz şimdi Anayasa Mahkemesi’nde. Yüksek mahkemenin, dünyadaki yaşamın sürdürülebilmesi için bugünkü kuşakların ve gelecek kuşakların hakkını koruyacak bir karar vermesini bekliyoruz.” (MA)