Zaman yazarı Ali Bulaç, Türkiye'nin Ortadoğu politikalarını eleştirerek, "Filistinli yöneticiler, aydınlar her şeyin farkında. Türkiye’nin, kendi lehinde gösteri yapmaları için Filistin sokaklarında kaç para dağıttığını biliyorlar" dedi.
"Türkiye İsrail’e vize uygulamıyor, İsrailliler istedikleri anda birkaç saat içinde Türkiye’ye gelebiliyorlar" diyen Bulaç, "Bence de doğru bir şey bu. Fakat Türkiye neden Filistinlilere aynı vize muafiyetini tanımıyor?" diye sordu.
Bulaç'ın Zaman'da "İsrail’e yok, Filistinlilere var! Neden?" başlığıyla yayımlanan 825 Mayıs 2015) yazısı şöyle:
Bu köşede AK Parti hükümetlerinin Ortadoğu politikalarını eleştiren yazılarım da çıkıyor. Eleştirilerin tamamı haklı nedenlere dayanıyor.
Yalan veya yanlış bilgiler kullanıp temelsiz eleştiriler yapmaktan Allah’a sığınırım. Benim yegane gayem ülkemin dünya ile ama özellikle İslam dünyasıyla ilişkilerinin iyi olması, uzun vadede bölgesel bir entegrasyon imkanına zemin hazırlanmasıdır. Her Müslüman’ın asli gayesi İttihad-ı İslam’dır. Kim hata yaparsa yapsın, bize düşen görev hatasını yıkıcı olmadan eleştirmek ve bizce doğru olanı işaret etmektir.
Arşivler ortada duruyor. İsteyen 2011’den ve daha öncesinden dış politikayla ilgili neler yazmışsak çıkarır, önümüze koyar. Bugüne kadar da ne eleştirilerimde yanıldım ne hükümetin tek bir politikası haklı çıktı. Benim tezim şuydu: Biz Sünni ekole mensup İslamcılar olarak toplumsal değişime vurgu yaparız. Şiddet ve terör yöntemlerini kullanmak, rejimleri silah gücüyle değiştirip velev ki bizim gibi düşünse de tek bir grubu iktidara getirmek, hele bölgenin tamamı üzerine geçmişte olduğu gibi askeri tahakküm veya politik hegemonya kurmaya kalkışmak büyük bir hatadır, İslami de değildir. Bunun sonu iç işlerine müdahil olduğumuz ülkelerin iç savaşa sürüklenmelerine yol açar. İlk günden Suriye olayına bu açıdan baktık. Suriye kan gölüne döndü, milyonlarca Suriyeli mülteci dilenci durumuna düştü. Kamuoyundan saklanıyor ama Mısır’da Türkiye’nin işlediği hatalar işin bu noktaya gelmesinde etkileyici rol oynadı. “Stratejik derinlik” üzerinde bunca yazıp çizenler nasıl oluyor da bunca stratejik hata ve yanlışlık yapıyor, akıl alır gibi değil. Başkalarına musibet olarak dönen hataları bir başarı öyküsü gibi iç kamuoyuna satmak vicdanları rahatsız ediyor.
Bize sayıp sövenler ve köşelerinde umutsuzca partizanca müdafaa yapanlar şu soruya cevap versinler: Nazım rol oynadığını, bilgisi dışında yaprak kımıldamadığını dünya aleme ilan eden Türkiye, neden Suriye ve Mısır’daki bu musibetlere engel olamadı? Neden bugün Türkiye’nin bölge ülkelerinin hiçbiriyle iyi ilişkisi yok?
Gelelim Filistin meselesine! Türkiye’nin Filistin politikasının ne kadar iki yüzlü ve iç politikaya malzeme toplamaya dönük olduğuna şu örnek yeter:
Türkiye İsrail’e vize uygulamıyor, İsrailliler istedikleri anda birkaç saat içinde Türkiye’ye gelebiliyorlar. Bence de doğru bir şey bu. Fakat Türkiye neden Filistinlilere aynı vize muafiyetini tanımıyor? Öyle bir uygulama ki sıradan bir Filistinlinin vize alması neredeyse imkansız. Mesela a) Bankada 3 ila 5 bin dolar hesabının olması; b) Sağlık raporu, c) Güvenlik belgesi getirmesi isteniyor. İsrail yönetimi bir şekilde ismi taş atma eylemine karışmış veya İsrail askerine yan bakmış birini‚ ‘terörist’ ilan ettiğinde bir Filistinlinin güvenlik belgesi alması mümkün değil. Öğrenciler içinse Türkiye’den “kabul kağıdı“ şartı konuyor.
Siz partizan yazarlara soruyorum: Nedir bunun izahı? En üst seviyede İsrail’le ticaret, savunma işbirliği, ekonomik ilişkiler sürer ve zavallı Filistinlilerin Türkiye’ye gelişleri engellenirken, her gün Filistin için ağlamaya ne demeli? Bu Hüseyin için ağlayıp Yezid’le işbirliği yapmak değil mi? Dünya Bankası açıkladı, Gazze’ye 200 milyon dolar yardım vaat eden Türkiye bugüne kadar ancak 520 bin dolar göndermiş bulunuyor.Bunun açıklaması nedir?
Filistinli yöneticiler, aydınlar her şeyin farkında. Türkiye’nin, kendi lehinde gösteri yapmaları için Filistin sokaklarında kaç para dağıttığını biliyorlar. DİB Başkanı Mehmet Görmez, Miraç gecesi Mescid-i Aksa’daydı, namazdan sonra yaklaşık 150 kişi Mescid’in avlusunda İsrail aleyhinde ve Türkiye lehinde gösteri yaptılar. Yaşlı bir Filistinli şöyle dedi: “Bu gösteriler boş, bize dayak olarak dönecek!” Türkiye de Filistinlilerin acısını sömürüyor, diğer Arap ülkeleri bu sömürüyü yıllardan beri yapıyorlar. Filistinlilerin mütegallibe zümresine para dağıtıyorlar, Filistin sorunu ve Filistinlilerin acısı olduğu gibi devam ediyor. Bu bir düzendir. Ve bu düzenden bölge ülkelerinin bütün mütegallibe güçleri memnun.