Renay kitabını Radikal'den Elif Türkölmez'e anlattı...
Homofobiyi en çok hissettiğiniz yer neresi?
Maalesef ailemin yanı. En azından başlangıçta öyleydi. Sizi her koşulda sevmesini beklediğiniz aileniz eşcinsel olduğunuzu öğrenince size karşı değişiyor. Daha kötüsü olamaz. Aileden sonra iş hayatında kendimi huzursuz hissediyorum. Çünkü eşcinsel olduğunuzu anladıkları anda hatalarınızın nedeni olarak bunu görebiliyorlar. Sonra sokakta, restoranda… Aslında her yerde hissediyorum. Sevgilimin elini tutarak gezemiyorum, rakı masasında duygulanınca dudağına bir öpücük konduramıyorum. Dolayısıyla her yerde hissediyorum.
Ben askerliğin eşcinseller için, kitapta anlattığınızdan daha zor geçeceğini düşünmüştüm.
Ben rahattım ama eminim çok daha zor geçirenler olmuştur. Askerlik zaten zor. Bunu hissetmeniz için eşcinsel olmanıza gerek yok.
Kitabı Ahmet Yıldız’a ithaf ediyorsunuz, dolayısıyla insan daha politik, daha öfkeli bir kitap bekliyor. Ama sizin yazdıklarınız hiç de öfkeli değil.
Evet, eşcinsellerin kendi haklarıyla ilgili konuşurken genelde daha öfkeli olmaları bekleniyor. Bense bu ses tonuyla anlatırsam homofobiyle daha kolay mücadele edebileceğimi düşünüyorum. Öteki türlü insanlar ilgilenmek istemiyor, kaçıyor. Ben ‘alelade bir gay’in hayatının da ilginç olabileceğini, önemli olabileceğini’ göstermek istedim.
Kitapta, eşcinsellerle ilgili klişe bildiğimiz durumlar ve tanımlar var. Gece hayatına, uyuşturucu ve sekse düşkün, internetten tanıştığı insanlarla beraber olan, ilişkileri, insanları harcayan tipler. Bu böyle midir, böyle olmak zorunda mıdır?
Çoğunlukla böyle. Ama bir yandan da böyle yaşamayan eşcinseller var. Benim de mesela ailemden duyduğum tepkilerden biriydi. Eşcinselsen bir ilişki kuramazsın, yalnız yaşlanır, yalnız ölürsün. Güvenli ilişkin olmaz. Ben bunun tersinin de olabileceğini düşünüyorum. Diğer türlü yaşayan insanları yakınımda tutmuyorum.
Kitabın sesinin politik olmadığını söylemiştim. Bir yandan ‘eşcinsellik bilinci’ de az.
Bu kitapta ben çok kişisel bir şey anlatmaya çalıştım ama bir yandan da bu deneyimlerin diğer eşcinseller için de örnek oluşturabileceğini düşünüyorum. Gençlerden aldığım tepkiler de haklı olduğumu gösteriyor. “Ben de aynı şeyi yaşadım” diyorlar. Bu çok önemli. Çünkü ben de arkadaş çevremde eşcinseller olana kadar kendi durumumu pek anlayamamıştım, reddetmiştim. Kadınlarla birlikte olmaya çalışmıştım. Ama insan aynı durumda olan kişilerle konuşa konuşa yalnız olmadığımı fark ettim. Bu kitap birkaç kişiye bile bu anlamda yardımcı olsa mutlu olurum. Ayrıca kitabın sonundaki travesti hikâyesi bence sadece kendimle ilgili bir şeyler anlatmadığımın göstergesi.
Kitapçılarda ‘çocuğunuzu eşcinsellikten nasıl korursunuz?’ konulu kitaplar satılırken sizinkinin şansı ne? Okurların ilgisi nasıl?
Bu kitabı satmayı reddeden kitapçılar var. Ya da arkalara gizleyenler… Böyle bir kitabı satmak cesaret filan gerektirmiyor. Bazen insanlar bana, arkalara atılan kitabı alıp önlere koyduklarını anlatan mailler atıyorlar. Homofobiyle mücadele etmek için bu da bir yol.
Şimdi ikinci kitabın hazırlıkları içindeyim. Ayrıca Twitter’da @homohobi adıyla yazıyorum. Bu tür kitapların çoğalmasının biz buradayız demek için bir yol olduğunu düşünüyorum. Bu kitap başka eşcinsellerin, transların da kendi hikâyelerini yazması için önayak olabilir. İmza günümde kitapla ilgilenen translar vardı. Keşke onlar da kendi deneyimlerini yazsa, bu tür kitaplar çoğalsa.
Eşcinsel okumalar için ‘gökkuşağı kütüphanesinde’ bunlar da var:
*Eşcinsel Kadınlar, Cenk Özbay, Serdar Soydan, Metis Yayınları.
*Eşcinsel Erkekler, Murat Hocaoğlu, Metis Yayınları.
*Cenaze Evi, Şenlik Evi, Alison Bechdel, Bilgesu Yayıncılık. Çev. Barış Gümüşbaş.
*Kent ve Tuz, Gore Vidal, Altıkırkbeş Yayın. Çev. Fatih Özgüven.
*Dorian Gray’in Portresi, Oscar Wilde, Can Yayınları. Çev. Nihal Yeğinobalı.
*Renklerden Moru, Alice Walker, İnkılâp Kitabevi, Çev. Armağan İlkin.
*Çiçeklerin Meryemanası, Jean Genet, Ayrıntı Yayınları. Çev. Yaşar Avunç.
*İnsanlar Yaşadıkça, James Jones, Altın Kitaplar. Çev. Nazmi Aktan.
*Carson MacCullers, Düğünün Bir Üyesi. Remzi Kitabevi. Çev. İris Kantemir.