İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP'li milletvekilleri hakkında Meclis'e gönderilen fezlekeler için İyi Parti'ye yönelik, "Kimin tarafındadır, dokunulmazlıkların kaldırılmasına var mıdır?" sözlerine yanıt verdi. "İYİ Parti, milletin derdi konuşulmasın diye önüne getirilen fezlekelere, gözü kapalı el kaldırmaz. İyi Parti o fezlekelerin önünü arkasını iyice okur çünkü İyi Parti o fezlekelerin önünde biri varsa arkasında da sizin olduğunuzu çok iyi bilir" diyen Akşener, "Elbette, vatandaşı iki yumruk arasında sıkıştıran bu utanmazlığa geçit vermeyeceğiz. Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız. Elbette, siyasi şovun değil, hakkın ve hakikatin yanında duracağız. Bu kadar basit, bu kadar net" dedi.
"Konuşulan 9 fezleke halbuki gelen 33 fezleke" diyen AKşener, "Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Ancak Twitter fenomeni küçük ortak tatava yapmayı bıraksın, ‘Yapacağım, her an yapabilirim, birazdan yapıyorum…’ diye ağzına sakız ettiği, malum kapatma başvurusunu, ne zaman yapacakmış, onu söylesin. Hızlı olmasa da, ziyadesiyle öfkeli küçük ortak, hamaseti bıraksın, HDP eş genel başkanının, Sayın Erdoğan’la, nasıl kol kola yürüdüklerini anlattığı, Netflix belgeseli kıvamındaki açıklamalara cevap versin" ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - Bahçeli: CHP yanlıştadır, İP yanlış ata oynamıştır; HDP'nin kapatılması acildir, hayatidir, şarttır
Atanamayan öğretmenlerin sorunlarına da konuşmasında yer veren Akşener, "Buradan, atanmamış olsalar da bizim gönlümüzde, ‘Öğretmen’ olan kardeşlerime sesleniyorum; sizleri görüyoruz, dertlerinizi biliyoruz. Bir meslektaşınız olarak, sizlere söz veriyorum; bu iktidar yapamadı ama, ilk sandıkta biz geleceğiz, biz yapacağız. Öğretmenlerimizin çözülemeyecek derdi yok. Bu ülkenin kaynaklarını, 5 müteahhite değil, sizlerin atamasını yaparak, çocuklarımızın eğitimine aktaracağız. İçiniz rahat olsun" sözlerini kaydetti.
Öte yandan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı'na ilişkin de konuşan İyi Parti lideri, "Sayın Erdoğan'ın dün itibariyle insan hakları kavramını keşfettiği için tebrik etmek istiyorum!" dedi. Akşener devamında da, "Kendisi Anayasa'mızda ve mevzuatımızda, 58. hükûmetten itibaren birçok hükûmetin programında, hali hazırda var olan ancak uygulamaya bir türlü yanaşmadığı, hatta tam tersine yıllardır hunharca çiğnediği sayısız ilkeden bazılarını sırf dünyaya, muhtemelen Biden'a, şirin görünmek için keşfetmiş oldu! Sizin için büyük bizler için ise atılmamış olan bu adımdan ötürü sizleri yürekten kutluyorum" diye konuştu.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Dünün mağdurlarını bugünün mağrur muktedirleri yapan bir hayalet. Biz dün toplusu tüfeklisi önünde eğilmedik bugün elbette yalanlısı dolanlısı önünde de eğilmeyeceğiz. Biz hayaletlerin değil hakikatlerin peşindeyiz. Türkiye'nin acı gerçekleri var. Milletimiz zorluklarla mücadele ediyor. Türkiye'nin bu acı gerçekleri aşacak imkanları var. Bütün mesele bu zenginliği kimin nasıl paylaşacağı. İşler yolundayken müteahhidini ihaleye boğan bu iktidar bütçe dara düştüğünde acısını sırtına yeni vergiler zamlar bindirdiği milletimizden çıkarıyor."
"1994 ruhu dedikleri, işte o yırtıp attıkları gömleğin ta kendisi"
“İşte o nedenle; dün, rahmetli Erbakan Hoca’nın ‘Adil düzen’ gömleğini yırtıp, kendi kurdukları düzende sefaya dalanlar, bugün, işler sarpa sarınca, önce 2002 ruhuna, o da olmayınca, 1994 ruhuna dönmekten bahsediyorlar. İronik olan tam da bu zaten… Çünkü 1994 ruhu dedikleri, işte o yırtıp attıkları gömleğin ta kendisi. Geldikleri noktada bu arkadaşlar, refah içindeki bu çöküşü durdurmak için, kimin gömleğini giyip, hangi ruha sarılacakları üzerine kafa patlatırken, bir yandan da seri gündem çalışmaları yapıyorlar. Ama maalesef, her ürettikleri gündem ancak 3 gün dayanıyor. Çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor. Milletin gündemi artık boş lafla, hamasetle gizlenemiyor. Gömlek artık dikiş tutmuyor, yolcu olan Abbas, bağlasalar da durmuyor.”
Bahçeli'ye: Argümanı yetmeyen durmadan bağırır, Türkçesi yetmeyen durmadan söver
“Nitekim sarayın bu haftaki yeni gündemi, fezlekeler oldu. Yalnız bu arkadaşlar nedense, kafayı bu fezlekelerin kendisine değil, İYİ Parti’nin bu fezlekelere ne diyeceğine takmışlar… Eylemsizliğiyle meşhur küçük ortak, çıkmış kürsüye, her zamanki gibi ancak bağırıyor. Biliyorsunuz, argümanı yetmeyen durmadan bağırır. Türkçesi yetmeyen de durmadan söver. Bunlar da aynen öyle. Akıllarınca bu bağırmalarla, bu çağırmalarla bizi zora sokacaklar… Oysa bizim bu konuyla ilgili tavrımız o kadar net ki, arkadaşların yaptığı bu kadar tatavayı, eğlenceyle karışık bir şaşkınlıkla izliyoruz."
"İyi Parti, terörün yanında, yöresinde olmaz"
“İlkesiz siyaseti düstur edinmişlerin, dün sövdükleriyle, bugün yoldaş olanların, dün yoldaş oluklarına da, bugün sövenlerin, bu netliğimizi yadırgamasını elbette anlıyorum. O nedenle, arkadaşların bu şaşkınlığını gidermek adına, bir kez daha, konuyla ilgili tavrımızı açıklamak istiyorum. İYİ Parti, terörün yanında, yöresinde olmaz. Mesela İYİ Parti, teröristle masa kurmaz, pazarlık yapmaz. Mesela İYİ Parti, teröristin kafasından konfeti temizlemez. Mesela İYİ Parti, seçim kazanmak için, terörist mektubuna, katil röportajına bel bağlamaz. İYİ Parti, her zaman milletinin yanında, demokrasinin yolundadır.
"İyi Parti o fezlekelerin önünü arkasını iyice okur çünkü önünde biri varsa arkasında da sizin olduğunuzu çok iyi bilir"
Mesela İYİ Parti, sandıkta başkasına oy verdi diye, milletine bela okumaz. Mesela İYİ Parti, itirazı olan gencine, esnafına, çiftçisine terörist demez. Mesela İYİ Parti, millet şehidine ağlarken, lebalep kongrelerde sırıta sırıta konuşmalar yapmaz. İYİ Parti, hukukun yanında, adaletin peşindedir. Mesela İYİ Parti, terörden siyaset devşirme peşinde olanların ipiyle, kuyuya inmez. Mesela İYİ Parti, adaleti, siyasi hesaplarına meze yapmaya kalkanlara, alkış tutmaz. Mesela İYİ Parti, milletin derdi konuşulmasın diye önüne getirilen fezlekelere, gözü kapalı el kaldırmaz. İyi Parti o fezlekelerin önünü arkasını iyice okur çünkü İyi Parti o fezlekelerin önünde biri varsa arkasında da sizin olduğunuzu çok iyi bilir. Türk yargısının hazırladığı fezlekeye bakar gereği neyse yapar. "
Bahçeli'ye: Tatava yapmayı bıraksın, ağzına sakız ettiği malum kapatma başvurusunu ne zaman yapacakmış onu söylesin
"Konuşulan 9 fezleke halbuki gelen 33 fezleke. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Ancak Twitter fenomeni küçük ortak tatava yapmayı bıraksın, ‘Yapacağım, her an yapabilirim, birazdan yapıyorum…’ diye ağzına sakız ettiği, malum kapatma başvurusunu, ne zaman yapacakmış, onu söylesin. Hızlı olmasa da, ziyadesiyle öfkeli küçük ortak, hamaseti bıraksın, HDP eş genel başkanının, Sayın Erdoğan’la, nasıl kol kola yürüdüklerini anlattığı, Netflix belgeseli kıvamındaki açıklamalara cevap versin. Kürsülerde fırtınalar estirip, icraata gelince, ‘aradığımız kişiye ulaşılamayan’ küçük ortak, boş konuşmayı bıraksın, Uygur kardeşlerimiz için ne düşünüyorlar, Çin zulmü için ne yapacaklar, onu açıklasın. Bu vesileyle, Çin’in, Uygur kardeşlerimize yaptıklarının ‘Soykırım’ olarak tanınması için, Meclis grubumuzun, Yüce Meclis’e vereceği öneriye, Sayın Bahçeli ve arkadaşlarının da desteğini bekliyoruz. Tabi Sayın Perinçek’ten izin alabilirlerse…"
Fezleke yorumu: Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız
"Merak ediyorlarmış… İYİ Parti fezlekeler geldiğinde ne yapacakmış?... Elbette, vatandaşı iki yumruk arasında sıkıştıran bu utanmazlığa geçit vermeyeceğiz. Elbette, milletimizin hür iradesine saygı duyacağız. Elbette, siyasi şovun değil, hakkın ve hakikatin yanında duracağız. Bu kadar basit, bu kadar net.”
"Bugünkü iktidar, on binlerce genç öğretmen kardeşime verdiği sözü, tutmuyor, tutamıyor"
"Öğretmenlerimiz, bizi bugüne getiren yolun temel taşlarıdır. Vatan savunmasından, yeni Cumhuriyetin kuruluşuna ve yükselişine kadar emekleri vardır. Bu gerçeği görmez, öğretmenlerimizin önemini anlamazsak, bugün memleketi yönetenlerin düştüğü duruma düşer, öğretmenlerimizi, bin bir çileyle baş başa bırakırız. Öğretmenlik mesleğini, ‘kadrolu’, ‘sözleşmeli’, ‘geçici’ gibi, tuhaf sosyal tariflere mahkum eden bugünkü iktidar, on binlerce genç öğretmen kardeşime verdiği sözü, tutmuyor, tutamıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’na göre 107 bin 909, Sayıştay’a göreyse 138 bin öğretmen açığımız varken, sadece, 20 bin öğretmenimizin ataması yapılabildi. Her yıl verilen mezunlarla birlikte, mezun olup da atanamayan gençlerimizin sayısı, 700 bini buluyor. Türkiye’de toplam, 1 milyon 117 bin öğretmenimiz varken, buna yaklaşan sayıda, atanamayan genç öğretmenimizin olmasını kabul edemeyiz.
"Maalesef artık ülkemizde ‘atanamayan öğretmen’ adlı bir meslek grubu var"
Böyle plansızlık, böyle sorumsuzluk, böyle iş bilmezlik olmaz. Milyonlarca çocuğumuzun, on binlerce öğretmene daha ihtiyacı olmasına rağmen, maalesef artık ülkemizde, ‘Atanamayan öğretmen’ adlı bir meslek grubu var. Yazıktır, günahtır! Her biri, pırıl pırıl gençlerimiz. Her biri, öğrencileriyle buluşacakları günü iple çekiyor. Her biri, sınıfa girecekleri o ilk günün hayaliyle, yanıp tutuşuyor. Ama, eşe, dosta, kayınçoya, devlette 2, 3, hatta 4 koltuk ayarlayabilen Sayın Erdoğan, nedense gencecik öğretmenlerimize bir kadroyu bile çok görüyor. Koca bir ülkenin gündemini, abuk sabuk konularla meşgul edenler, öğretmenlerimizi bir türlü görmüyor, duymuyor, umursamıyor. Yazıklar olsun.
Akşener, öğretmenlere seslendi: Bu ülkenin kaynaklarını 5 müteahhite değil, sizlerin atamasını yaparak çocuklarımızın eğitimine aktaracağız
Buradan, atanmamış olsalar da bizim gönlümüzde, ‘Öğretmen’ olan kardeşlerime sesleniyorum; sizleri görüyoruz, dertlerinizi biliyoruz. Bir meslektaşınız olarak, sizlere söz veriyorum; bu iktidar yapamadı ama, ilk sandıkta biz geleceğiz, biz yapacağız. Öğretmenlerimizin çözülemeyecek derdi yok. Bu ülkenin kaynaklarını, 5 müteahhite değil, sizlerin atamasını yaparak, çocuklarımızın eğitimine aktaracağız. İçiniz rahat olsun.”
"Damat gitti, 'kayınpederden masallar' tam gaz devam ediyor"
“Sayın Erdoğan, aklını fikrini, bu meselelerin çözümüne yorması gerekirken, kendisi hâlâ milletimize masal anlatıyor. Damat gitti, 'kayınpederden masallar' tam gaz devam ediyor. Hafta başındaki kabine toplantısının ardından çıktı ve dedi ki; ‘Kamu harcamalarında israfa tahammülümüz yok.’ Yanlış duymadınız. Bunu söyleyen, daha dün, milyarlarca lirayı heba etmeyi, ‘itibardan tasarruf olmaz’ diye savunan, aynı Sayın Erdoğan… Allah kimseyi böyle şaşırtmasın. Allah kimseyi böyle yoldan çıkarmasın.”
"17 milyar lira zarar etmiş THY'ye 347 adet lüks otomobil kiralamak için 2 gün sonra ihale yapılacak"
“Siz hiç, ‘israfa tahammülümüz yok’ diyen, ama, 12 uçakla gezen birini duydunuz mu? Siz hiç, ‘israfa tahammülümüz yok’ diyen, ama, kendine saray koleksiyonu yaptıran birini gördünüz mü? Siz hiç ‘İsrafa tahammülümüz yok’ diyen, ama, ultra lüks araç filosuna, her gün yenilerini katan birini gördünüz mü? Alın size en yakın örnek; 17 milyar lira zarar etmiş Türk Hava Yolları’na, 347 adet lüks otomobil kiralamak için, 2 gün sonra ihale yapılacak. Bir kişi de çıkıp, ‘Şirket bu kadar zarar etmiş, millet bu kadar darda, bir süreliğine iki yaşında, üç yaşında arabalarla idare edelim’ demiyor. Lüks arabayı israf görmeyen bu zihniyet, utanmadan çıkıp ‘kamuda israfa tahammülümüz yok’ diyebiliyor. Ne diyeyim, Allah ıslah etsin.”
"Milletle inatlaşma Sayın Erdoğan! Millet iradesiyle inatlaşılmaz"
“Pandemi yüküyle dara düşmüş vatandaşına, 53 milyar lira destek vermekle övünen, israf düşmanı Sayın Erdoğan, bunun iki katını, hem de inadına, Kanal İstanbul çılgınlığına yatıracağını söylüyor. Egoya bakar mısınız? Cürete bakar mısınız? Arkadaş, ‘İnadına yapacakmış.’ Bak sayın Erdoğan; madem sen unuttun, ben sana hatırlatayım; Peygamber Efendimiz buyuruyorlar ki; ‘Bir kimseyi, inada kapılmış, çekişmeci ve kendi görüşünü beğenmiş görürsen, bil ki, onun ziyanı tamamdır.’ Milletle inatlaşma Sayın Erdoğan! Millet iradesiyle inatlaşılmaz. Siyaset tarihi, milletiyle inatlaşan şuursuz siyasetçi çöplüğüdür. Milletiyle inatlaşanların sonuna bak, ders çıkar. Ama illaki inat edeceksen; Millete karşı değil, millet için inat et. Mesela, kalkınmada, üretimde, istihdamda inat et. Mesela, adalette, hukukta, demokraside inat et. Mesela, refahta, huzurda, mutlulukta inat et. Mesela, açları tok yapmakta, işsizlikten ağlayan babanın derdine derman olmakta inat et. Mesela, yolsuzlukları bitirmekte, gençlerimizin umutlarını yeşertmekte inat et. Gel, siyasi hayatında bir kez olsun kendi çıkarın için değil, milletinin iyiliği için inat et. Bu sözlerimi yabana atma.”
"Piyasalarda ciddi bir kaos var"
"Maalesef ihracatçımız bu dönemde malını yükleyip satacak boş konteyner bulamıyor. Piyasalarda ciddi bir kaos var. Siz hiç ekonomiyi yöneten veya Erdoğan'ın ağzından bunları duydunuz mu. Çin konteynerleri kendine yönlendiriyor. Her ülke ihracatçısını korumak için çeşitli tedbirler alırken Erdoğan kılını kıpırdatmıyor. Sayın Erdoğan iki lafın birince yerli ve milli demesini biliyorsun ama iş icraata gelince tam tersini yapıyorsun."
Erdoğan'a: Sen çöken partini toplayacaksın diye olan çiftçiye, üreticiye oluyor
"Kongre kongre gezip salgını yaymakla uğraşacağına git biraz bunlara çalış sen çöken partini toplayacaksın diye olan çiftçiye, üreticiye oluyor."
"Düze çıkmanın yolu önce bu ucube sistemden kurtulmaktan geçiyor. Yalanları bozarak yürüyoruz. Arkamızda milletimizin desteğiyle her geçen gün büyüyoruz. Millet samimiyetimizi, gayretimizi görüyor. Milletimizin içi rahat olsun yetkiyi aldığımızda yalan dünyayla değil milletimizin gerçekleriyle meşgul olacağız."
"Erdoğan Anayasa'mızda hali hazırda var olan ancak uygulamaya bir türlü yanaşmadığı sayısız ilkeden bazılarını muhtemelen Biden'a şirin görünmek için keşfetmiş oldu!"
"Sayın Erdoğan'ın dün itibariyle insan hakları kavramını keşfettiği için tebrik etmek istiyorum! Kendisi Anayasa'mızda ve mevzuatımızda, 58. hükûmetten itibaren birçok hükûmetin programında, hali hazırda var olan ancak uygulamaya bir türlü yanaşmadığı, hatta tam tersine yıllardır hunharca çiğnediği sayısız ilkeden bazılarını sırf dünyaya, muhtemelen Biden'a, şirin görünmek için keşfetmiş oldu! Sizin için büyük bizler için ise atılmamış olan bu adımdan ötürü sizleri yürekten kutluyorum. Eğer biraz daha gayret edip iyi bir Cumhurbaşkanı olursa bir gün elbet demokrasiyi, güçler ayrılığını da keşfedebileceğine inanıyorum. Kim bilir belki o gün kendisi çıkı iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sistem bile diyebilir. Neden olmasın?"