Ensar Vakfı’nın odağında yer aldığı Karaman'daki çocuk istismarının ardından TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmasına önce karşı çıkan, ancak tepkiler üzerine razı olan AKP'nin Afyonkarahisar Milletvekili Hatice Dudu Özkal, istismar sorununun çözümü için “dini, imani konuların önemli olduğunu” belirterek, komisyona Diyanet’ten temsilci çağırılmasını istedi. Birgün'den Sebahat Karakoyun'un haberine göre, Özkal, "Herkes çocuğuna sahip olabilseydi ve kendi nefsine sahip olabilseydi, bu sapkınlıklar yaşanmazdı" görüşünü savudu.
Çocuklara Yönelik İstismarı Araştırma Komisyonu’nda, toplantının çalışma yöntemi konuşuldu. Toplantıda AKP’li üyelerin çoğunun Karaman’daki skandalla ilgili olarak, “Genelleme yapılmamalı” yorumu yaptı.
Metiner: Politik istismar
Toplantıda AKP’li Mehmet Metiner’in muhalefeti temsil eden üyelerin konuşmalarına sık sık müdahalede bulunması gerginliklere neden oldu. Metiner, Karaman’daki olayla ilgili, “politik istismar” iddiasında bulunarak , “Her camianın içinden yanlış insanlar, kusurlu insanlar çıkabilir. Çok fazla dernek, vakıf, tarikat ve benzeri kavramların altının çizilmemesi gerektiğine inanıyorum” dedi.
Çocuk istismarının cinsel istismarla sınırlı olmadığını kaydeden Metiner’in, “Çocuk yaşta ölüme yatırılanlar var. Eline tutuşturulan keleşe boynu yetişmeyen çocuklar var, kaçırılıp dağa götürülen. Dağdaki tacizler bizim ilgi alanımıza girmez ama çocuk tacizleri, kadın tacizleri konusunda sahiden duyarlıysak her konuda ve herkesle ilgili duyarlı olduğumuzu da göstermek zorundayız” sözleri de tartışma yarattı. HDP’li Hüda Kaya, Metiner’e, “Dağdaki çocukların bu çalışma alanına girmesi söz konusu olacaksa Ceylan Önkol’u, Berkin Elvan’ı da o zaman masaya yatırmamız gerekiyor. Bu ‘dağdaki çocuklar’ polemiği tamamen taciz, tecavüz gerçeğini, buradan sonuç elde etme gerçeğini örtmektir ve bir polemiğe sebep olmaktır, çarpıtmaktır” diye tepki gösterdi.
AKP’li İsrafil Kışla da konuşmasında Ensar Vakfı'nı korumaya yönelik ifadeler kullanarak, “Toplu halde olan yerlerde yaşansa da bu tip olaylar münferit olaylardır, bütün camiayı itham edecek, ilzam edecek olaylar değil elbette ki. Yani, ulu orta herkesin her yerde bir yurt açması söz konusu değil. İsimleri geçen bu kurumlara Ensar denildi. Bu kurumlar sanki yasal olmayan yurtlar işletiyormuş gibi bir algıyı doğru bulmam” dedi.
"Teşvikkâr yayınlar"
Kışla’nın medyanın istismar haberleriyle ilgili, “Haber yapmak adına, doğrusu o tacize uğrayan çocuğun psikolojisinde neler uyandıracağını, ne fırtınalar estireceğini veya diğer çocukların nasıl teşvikkar bir şeyin içerisine gireceğini düşünmeden yayınlar yapılıyor” sözleri de dikkati çekti.
"Herkes çocuğuna ve nefsine sahip olabilseydi bu sapkınlıklar yaşanmazdı!"
AKP’li Hatice Dudu Özkal, konuşmasına duayla başlayarak, “Bu konuyu araştıracaksak gerçekten insani olarak, ahlaki olarak olabilenin en iyisini yapmak, araştırmak ve doğru çözümlere ulaşmayı Rabbim bize nasip etsin “dedi. Özkal’ın konuşması tutanaklara şöyle yansıdı:
“Özellikle bu çocukların böyle olmasında önce aileler yani çocuğu edinen, çocuk sahibi olan herkes çocuğuna sahip olabilseydi ve kendi nefsine sahip olabilseydi, bu sapkınlıklar yaşanmazdı. Kontrolsüz tatmin duygusundan çıkan bu sapkınlıkların hepsi insani bir olaydır ve bu insani olayların üstüne birlikte gitmemiz lazım. Farkındalık ve bilinç yükseltmelerle ve özellikle bizim tezimiz olarak da dini ve imani konularla bunun çözümü olduğuna inananlardanım. Onun için, çağrılacak uzmanlara ek olarak Diyanet'ten de uzman alabileceğimiz kanaatimi belirtmek istiyorum.’’
"Dini mesele değil"
CHP’li Bozkurt Özkal’a, “Bu dini ve imani konu meselesi Hanımefendi… Şimdi, ahlakın temeli özveri ve dürüstlüktür, ahlakın dinlerle bir ilgisi yok. Yani burada vaaz vermek durumunda asla değilim, ama bu -tabii ki Diyanet İşleri'nden de yardım alınabilir- dinî ve imani bir konu değildir” diye tepki gösterdi.