'Osmanlı tarihinin bir anlamda devletin zındıklarla mücadele tarihi olduğunu' söyleyen eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 15 Temmuz’da darbe girişiminin arkasında bulunduğu iddia edilen cemaati “Vahşi eylemleri ortaya koymaktan çekinmeyen bir postmodern zındık hareketi” diye niteledi
Milliyet’ten Önder Yılmaz'ın sorularını yanıtlayan Çiçek, özetle şu mesajları veridi
Check up'tan geçmeli
Tarihe kara leke olarak geçecek benzeri sıkıntılar yaşamak istemiyorsak önceki darbe girişimlerinde olduğu gibi 15 Temmuz’u geçiştiremeyiz. Sistemimizde darbe üreten olağanüstü sıkıntılara kapı aralayan bir yapı var. Bunun içinde devletin bütün kurumlarıyla bir check-up’tan geçirilmesi gerekiyor. Nerede kireçlenme var, hangi organlarda çürüme var, hangileri görevlerini yapmıyor diye. 15 Temmuz’da görüldü ki demokrasinin de cumhuriyetin de en büyük teminatı bizatihi milletin kendisidir.
Güven artırıcı önlemler
Siyaset kurumunun 15 Temmuz gecesi ortaya koyduğu iftihar edebilecek tabloyu devam ettirmek için güven artırıcı önlemlere ihtiyaç var. Mevsimlik, bayramlık geçici görüntü olmamalı 15 Temmuz’daki birliktelik. Bunun mekanizması olmalı. Ayda, üç ayda bir olur. Cumhurbaşkanı öncülüğünde olur, Başbakan yapabilir. Meclis’in içinde, Meclis dışında bin tane yol var. Sayın Başbakan veya liderler eşleri ve arkadaşlarıyla ev misafirliklerine gidebilirler. Bu kimsenin fikrinden vazeçmesi anlamına gelmiyor.
Genelkurmay’ın Cumhurbaşkanı'na
bağlanması tartışması
MİT’in Cumhurbaşkanı’na bağlanması için anayasa değişikliği gerekmiyor. Genelkurmay’ın bağlanması anayasa değişikliği gerektirir. Bu kabul edilebilir mi? Bu noktada muhalefetin neye nasıl baktığına bağlı. Eğer bütün bu olayların arkasında, yetkilerin dağınık olması, yetkilerin sorumluluğun tek elde toplanmaması bu türlüsigorta atmalar sebebiyet veriyorsa, belki, ‘bunları buraya bağlayalım’ denilebilir... Muhalefet başkanlık sisteminin alt zemini gibi algılayabilir. Ama bunları konuşabilecek bir ortam var bugün. En kolay olanlardan başlamak suretiyle, ‘işte birlikte bir şeyler yapabiliyoruz’ diye bir özgüveni de kendi içimizde bulmamız lazım.
Gülen'in iadesi
Fethullah Gülen’in iadesi gereklidir, lazımdır. Türkiye takip ediyor, etmesi gerekiyor. Biz, bu bir terör örgütüdür diyoruz. Aksini 15 temuzdan sonra söyleyen çıkmadı.
"Süt vermeyen ineğe saman dökülmez"
Bir terör örgütü dış destek olmadan uzun süre yaşayamaz. Hiçbir büyük devlet süt vermeyen ineğe saman dökmez. Bu inek süt veriyor demektir, ama bizim kovaya değil başka kovaya süt veriyor. 15 Temmuz’daki dehşetin sorumlusu bu kişi gözüküyor. Bunu besleyenler, arka planı var. Net ifade ediyorum ABD ve batılı dostlarımız 15 Temmuz konusunda dostluğa, müttefikliğe yakışan dayanışma göstermediler. Özellikle ABD. Bu bizi rencide eder hem de ABD’yi zan altında bırakır. Bu nasıl dostluk ki benim canımı yakan adamı sen tutuyorsun? İade edersin, adil yargılanmasını takip edersin. ABD iade edecek mi? Süt vermeye devam ediyorsa iade etmez bu ineği. Kendisini sıkıntıya sokacaksa yine etmez. Çok mecbur kalırsa başka ülkeye gitmesine göz yumar, oradan sütünü sağlamaya devam eder.
Nasıl bir hareket?
Bizim Osmanlı tarihimiz bir manada devletin zındıklarla mücadele tarihidir. Bu hareketi bana sorarsanız, ‘nasıl hareket?’ diye. Tarihe ve Osmanlı tarihine bakıyoruz yaşadıklarımızı bir kısım kökleri oraya kadar gidiyor. Bu hareket de tam tarihi anlamda postmodern bir zındık hareketidir. Örgütte böyle bir örgüttür. Onun modernize edilmiş vahşi eylemleri ortaya koymaktan çekinmeyen bir postmodern zındık harekettir.
"Lobi faaliyeti yapacaklar"
Bu zındık hareketinin lobi faaliyeti var. Türkiye’nin dışarıdaki imajına zarar vermek için lobi faaliyeti yürütebilirler. ABD parlamentosundaki 100 senatörün 72’sinin imzasıyla Türkiye aleyhine bildiri yayınlattılar. ‘Türkiye’de adil yargılama yapılmıyor, özgürlükler askıya alındı’ gibi yargı üzerinden olumsuz imaj oluşturacaklar dış dünyada.Ergenekon, Balyoz davaları nedeniyle zaten olumsuz imajımız var. Bunu kullanacaklar. Bizim süratle dış kamuoyunu bilgilendirmemiz gerekiyor.
"İçe döndürecekler"
Bu zındık hareketi takiyye yapabilir. Buyük darbe yediler ama vücuttan mikrobun tamamıyla atıldığı kanaatinde değilim. Bu bir terör örgütüdür ve terör örgütleri arasında çok yakın işbirliği ve dayanışma vardır. Daha önce de dedim; terör örgütleri arasındaki işbirliği bizim siyasetçilerden daha fazla. Bu iş olduğunda DAEŞ ve PKK’nın da iki gün eylemleri kesildi. Niye? Görevi, bu örgüt, zındık örgüt devralmıştı. Bunlar başarısız olunca tekrar harekete geçmeye başladılar. Bu örgütlerle işbirliği yaparak Türkiye’yi istikrarsız kılmaya, içe dönmeye, iç meselelerle uğraşması için çaba sarfedecekler. Türkiye, 15 Temmuz’dan beri kendini konuşuyor. Suriye’de ne olup bitiğini yazıp okuyup tartışmıyoruz. Halbuki coğrafya öbür tarafta şekilleniyor.
"Suikast her bakımdan mümkün"
(Suikast girişimi olabilir mi?) Bu her zaman mümkündür. Bunu kendisi yapar veya örgütler. Bunlar her zaman birbirlerine iş havale ederler. Bitişik nizam komşular gibi bu terör örgütleri. Bu ortamda olabilir. Bunu el birliği ile aşacağız.
Eskisinden daha fazla TSK’yı kucaklamamız icap eder. Bir ülkenin dış politikasının en önemli güçlerinden biri TSK’nın caydırıcılığıdır. Polis, asker ayırımı yapmak yerine, ‘bunlar ülkenin huzuru için çalışan kurumlardır’ demek lazım. (Kışla önündeki kamyonlar) Bu korku psikolojisini toplum olarak bir an evvel üzerimizden atmamız gerekiyor. Evvela görüntülerin ortadan kalkması lazım. Kışlaların kapılarında dozerler, iş makinaları kaldığı sürece bu psikolojiyi besler. Bunun kaldırılması gerekir. Bu görüntü olduğu müddetçe herkes korkmaya devam eder.