CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, AKP'nin TBMM'ye sunacağı sosyal medya düzenlemesine ilişkin olarak, "AKP, 'unutulma hakkı' adı altında kara geçmişini silmeye çalışıyor" dedi.
AKP’nin hazırladığı sosyal medya düzenlemesi bu hafta TBMM’ye geliyor. Düzenlemeyle ilgili bilgilendirme yapan AKP Grup Başkanı Vekili Özlem Zengin ‘unutulma hakkı’na yönelik olarak, "Siz yargı kararlarına başvuruyorsunuz, mevcut hukuk sistemi içerisinde sonuç alıyorsunuz. Fakat tüm bunlara rağmen adınızı yazdığınızda, bu konuya dair bir şey girdiğinizde sizinle alakalı geriye dönük tüm bilgiler önünüze geliyor. Bu düzenlemeyle; ilgili kişi, ‘kişilik haklarını ihlal eden bazı internet siteleriyle ilişkilendirilmesinin engellenmesini' talep edecek. “Benim ismim bu internet siteleriyle yan yana gelmesin” talebinde bulunabilecek." ifadelerini kullanmıştı.
"AKP'nin yoksulluk ve FETÖ ilişkilerine ilişkin içerikler engellenecek"
Sözcü gazetesinin haberine göre; AKP’nin sosyal medya düzenlenmesini ve Zengin’in açıklamalarını değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, şunları söyledi: "AKP’nin getirdiği kanun teklifinin söylendiği gibi Almanya ile aynı olmadığını, bunun Almanya’da yasalaşmadan önce iki yıl tartışıldığını anlattık. İktidarın mevcut uygulamalarına da bakmak gerekiyor. Almanya’da haber sitesi erişim engellemesi görülmedi.
Kollektif hafızayı silecek bir durum söz konusu. AKP'nin yoksulluk, FETÖ ile ilişkileri, yolsuzluklarına ilişkin erişim engellenecek. Getirilen yasa teklifinde ifade özgürlüğüne, toplumun haber alma özgürlüğüne kısıtlamalar var.
"Komisyon oluşturulmalı, bütün partiler katılmalı"
Teklif konusunda tartışılması gereken çok unsur var. Mesela ekonomik anlamda, girişimcinin desteklenmesi konusunda sorun yaratacak. Reklam kısıtlamasına gidildiğinde eksi yansımaları olacak.
Bu düzenlemeler, kendilerinin eleştirildiği mecraları daraltmaya yönelik. Amaç sosyal medyayı zapt-u rapt altına almak, kimsenin sesi çıkmasın, kuşatılsın. Bizim önerimiz, bir komisyon oluşturup, bütün partilerin katılımıyla bu konuda çalışılması. Neyin ifade özgürlüğü, neyin kişilik haklarına aykırı olduğunun belirlenmesi. Bu süreçte servis sağlayıcılarla konuşulması, üniversitelerin sürece dahil edilmesi."