T24 Haber Merkezi
Çözüm süreci ve Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "PKK/KCK terör örgütü üyeliği" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınması hakkında konuşan AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, "Sayın Bahçeli'nin girişiminden sonra TUSAŞ'a yapılan saldırı ve Kandil'den yapılan açıklamalar... Türkiye'nin çıkarları için bir adım atıldığında bu tür şeylerle karşılaşıyoruz" dedi. Yaşananların çözüm sürecini etkilemeyeceğini düşündüğünü söyleyen Miroğlu, Özer'in gözaltına alınması hakkında, "Bunun ben süreci etkileyeceği kanaatinde değilim. Çünkü Cumhurbaşkanımız o konuşmayı yapmadan önce yaşandı. Eğer buna yönelik bir şey olsa Cumhurbaşkanımızın konuşmasının içeriği farklılaşabilirdi" diye konuştu, "90'larda Kürt siyasetini kriminalize eden bizzat devletin kendisiydi. Aradan otuz, kırk yıl geçti. Bugün devletin zihniyet yapısının burada durmadığını görmemiz lazım" dedi.
AKP'li Miroğlu'ndan "Ahmet Özer" açıklaması: Zamanlaması çok manidar
CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, hakkında "PKK/KCK terör örgütü üyeliği" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında sabah saatlerinde evinden gözaltına alındı. Özer, 31 Mart seçimlerinde CHP ve DEM Parti'nin "kent uzlaşısı" kapsamında, CHP'nin Esentyurt adayı olmuş ve yüzde 49 oy oranıyla belediye başkanı seçilmişti. Soruşturma kapsamında Özer'in evinde, arabasında ve belediye binasında arama yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltı işleminin "PKK/KCK üyelerinin ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik soruşturmalar kapsamında" gerçekleştirildiğini açıkladı. Başsavcılığın açıklamasında, aynı zamanda akademisyen olan Özer'in, geriye dönük yapılan 10 yıllık inceleme kapsamında, görüştüğü 694 kişinin "örgüt mensubu olduğu" iddia edildi.
"Cumhurbaşkanımızın konuşmasını beklerken sabah böyle bir haberle uyanmak elbette manidar"
Halk TV'de yayınlanan Gündem Özel programında konuşan Miroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Ahmet benim çok iyi tanıdığım bir arkadaşım. Farklı siyasi anlayışlarımız var ama doğrusunu isterseniz haberi aldığımda üzüldüm. Akademik kariyeri olan bir arkadaşımız. Esenyurt'ta yüzde 49 oy alarak belediye başkanı seçilmiş bir arkadaşımız.
Savcılıktan gelen iddialara bakıyorsunuz, biraz kayda alınması gereken iddialar eğer gerçekten öyleyse. 600 terör mensubuyla ilişkilendirilmiş Ahmet Hoca, Remzi Kaplan ile görüştüğü iddia ediliyor. İkisi de Vanlıdır, belki akrabalardır bile, bilemiyorum. Manidar bulmamın sebebi hem AK Parti periferisinde duran aydın ve gazetecilerimiz hem de partinin zamanında yöneticiliğini yapmış birçok arkadaşımız Devlet Bey'in çıkışını MHP adına yapılmış bir çıkış gibi gördüler. Bu bir Cumhur İttifakı projesi mi yoksa Devlet Bey'in düşünüp ortaya attığı bir proje mi diye tartışılırken biz Cumhurbaşkanımızın bugün grupta yapacağı konuşmayı beklerken sabah böyle bir haberle uyanmak elbette manidar.
"Türkiye'nin çıkarları için bir adım atıldığında bu tür şeylerle karşılaşıyoruz"
2005'te Cumhurbaşkanımızın -o zaman başbakandı- Diyarbakır konuşmasını hatırlıyorum. 'Bu mesele bizim meselemizdir, bunu çözeceğiz, devlet bölgede vahim hatalar yaptı' gibi... Arkasından hemen Umut Kitabevi hadisesi geldi. Bunlar çok gördük. Sayın Bahçeli'nin girişiminden sonra TUSAŞ'a yapılan saldırı ve Kandil'den yapılan açıklamalar... Türkiye'nin çıkarları için bir adım atıldığında bu tür şeylerle karşılaşıyoruz. Bu tweeti atmamın sebebi bu.
"Özer'in gözaltına alınmasının süreci etkileyeceği kanaatinde değilim"
Ben Türkiye sivil siyasetinin bu tür hadiselere karşı şerbetli olması gerekir diye düşünüyorum. Tecrübeler var. Birçok meselede şapka düştü, kel göründü. Bunun ben süreci etkileyeceği kanaatinde değilim. Çünkü Cumhurbaşkanımız o konuşmayı yapmadan önce yaşandı. Eğer buna yönelik bir şey olsa Cumhurbaşkanımızın konuşmasının içeriği farklılaşabilirdi. Ben bir farklılık görmedim.
"KCK faal bir örgüt, kayyım dönemlerinin müsebbibi KCK yapılanmasıdır"
Kayyım döneminden beri yaşadığımız bir gerçeklik var; PKK ile ilgili sorunlar silahı, dağda kalıp kalmaması ile ilgili ifade ediliyor. Bir de KCK gerçekliği var, bu bir şehir yapılanmasıdır. KCK'nın bugün faal halde olduğunu düşünmememiz için hiçbir sebep yok. Faal bir örgüt, maalesef birinci ve ikinci kayyım dönemlerinin de en büyük müsebbibi KCK yapılanmasıdır. 90'larda dağdan gelen talimatlar, siyasi yönlendirmeler, seçilmiş insanların üzerinde demokrasi kılıcı gibi oluşturulmuş komite ve komisyonlar Türkiye'nin gerçeği.
Samimiyetle söylüyorum. Siyaset yapan Kürt aydın arkadaşlarımız var ama dön dolaş bu kriminal bir şeye evriliyor ve bu kriminalize etmede de hep devleti görüyoruz ama devletin dışında da bu örgütün kendi saflarında siyaset yapan insanları da kriminalize etmek için gözünü sakınmadığını görmemiz gerekir. Yaşadığımız tecrübeler bize bunu gösteriyor.
"90'larda Kürt siyasetini kriminalize eden bizzat devletin kendisiydi"
90'larda Kürt siyasetini kriminalize eden bizzat devletin kendisiydi. Aradan otuz, kırk yıl geçti. Bugün devletin zihniyet yapısının burada durmadığını görmemiz lazım ama devletin zihniyet yapısı değişirken, AK Parti, CHP hatta MHP bir değişim emaresi ortaya koyarken bu tarafta herhangi bir değişime rastlamıyoruz. Ahmet değil, yarın herhangi biri de o partiden şurada, burada belediye başkanı olduğu zaman bu yapının demokrasinin kılıcı gibi o arkadaşların başında sallanacağını bilmemiz lazım. Bir siyasi fatura çıkarılacaksa tarihsel sürecin bu yanını da görebilmemiz lazım."
Adaylar ne vadediyor, ne söylüyor:İklim krizinden kürtaja, Ukrayna’dan İsrail’e Harris-Trump düellosu |