Koalisyon turları kapsamında AKP’nin HDP’ye yaptığı dünkü ziyarette “HDP ile koalisyon seçeneği” ikinci planda kalırken, masanın ana konusu “çözüm süreci” oldu. Koalisyon seçeneklerine baştan beri uzak duran HDP, “AKP-CHP koalisyonu”nu adres gösterip, kendilerinin de böyle bir koalisyonda “yapıcı muhalefet” görevi üstlenebilecekleri mesajını iletti. Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın haberine göre, HDP’nin İmralı’ya gitme talebine hükümet somut bir tarih vermezken, olumsuz da yaklaşmadı. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ziyaret öncesi PKK’ya silahsızlanma çağrısı yapması AKP heyetinde olumlu karşılandı. HDP, görüşmede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın statüsü ve yolsuzluk dosyalarını da gündeme getirdi.
Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi de AKP-HDP görüşmesini yazarak, “Başbakan, ‘Silahlı unsurlar geri çekilmeden çözüm süreci ivme kazanamaz’ diyor. Figen Yüksekdağ ise, Dolmabahçe'de varılan mutabakatın gereği olan adımların atılmasını istiyor” ifadelerine yer verdi.
AKP’nin koalisyon görüşmeleri kapsamındaki dün gerçekleştirdiği HDP ziyareti, çözüm sürecinde yaşanan tıkanıklığın ardından tarafların yaklaşık 4 ay sonra gerçekleştirdiği ilk görüşme oldu. AKP ve HDP’de görüşmeye katılanların 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe’deki ortak açıklamayı yapan isimler olması; ziyaretin “koalisyon turu” çerçevesinde olmasına karşın çözüm sürecini temel başlık haline getirdi.
CHP ve MHP ziyaretlerine göre tam 1 saat 58 dakika sürerek en uzun ziyaret olan dünkü görüşmeye AKP heyetinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra çözüm sürecinde aktif olarak görev yapan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın yer alması dikkat çekerken, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara ve Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesinlioğlu da bulundu. HDP heyetinde ise eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yanı sıra İmralı heyeti üyeleri İdris Baluken, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ile HDP MYK üyesi Zeynep Karaman yer aldı.
Olumlu mesajlar
Görüşmeye saatler kala Demirtaş’ın canlı yayında PKK’ya silah bırakma çağrısı ve silahsızlanma vurgusu yapması AKP heyetinde olumlu karşılanırken, Orhan Miroğlu ve Muhsin Kızılkaya gibi isimlerin de AKP heyetinde yer almaması HDP kanadında olumlu bulundu.
Edinilen bilgiye göre, HDP MYK toplantı salonundaki masanın etrafında gerçekleştirilen görüşmede ilk olarak koalisyon konusu ele alındı. AKP heyeti, 7 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirerek, AKP’nin bundan sonra izleyeceği koalisyon çalışmaları hakkında bilgi verdi. HDP heyeti de 7 Haziran’dan sonra ortaya çıkan tabloda en çok oy alan iki parti olan AKP ve CHP’nin koalisyon kurmasının geniş tabanlı bir hükümetin oluşmasını sağlayacağını belirterek HDP’nin AKP-CHP koalisyonunda katkı verici ve yapıcı bir tutum izleyeceği mesajını iletti. HDP heyeti AKP’ye adalet, demokrasi ve barış olmak üzere üç temel başlıkta HDP’nin yeni dönemde yeni hükümetten beklentilerini içeren bir sunumda bulundu.
Görüşmenin ardından AKP Genel Merkezi’nde açıklama yapan Davutoğlu, Demirtaş’ın açıkladığı 3 ilke etrafında çok geniş analizler yapıldığını barış, demokrasi, adalet ilkeleri etrafında kanaatlerini samimi şekilde kendilerine aktardıklarını söyledi. Davutoğlu, “HDP’nin AKP’ye bütün kapıları kapattığı” söyleminin son 1 ayda değiştiğine de dikkat çekti. Davutoğlu, “Barış esas ise meşru güçler dışında hiç kimse silahlı bir unsur olarak, barışı tehdit edici bir unsur olarak ülke topraklarında barınamaz. Dolayısıyla gelin HDP olarak silahlı gruplara karşı, her türlü şiddete karşı, silahlanmaya karşı bir tavır sergileyin” diye konuştu.
HDP’nin 80 vekil ile TBMM’ye girmesinin Türkiye için bir şans olarak görülebileceğini kaydeden Davutoğlu, bunun doğru kullanılarak demokrasiyle şiddet arasına açık bir tavır konulması gerektiğini kaydetti. Demirtaş’ın önceki gün PKK’ya silah bırakma çağrısı yaptığı açıklamanın tekrarını izlediğini belirterek, “Bu ifade doğru, iyi bir ifadedir. Eğer bu talep gündeme getirilmemiş olsaydı bu ifade gelmezdi. Yani silahların bırakılması ifadesi. Bu soruyu daha çok sormalı” dedi. Davutoğlu, tüm siyasi partilerin bu konuda açık ve net tavır alması yönünde çağrı yaptı. Davutoğlu’nun açıklamasından sonra İmralı heyeti üyesi de olan Sırrı Süreyya Önder Genel Merkez’de açıklama yaptı.
Önder, ilkesel olarak temasların gerektikçe sürmesi ve kesintiye uğramaması konusunda mutabakat sağlandığını söyledi. Türkiye’deki temel sorunların çözüm süreciyle doğrudan ilişkili olduğunu kaydeden Önder, yürütülecek hiçbir hükümet görüşmesinin süreçten ayrı ele alınamayacağını ifade etti. İmralı’ya ziyaret talebinin tekrar iletildiğine işaret eden Önder, “İmralı talebi salt bununla ilgili değil, sürekli masada duran bir talebimizdir” dedi.
Selvi: Davutoğlu ‘silah bırakmadan
çözüm sürecinde ivme olmaz’ dedi
Öte yandan, Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi de görüşmenin içeriğini bugünkü (16 Temmuz 2015) köşesinde yazdı:
Herkesin merak ettiği sorunun cevabını ilk başta vereyim.
Başbakan Davutoğlu, HDP'yi ziyaretinde Demirtaş'a, "Selahattin" dedi mi?
El cevap: Demedi.
Hatırlarsanız Başbakan, Kudüs'ün, Musevilerin kutsal kenti olduğu yönündeki sözünden dolayı Demirtaş'a, "Ona artık Selahattin demeyeceğim" diye seslenmişti.
O nedenle AK Parti-HDP görüşmesinin başladığı andan itibaren bu soru sorulmaya başlandı.
AK Parti-HDP görüşmesiyle birlikte, ilk tur tamamlandı.
Hem HDP hem AK Parti heyetleriyle konuştum. Sıcak bir görüşme olduğunu belirttiler.
Görüşmede HDP adına Figen Yüksekdağ konuşuyor. “Demokrasi, Adalet ve Barış" başlıkları altında partisinin görüşlerini aktarıyor.
Konuşmasının başında koalisyonla ilgili mesajlarını veriyor.
“AK Parti- CHP hükümetini" öneriyor. İlginç MHP lideri Devlet Bahçeli'de AK Parti'ye, CHP ile hükümet kurmasını önermişti. Figen hanım bir mesaj daha veriyor. "Seçim hükümetini de tartışmaya hazırız"
Selahattin Demirtaş bir defa araya girip, Başbakan'a, "Ulus devlet" konusunda ne düşündüğünü soruyor. Davutoğlu, "Etnik temelli bir devlet yapılanmasına karşıyız" yanıtını veriyor.
Görüşmenin sonunda Demirtaş tekrar söz alıyor, "Uygun olanı AK Parti, CHP ile hükümet kurmalı" diyor. Sonra sözü MHP'ye getiriyor. HDP'liler, AK Parti, MHP ile koalisyon kuracak diye hop oturup hop kalkıyorlardı. Demirtaş, "Kategorik olarak AK Parti-MHP'ye karşı değiliz. Ama MHP bizi flu görüyor. Savaş hükümeti sözünü ise sadece biz kullanmadık, bu yönde bir algı var" diye konuşuyor.
Demirtaş, “AK Parti-CHP koalisyonuna destek veririz. Ama bu mümkün olmazda seçim derseniz, onu da oturup konuşabiliriz" diyor. HDP, erken seçime sıcak bakmıyor. Eğer AK Parti-CHP hükümeti kurulamazsa, Demirtaş'ın bu sözleri seçim hükümeti için açılmış bir kredi olarak değerlendirilebilir mi? Bir yere not etmek lazım.
Son seçimlerde AK Parti'den HDP'ye yüzde 4.5 oranında bir oy kayması olmuştu. HDP, AK parti heyetini ağırlarken, AK Parti'den gelen oyların rencide edilmemesine dikkat ediyor. Başbakan'ı kapıda kalabalık bir heyetle karşılıyorlar. Giderken Eş Başkanları Demirtaş ile Yüksekdağ kapıya kadar uğurluyor.
Ayrıca ziyarete çikolata ile gelen Başbakan'a, Diyarbakır işi gümüş işlemeli bir fincan takımı hediye ediyorlar.
İmralı görüşmesi de gündeme geliyor. HDP, İmralı görüşmesinin neden yapılamadığını soruyor. AK parti, silahlar bırakılsın karşılığını veriyor. AK Parti, İmralı ile görüşme konusunda bir taahhütte bulunmuyor ama katı tutumunda bir esneme hissediliyor. HDP, İmralı ziyaretinde düne göre daha iyi durumdayız havasında.
Görüşmede Kobani de gündeme geliyor. Başbakan'a, PYD kontrolündeki Kürtler hakkında ne düşündüğü soruluyor. Davutoğlu, "İçerideki çözüm süreciyle dışarıyı ayrı tutmuyoruz. Kürtler bizim kardeşimizdir. IŞİD konusunda yanlış bir algı oluşturuluyor. Türkiye, IŞİD'e yardım eden ülke gibi gösteriliyor. Haksızlık yapılıyor" diye karşılık veriyor.
Davutoğlu, HDP konusunda bir değerlendirme yapıyor. “Seçimlerden hemen sonra "İçeriden ve dışarıdan hiçbir şekilde AK Parti'li bir hükümete destek vermeyeceğiz' şeklindeki açıklamalardan dolayı HDP'yi düşünmemiştik. Bu süreçte bizimle ilgili çok şey çarpıtıldı. Çözüm sürecini yürüten irade olduğumuz göz ardı edildi. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Kobani'yle ilgili sözü çarpıtıldı. Biz HDP'nin arkasındaki iradeye saygılıyız. Son dönemlere HDP'deki olumlu değişimi de gözlüyoruz"
AK Parti ile HDP koalisyon görüşmeleri kapsamında bir araya geliyor ama görüşmenin ağırlığını “Çözüm süreci" oluşturuyor. Başbakan, "Silahlı unsurlar geri çekilmeden çözüm süreci ivme kazanamaz" diyor. Figen Yüksekdağ ise, Dolmabahçe'de varılan mutabakatın gereği olan adımların atılmasını istiyor.
Çözüm sürecinde iki partide mevcut pozisyonlarını koruyor. Başbakan, silahlı unsurların geri çekilmesi şartını koşuyor, HDP ise Dolmabahçe mutabakatının devamının getirilmesini istiyor. Ciddi bir ilerleme sağlanamıyor ama düne göre daha iyi bir iklim yakalanıyor.
Ama diyaloğun kurulmasıyla birlikte HDP'de, çözüm sürecinde bir ilerleme sağlanacağı umudu doğuyor.
AK Parti ile görüşmeden sonra HDP'liler,"Psikolojik eşik aşıldı" dediler. Heyetler ayrılırken, irtibat kurulması CHP'de ve MHP'de olduğu gibi bir isim önerilmiyor. "Arkadaşlar iletişim halinde olsunlar" deniliyor.
AK Parti ile CHP heyetleri bir araya geldikten sonra," Psikolojik eşik aşıldı" denilmişti. AK Parti- HDP görüşmesi gerçekleşince bir kez daha, "Psikolojik eşik aşıldı" denildi. Kim tarafından? HDP tarafından.
İlk tur görüşmeler tamamlandı.
Başbakan koalisyon kurmak istiyor. Kılıçdaroğlu, koalisyona girmek istiyor.
Hem MHP, hem HDP AK Parti-CHP koalisyonunu öneriyor.
Medya, iş dünyası ve batılı ülkeler ise AK Parti-CHP hükümetini alkışlamaya hazır.
Peki bu durumda geriye ne kalıyor? Herkesin alkışladığı, bir koalisyonu kurmak için liderler ne bekliyor?
Kazın ayağı öyle değil.
MHP istiyor ki, merkez sağ ile merkez sol koalisyon kursun. AK Parti ile CHP koalisyonda yıpransın, ben oturduğum yerde oylarımı yükselteyim.
HDP istiyor ki, iki parti koalisyon kursun, çözüm süreci masada kalsın, seçimlere gidilmeyip süre kazanılsın, MHP'nin Ana muhalefet olduğu bir ortamda, koalisyonun yıpranacağı bir konjonktürde ben bu işten karlı çıkarım.
Merkezin sağı ve solu yıpranırsa, bir de bakmışız ki, MHP ile HDP Türkiye'nin merkezi olmuş.
Bununla birlikte önümüzdeki hafta Salı ya da Çarşamba günü ilk somut adım atılacak. AK Parti ile CHP koalisyonunu görüşmek üzere bir komisyon kurulacak.
Bir koalisyon masası olacak.
Ama AK Parti-CHP koalisyonu için umutlu musun derseniz, umutlu değilim.
İbre erken seçim ve AK Parti'nin kuracağı bir seçim hükümetine daha yakın duruyor.
Bahçeli'den sonra Demirtaş'ın açtığı krediye bakınca, koalisyon değil, seçim hükümeti ağır basıyor.