TBMM Genel Kurulu’nda, Akkuyu Nükleer Santrali A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi Gennady Sakharov’un Rusya’da rüşvet suçundan tutuklanması gündeme geldi. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Ben buradan Enerji Bakanı’na soruyorum: Haberin var mı? Böyle bir kurumda, topraklarımızda kurulmak istenen nükleer santralin şirketinin yönetim kurulu üyesi, Rus devleti ile Türk devleti arasındaki ilişkileri kuran bu kişi rüşvetten tutuklanmış. Ben Bakan’a soruyorum: Neden tutuklanmış? Türkiye'yle bir ilişkisi var mı ve bu adamın durumu ne olacak” dedi.
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Van’ın yerel sorunlarıyla ilgili güündem dışı söz alan DEM Parti Van Milletvekili Mahmut Dindar, "Vekili olduğum bölgenin altyapı sorunları, geri bırakılmışlığı, adaletsiz bir şekilde haksızlığa uğraması AKP-MHP iktidarı döneminde ağırlaşmıştır; bu ülkede bu iktidarın Kürt’e reva gördüğü yaşam düzeyi budur. AKP'nin bölge politikası, kayyum, talan, yoksulluk, işsizlik ve ayrımcılıktır" dedi.
Van Havalimanı’nda sefer saysının az olmasına tepki gösteren Dindar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Değerli milletvekilleri, her yaz ‘Vanlılar neden uçamıyor’ sorusunu sormak zorunda kalıyoruz. Nüfusun 1,5 milyona vardığı yaz aylarında İran’a sınır bu kentimize gelen uçak sefer sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Nüfusu Van’dan az olan birçok şehrin sefer sayısı Van’dan çok. Hem uçak sayısı yetersiz hem de havaalanının altyapısı yetersiz. Vanlılar Türkiye'nin en pahalı uçak biletlerini almak zorunda kalıyor. İstanbul'dan Antalya’ya, Konya'ya, Kayseri’ye, İzmir'e günün birçok saatinde otobüs fiyatına uçakla seyahat edilebilirken memleketin doğusu bu konuda mahrumiyet bölgesi oluyor. Bölge illerinde günlük sefer sayısı 1 tane bile artırılsa ulaşım daha rahat sağlanacakken yaz aylarında tam tersi yapılıyor. Bölgede tarımın, hayvancılığın, ticaretin ve turizmin gelişmesi için ulaşımın, çevre ve hava yollarının geliştirilmesi gereklidir ancak AKP iktidarı 22 yıldır o konuda da ileri bir adım atmamıştır. 5 kere açılışı yapılan çevre yolunun tamamlanması, Başkale tünellerinin tamamlanması başka bahara kalmış görünüyor."
AKP'li Cıngı: "Sosyal medya yasası, şu anda ihtiyaçlara cevap vermekten uzaktır"
Gündem dışı söz alan AKPi Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı, sosyal medya kullanımının çocuklar üzerindeki etkileri üzerine konuştu. ‘Sosyal medya yasası’ olarak bilinen yasanın yetersiz olduğunu belirten Cıngı, yeni bir kanun teklifi oluşturulması gerektiğini söyledi. Cıngı, şunları kaydetti:
"İnternetin çocuğun tutum ve davranışının oluşması ve şekillenmesinde hayati bir rol oynadığı ve çocukların kimlik inşa süreçlerinde büyük ölçüde zararlı etkileri olduğu gün gibi ortadadır. Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar kimlik arayışı içerisindedirler ve sosyal medyada gördükleri yanlış kişileri rol model olarak alabilmektedirler. Bu durum da çocukların kendi değerlerini ve kimliklerini sağlıksız bir şekilde oluşturmasına sebebiyet vermektedir. Kız çocukların ise dayatılmış bir güzellik kalıbı içerisine sokulmaya çalışılarak tek tipleştirilmeye doğru gittikleri ve küçücük çocukların artık makyaj yapmadan sosyal hayat içerisine çıkmadıkları görülmektedir. Ayrıca, çok erken yaşlarda ilgiye ve popülerliğe alışmış psikolojileri üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Yaşları itibarıyla durumun farkında olmayacakları için mahremiyet, helal kazanç, manevi duygular ve ahlak noktasında kazanılan veya kaybedilen unsurların değerlendirmesini yapacak seviyede bulunmamaktadırlar. Bu durum, sadece çocukların kültürünü veya kültürel alanını değil bunun yanında, özellikle kişilik oluşumlarını da şekillendirmektedir. Netice olarak, çocuklarımızı bu zararlardan korumak için bizlere düşen ailelerle, öğretmenlerimizle, sivil toplum kuruluşlarıyla, akademisyenlerle, eğitim camiasıyla ve diğer gönüllü kuruluşlarla el ele vererek çocuklarımızın geleceğini negatif etkileyecek sosyal medya gerçeğini kontrol altında tutmak, toplumsal farkındalığı sağlamak ve milletimizi bu konuda bilgilendirmektir. Bu minvalde, ‘sosyal medya yasası’ olarak bilinen 2022 yılında çıkartılan 5651 sayılı Kanun belli bir düzenleme getirse de şu anda ihtiyaçlara cevap vermekten uzaktır. Dolayısıyla biz milletvekillerine düşen çocuklarımızı koruyacak bir yeni kanun teklifini oluşturmaktır."
CHP’li Arpacı: "Bizi gri listeye düşüren siyasetçi ve bürokratlardan hesap sorabildiniz mi?"
CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, Türkiye’nin gri listeden çıkarılmasıyla ilgili söz alarak, "Ülkemiz 2021’de girdiği gri listeden tam üç yıl sonra çıkartıldı. 2019’da FATF’ın uyarılarına rağmen önlem alınmaması nedeniyle ülkemiz suç örgütlerinin cirit attığı, kara para aklama vakalarının ayyuka çıktığı, hatta dünyaca ünlü suç örgütü liderlerinin Türkiye’ye yerleştiği bir yer hâlini aldı. Tüm bu olayların yaşandığı dönemde ülkeyi yöneten AKP'ydi, dönemin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı, Maliye Bakanı -şimdi bu sıralarda oturan- Nurettin Nebati’ydi, İçişleri Bakanı -yine, şu an Milletvekili olan- Süleyman Soylu’ydu. Kutlama “tweet”leri atan Bakan Şimşek’e sormak istiyorum: Bizi gri listeye düşürecek kadar kötü ekonomi politikalarını uygulayan siyasetçi ve bürokratlardan hesap sorabildiniz mi? Gri listeye bizi sokan ve şimdi kutlama mesajları yapanlara sesleniyorum: Elektriğe gelince yüzde 38 zam vatandaşa gelince enflasyon 24,7. Bu enflasyona çocuklar bile inanmaz. Bu halkı artık zorlamayın" dedi.
Saadet Partili Şahin: "9’uncu Yargı Paketi’nde infaz rejiminde bir düzenleme görülmedi"
Saadet Partisi Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili İsa Mesih Şahin, 9’uncu Yargı Paketi’ne ilişkin konuştu. Şahin, "9’uncu yargı paketi Meclis’e sunuldu. Sunulan kanun teklifinde önemli beklentiler vardı. Özellikle bazı hususlar iktidar partisindeki arkadaşlar tarafından da dile getirilmişti, dokuzuncu yargı paketinde bu hususlarla ilgili düzenlemeler yapılacağı yönünde beklentiler oluşmuştu. Bunlardan bir tanesi kamuoyunda ‘dörtte dört uygulaması’ olarak bilinen mükerrer suçların infaz rejimindeki bir düzenleme. Burada bir düzenleme olacağı ifade edilmişti ancak bu yargı paketinde bu düzenleme görülmedi, infaz rejiminde bir düzenleme görülmedi. 2’nci defa suç işleyenlerle ilgili, bir şans daha verilmesi gibi bir beklenti vardı ama burada yüz binlerce insan büyük bir hayal kırıklığına uğradı aileleriyle birlikte. Bu konunun Adalet Komisyonunda ya da Genel Kurulda tekrar gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti'li Çömez: "Biz bugün Türkiye’de şekeri Avrupa’dan daha pahalı yer hale geldik"
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'ye ait Ağrı'daki bazı taşınmazların satılmasına ilişkin, "Resmi Gazete'de bir tebliği yayınlandı ve bu tebliğe göre mülkiyeti Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’ye ait olan bir taşınmaz mal Ağrı’da satışa gitti ve satıldı. Şimdi bunu niye özellikle gösterdim? Buna baktıktan sonra geri dönüp acaba son yıllarda Şeker Fabrikası’ndan kaç tane fabrika satılmış diye baktığımda karşıma 12 tane şeker fabrikası çıktı. 12 şeker fabrikası satılmış, bugün onların yerinde fabrika yok, şeker üretemiyorlar ve maalesef o şeker fabrikalarının yerine bugün devasa binalar, alışveriş merkezleri ve konutlar yükselmiş. Tabi bunun evveliyatına bir bakmak lazım yani niye böyle oldu, niye bugünlere geldi Türkiye? 2006'ya gittiğimizde bu ülkede bir Cargill yasası çıktı, bir defa Cumhurbaşkanlığı’ndan geri döndü, bir daha onaylandı ve Orhangazi’de bir fabrika yapıldı. Tabi bu büyük Amerikan fabrikası yurt dışından yoğun miktarda mısır ithal etti, özellikle Amerika’dan ve nişasta bazlı şeker üretildi bu ülkede ve bunun GDO’lu olup olmadığı bile tartışmalı. Bundan dolayı maalesef, şeker piyasasını domine ettiler ve bu münasebetle Türkiye’de şeker pancarı üretimi büyük ölçüde kısıtlandı ve şeker fabrikaları satıldı. Şeker pancarı üretimi kısıtlandığı için, dolayısıyla şeker fabrikaları da satışa gitti ve maalesef, biz bugün Türkiye’de şekeri Avrupa’dan daha pahalı yer hâle geldik. Bakın, ben bunları, özellikle bugünün fiyatlarını aldım; işte, görüyorsunuz, Londra’da şekerin kilosu 41 lira -göreceksiniz burada, bugün aldım, internetten aldım- ama maalesef, bizim ülkemizde şekerin kilosu 60 lira. Bunun bir tek sebebi var, pancar sektörünün ve şeker sektörünün kötü yönetilmesi ve maalesef, birilerine birtakım rantların üretilmesi" diye konuştu.
Bazı arazilerin eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın şirketlerine devredildiğini ileri süren Çömez, şu soruları sıraladı:
"Üsküdar’da okul yapılsın diye vatandaş tarafından Maliye Bakanlığı’na, Hazine’ye bağışlanmış olan 4,5 dönümlük arazi Sağlık Bakanı’nın şirketlerine verildi mi verilmedi mi, tahsis edildi mi edilmedi mi? Ben edildiğini biliyorum ama cevap bekliyorum, sordum kendisine. TEKEL’in Unkapanı’ndaki devasa binası, milyarlarca liralık bedeli olan, kıymeti olan bu devasa bina Fahrettin Koca’ya verildi mi, verilmedi mi? Ben biliyorum verildi ama cevap bekliyorum. Ankara Tren Garı içerisindeki binalar Fahrettin Koca’nın hastanelerine verildi mi, verilmedi mi? Ben biliyorum ki verildi ama yine bize cevap verilmedi. Öte yandan, Atatürk Orman Çiftliği’nde 555 bin metrekarelik alan yine Sayın Bakanın hastanelerine tahsis edildi. Öte yandan, milyarlarca liralık teşvik -ki Resmî Gazete'de belgeleri var- milyonlarca dolarlık teşvik verildi."
Sezai Temelli: "Cumhurbaşkanı, Putin’le 2’nci nükleer santrali konuşuyor"
DEM Partii Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili ve Muş Milletvekili Sezai Temelli, Türkiye'de nükleer santral tesislerinin sayısının artmasına tepki gösterdi. Temelli, "Bildiğiniz gibi, orman yangınları Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri. Yine, çok ciddi yangınlarla boğuşmaya devam ediyoruz. Bu yangınları önleyebilecek tedbirler olası iken bu tedbirleri hayata geçirecek yatırımlar, adımlar bir türlü atılmadığı için orman yangınları devam ediyor. Şimdi, bu denli ciddi ekolojik sorunlar varken bir de nükleer santral meselesi karşımızda. Şimdi, bir taraftan, bakıyoruz, Bakanlığın bir bürokratı Amerika’da nükleer santral meselesi görüşüyor. O sırada Cumhurbaşkanı, Putin’le 2’nci nükleer santrali konuşuyor. Sinop gibi, Türkiye’nin gerçekten çok güzel doğasına sahip bir yerine, bir ilimize nükleer santral pazarlaması yapılıyor. Akkuyu rezaleti ortada. Akkuyu’da çalışan işçilerin sömürüsü, karşı karşıya oldukları durum ortada ve bütün bunlar ortadayken başka bir rezalet daha var: Akkuyu Nükleer Santrali’nin Yönetim Kurulu Başkanı bugün Moskova'da yolsuzluktan tutuklandı. Yani kimlerle iş yaptığınız da acayip bir durum; burada yolsuzluk öyle bir hâl almış ki uluslararası firmalarla iş yaparken de gidiyorsunuz o ülkenin kim yolsuzluk yapıyorsa o adamını bulup iş yapıyorsunuz. Bu da gerçekten tarihe geçecek bir örnek" şeklinde konuştu.
CHP'li Başarır: "Akkuyu’daki nükleer santral, Akdeniz Bölgesi'nin en büyük sorunlarından bir tanesi"
Akkuyu Nükleer Santralinin Yönetim Kurulu üyesi Gennady Sakharov’un rüşvetten tutuklanmasına ilişkin konuşan CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, şu ifadelerde bulundu:
"Gün geçmiyor ki tuhaf bir olayla uyanmayalım. Şimdi, bu Akkuyu’daki nükleer santral Mersin’in, Akdeniz Bölgesi’nin en büyük sorunlarından bir tanesi. Kurulduğu günden beri başımızın belası; işçi ölümlerinden tutun, çevre sorunlarından tutun, güvenliğinden tutun, Rus şirketiyle ilişkilerinden tutun ama bugün bambaşka bir sorunla karşı karşıyayız çünkü biliyorsunuz ki bu şirketin yüzde 51'i Rusların. Şirkette Türk yönetim kurulu üyeleri de var Rus yönetim kurulu üyeleri de var ama 'Gennady Sakharov' diye bir Yönetim Kurulu Üyesi Rusya’da rüşvetten tutuklandı. Şimdi, bunun görevi ne? Şirket ile Rusya arasındaki, devletle olan ilişkileri düzenliyor. Ben buradan Enerji Bakanı’na soruyorum: Haberin var mı? Böyle bir kurumda, topraklarımızda kurulmak istenen nükleer santralin şirketinin yönetim kurulu üyesi, Rus devleti ile Türk devleti arasındaki ilişkileri kuran bu kişi rüşvetten tutuklanmış. Ben Bakan’a soruyorum: Neden tutuklanmış? Türkiye'yle bir ilişkisi var mı ve bu adamın durumu ne olacak?"
AKP'li Zengin: "Cumhurbaşkanımız milli futbolcularımıza destek olmak amacıyla milli maçı yerinde izleyecek"
AKP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Özlem Zengin, "Sayın Cumhurbaşkanımız hem Merih Demiral'a hem tüm milli futbolcularımıza destek olmak amacıyla milli maçı yerinde izleyecek, Hollanda'yla yapılacak olan millî maç için Almanya'ya gidecek. Bunun da orada olunmasının, destek anlamında son derece önemli olduğunu söylemek istiyorum" dedi.
4 komisyon çalışmaya devam edecek
Genel Kurul’da, Dijital Mecralar Komisyonu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu’nun Meclis’in tatilde ve ara vermede bulunduğu dönemde çalışmasına ilişkin tezkereler oylanarak kabul edildi.