Yeni Akit gazetesi yazarı ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, darbe girişimiyle Türkiye’nin her kesiminin birleştiğini ifade ederek, Amerikan Gizli Servisi CIA’in Fethullah Gülen’e “Ne yaptın len Gülen. Biz sana böl dedik.. Sen iktidar partisi ile, muhalefeti ile... Hepsini birleştirdin. Biz sana ‘Yuvalarını dağıt’ dedik... Sen yuvalarını büyüttün.. Biz ‘Aralarına nifak sok’ dedik. Sen ordusu ile, Diyanet’i ile, solcusu ile, sağcısı ile.. Eski cumhurbaşkanı ile, yeni cumhurbaşkanı ile.. Eski başbakanları ile... Yüksek yargı başkanları ile.. hepsini tek ses, tek yürek yaptın...” dediğini ileri sürdü.
Ali Karahasanoğlu’nun bugün yayımlanan (8 Ağustos 2016) “CIA de pişman olmuştur: Ne yaptın lan sen Gülen?” başlıklı yazısı şöyle:
Nur camiasını bölmek için işe soyunmuşlar...
Bakmışlar becerikli bir eleman..
Hedefi büyütmüşler..
“Nur cemaati ile yetinmeyelim.. Türkiye’deki tüm dindarları bölme işini bu elemana verelim” demişler..
Okullarına destek vermişler..
Sadece kendi ülkelerinde değil, Afrika’da, Türkî cumhuriyetlerde, dünyanın dört bir yerinde bir yandan okul açtırmışlar, bir yandan da açılan o okullara ajanlarını yerleştirmişler..
Bir taşla iki kuş birden vurmuşlar..
Türkiye’de ilk defa alnı secdeli bir siyasetçi başbakan olduğunda ona ayak diremişler..
Erbakan’a “Beceremediniz gidin” çağrısı yaptırtmışlar..
Alnı secdelileri, birbirine düşürttürmüşler..
İmam Hatiplerin kapatılmasına tek kelime ettirmemiş, başörtülüler üniversitelere alınmadığında, “Başörtü füruattır” çıkışı ile, ahlaksız yasağa karşı sokağa dökülen dindar insanlar arasına nifak sokturmuşlar..
CIA bakmış ki verdiği görevlerin tamamı aynıyle yerine getiriliyor, “Sadece müslümanlar arasında nifak çıkarma değil, bu arada hristiyanları cennete gönderme görevini de ‘kullanışlı eleman’ Fetullah Gülen’e verelim” demiş..
O “görev” de yerine getirilmiş.
Kelime-i şehadetten Hz. Peygamber ile ilgili bölüm çıkarılmaya kalkışılmış!
*
Gün gelmiş, CIA karar vermiş. “Dünya 'beş'ten büyüktür” diyen Tayyip Erdoğan’ın iktidardan uzaklaştırılması operasyonunu, bu “kullanışlı eleman”a ihale etmiş.
“Kullanışlı eleman”, bu görevi büyük bir aşk ile yerine getirmek için kolları sıvamış. 17 Aralık darbesini “binde birini tanımadığı” sempatizanlarına hazırlattırmış.. “Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin” bedduası edilmiş..
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan arasına nifak sokma girişimi ile işe başlanmış.
Gül ile Erdoğan arasına nifak ile yetinmeyip..
Bakanlar arasına nifak, milletvekilleri arasına nifak, dört bakan öne sürülüp, AK Parti’nin altının oyulması..
Hepsi aynı operasyonun atlama taşları..
Parti paramparça edilerek...
Bedduadaki hedef gerçekleştirilecek..
O günlerde başarıya ulaşamamışlar,
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Başbakanlık koltuğuna oturacak isim belirlenirken yine fitne kazanı kaynatılmaya çalışılmış..
“Başbakan kim olacak.. O mu, bu mu?”
Bu fitne çalışmalarında amaç hep aynı idi:
“Yuvaları bozulsun.. Evlerine ateş düşsün. Birlikleri bozulsun. Bir şey olamasınlar!”
Bu bedduayı, Türkiye not etmişti.
Dünya not etmişti..
*
15 Temmuz ile dün Yenikapı’yı izlediğimizde ise gördüğümüz tablo şu: Aralarına nifak sokulmak istenenlerden Abdullah Gül orada.. Ahmet Davutoğlu orada.. Binali Yıldırım orada.. Tayyip Erdoğan orada..
Hep birlikte, “tek beden” olmuş gibi.. Birlik içinde, fitnecilere ortak tepkilerini omuz omuza ifade ediyorlar..
“Gül, Davutoğlu, Yıldırım, Erdoğan” birlikteliği ne ki..
MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Yenikapı’da..
Bahçeli’yi de bir kenara koyun.. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bile orada..
Aman Allah’ım! AK Parti’yi bölmek, iktidardan uzaklaştırmak için çıkılan yolda bugün AK Parti, CHP, MHP genel başkanları, aynı meydana toplanmış, birlik içinde hareket ediyorlar..
Sadece onlar da değil.. Geçmiş dönemlerde Tayyip Erdoğan ile sorunlar yaşayan yüksek yargı organları Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, başkanları ile Yenikapı’da..
Bu isimlerle de bitmiyor, bu müthiş birliktelik..
Yıllar öncesinin Başbakanları Yıldırım Akbulut.. Tansu Çiller de, “Biz de buradayız.. Millet ile birlikteyiz” diyerek Yenikapı’ya gelmişler..
KKTC Başbakanı Yenikapı’da.. Hristiyan din adamları Yenikapı’da.. Musevi din adamları Yenikapı’da..
Hepsinin tepkisi, aynı noktaya: Pensilvanya’ya..
Hayret ki ne hayret!
Tayyip Erdoğan ve etrafındaki birlik çatırdatılmak istenirken, şu oluşan geniş birliğe bakın.. Yuvalar yıkılmak istenirken, şu oluşan büyük yuvalara bakın.. Bir parti dağıtılmak istenirken, partilerüstü uzlaşıya bakın..
*
En önemlisi, tarihte ilk defa Diyanet İşleri Başkanı, siyasi parti genel başkanları ile bir miting alanında..
Tarihte ilk defa.. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile kuvvet komutanları, siyasi parti genel başkanları ile birlikte, aynı meydanda halkın huzurunda..
CIA’dan gelen emir, bir partiyi bölmek iken..
Bir partiyi iktidardan uzaklaştırmak iken..
Türkiye ayağa kalkmış, Yenikapı’da buluşmuş, 81 ilde aynı dakikalarda Pensilvanya’ya 79 milyon ders veriyor..
Eminim Türkiye ile birlikte.. Tüm dünya mazlumları da aynı his ve düşüncelerle Pensilvanya’ya tepkisini gösteriyor..
*
Benim kanaatim şu: Bu tabloyu gördüğünde, CIA Pensilvanya’daki kuklasına şunu demiştir: “Ne yaptın len Gülen. Biz sana böl dedik.. Sen iktidar partisi ile, muhalefeti ile.. Hepsini birleştirdin. Biz sana ‘Yuvalarını dağıt’ dedik.. Sen yuvalarını büyüttün.. Biz ‘Aralarına nifak sok’ dedik. Sen ordusu ile, Diyanet’i ile, solcusu ile, sağcısı ile.. Eski cumhurbaşkanı ile, yeni cumhurbaşkanı ile.. Eski başbakanları ile.. Yüksek yargı başkanları ile.. hepsini tek ses, tek yürek yaptın..”
Ve eminim, CIA, Pensilvanya mukiminin biletini keserken de, 1997’de Gülen’in rahmetli Necmeddin Erbakan’a dediği gibi hitap edecektir: “Beceremedin.. Bırak git!”