Karar gazetesi yazarı Akif Beki, "Gelir dağılımı adaletindeki bozulmayla birlikte fırsat eşitliği şartları da kötüleşiyor" ifadelerini kullanarak, "AK Parti’nin zengin ama mutsuz ettiği azınlığa, cemiyet hayatımızın tüm seçkinlerine duyurulur, müsterih olsunlar" diye yazdı.
Beki'nin Karar'daki yazısı ( 15 Kasım 2017) şöyle:
Şu meşhur ‘mutlu azınlık’ artık eskisi kadar mutlu hissetmiyor kendini, bir dokunan bin ah işitiyor.
Necip Fazıl’ın ‘öz yurdunda garip, öz vatanında parya’ dediği dışlanmışlık psikolojisi, bir kara bulut gibi onların üstünde dolaşıyor, onların ensesini karartıyor şimdi.
Fakat eskisi gibi mutlu olmasalar da rakamlar, hatırı sayılır paranın hala onlarda olduğunu söylüyor.
Mutsuz olabilirler ama ‘zengin azınlık’ statüsünü ellerinde tutmaya devam ediyorlar.
Adetimi bozmadım, bu yıl da ‘en zenginler’ listesine bakıp AK Parti devrinin ‘yandaş’ zenginlerini aradım.
Kasım 2016’dan farklı bir tablo değil gördüğüm.
Ekonomist dergisi ‘en zengin ilk 100’ listesini yine açıkladı, öncekinin neredeyse aynısı.
Değişen bir şey yok, mal da mülk de aynı ellerde dönüp duruyor.
Servetini gizleyen kayıtdışı iktidar zenginleri türemiş olabilir, bir şey diyemem.
Ama kayıtlılar arasında tepeden paraşütle inen yeniyetme zengin görünmüyor.
En yenileri Rixos’ların patronu Fettah Tamince mi? Onun da listeye sızması gerilere gidiyor.
Sayılamayacak kadar çok ama ortada bir parayla ilk kez bu iktidar döneminde tanışan, safları şeffaf bir şekilde yarıp kodamanlar ligine kadar sokulmayı başaran vergi mükellefi hani nerede!...
İktidara yakınlığıyla bilinenler olmaz mı patronlar kulübünde...
Fakat Mustafa Topbaş mı, Ahmet Çalık mı, Torunlar mı, LC Waikiki’nin patronları mı servetlerini iktidarın kıyaklarına borçlu? Bunlar mı sonradan görme?
Adları gündemden düşmeyen Mehmet Cengiz’le Ethem Sancak ya da Kolin İnşaat mı dünyalığı sonradan bulmuş?
Devrin makbul müteahhitlerinin işleri daha bir rast gidiyor, el üstünde tutuluyorlar, doğru.
Ancak enselerinin palazlanıp daha da kalınlaşmış olması, eskiden çulsuzdular, kefeni sonradan yırttılar anlamına gelmiyor.
Pozitif ayrımcılık yapılarak avantaj sağlananlar, eski devirlerin dezavantajlısı değil yani.
Servetlerine servet katmaktan başını alamayanlar, servetin yabancısı değil.
Aşılmaz bir kast sistemi devrede gibi. İktidarlar gelip gidiyor, devirler değişiyor ama dışarıdan kimseye yer açmıyor, aralarına yabancı almıyor yağlı kapıdakiler.
Tek tük istisnalar çıksa bile onlar da tırnaklarıyla kazıyarak sınıf atlayanlar. Kayrıldıkları için paraya para demeyenler değil.
Özetle; başına iktidarın sihirli değneği değmiş gibi, şansı bir anda dönüp de kaymak tabakasına yükselmiş altlardan bir ‘yandaş’ hâlâ belirmedi.
Varsa da yükünü önceden tutanların yükünde artış, bilançolarında parlama var.
Ekonomist dergisinin 14 yıldır tuttuğu çetelenin güncel haline bakıyorum.
Gördüklerim hep kulübün gözde elitleri, güzide müdavimleri.
Her iktidar kendi zenginlerini üretir derler ama...AK Parti döneminde, iktidara yaslanarak sınıf atlayan yeni bir büyük zengine rastlamadım.
Bu dönem hesapları astronomik şişmiş olsa bile ‘sıfırdan AK Parti milyarderi’ görülemez hiçbiri.
Sınıflar arası geçişkenliğin varlığı açısından çok önemli bir gösterge.
TÜİK’in gelir dağılımı istatistikleri de bu tabloyla örtüşüyor.
En alttakilerle en üsttekiler arasındaki makas kapanmıyor, aksine açılıyor.
Jip sosyetesine sıçrayanların standartlarında bile gerileme var. Nerede kaldı jet sosyetesine atlamaları...
Gelir dağılımı adaletindeki bozulmayla birlikte fırsat eşitliği şartları da kötüleşiyor.
AK Parti’nin zengin ama mutsuz ettiği azınlığa, cemiyet hayatımızın tüm seçkinlerine duyurulur, müsterih olsunlar.